"şihttt sakin ol bebeğim"
saatlerdir bağlandığı sandalyede tepiniyordu.
sonunda merdivenlerden aşağı inen bedenle leş kokan odada bir yüz görebilmişti. karşısında pis bir sırıtış takınmış olan adamın ağzındaki bandı hızla çekmesiyle hissettiği acı büyük bir çığlık atmasına sebep olmuştu...
"ahhhh!! ne yaptığını sanıyorsun sen manyak herif!"
"şihtt babacığa böyle bağırılmaz ama"
gözlerini büyütüp sarı saçları okşayıp yüzüne yaklaşarak konuşmuştu. karşısında elleri ve ayakları bağlı bir şekilde kim bilir kaç saattir aynı sandalyede oturan küçük çocuk ise korku dolu bakışlarını takınmıştı bile...
karşısındaki adamın deli olduğu her halinden belliydi onun gözünde.
kafa derisinde hissettiği acıyla yine dudakları aralanmış ve bu sefer de korku dolu bakan gözleri kısılmıştı.
"ahhh! bırak saçımı şerefsiz!"
"şihtt diğerlerini uyandıracaksın"
"diğerleri?"
"hmm"
pis bir sırıtışla etrafındaki kutulara bakmıştı küçük beden ise korku dolu gözlerle bakıyordu
"ya ya onların içinde birileri mi var yoksa?"
"hmm bilmem bakayım bir"
çöktüğü dizinin üzerinden kalkıp üzerinde ki beyaz gömleği ve siyah kumaş pantolonuyla ilerlemişti kutuya doğru, eline aldığı ilk şeyi küçük çocuğa doğru atmıştı. küçük olan ise çoktan gözlerini sımsıkı kapatmış ve bacağına değen şey ile dudaklarından yine küçük bir çığlık çıkmıştı.
"yaa! y-yoksa o kol muydu? hı bi dk bi dk bir kol o kadar ince olamaz yoksa o parmağamıydı birinin?"
"wow iyi senaryo bence gözlerini açman daha mantıklı olur"
"ne diye sana güvenip gözümü açayım piç kurusu! kesin bana cesetlerin parçalarını göstereceksin"
"vay be ben bir seri katilim demek harika o zaman ne yapsam senin de gözlerini mi oysam? açmıyorsun zaten ahh o acı içindeki kanlı inlemem ımhh leziz olur"
gözlerini anında açıp karşısında pis bir şekilde sırıtan adama baktı
"kimsin sen?"
"hm? bunu sormak daha yeni mi aklına geldi? hahaha sende az manyak değilmişsin bebeğim"
"sen kimsin dedim? ne diye beni kaçırdın? ha? ne derdin var benimle!"
"şihtt sessiz ol yoksa onları uyandıracaksın"
elindeki oyuncak kediyi kaldırıp sallamıştı ve pis alaycı sırıtışına da yer açmıştı
"h-ha ha şaka olmalısın cidden sen ne çeşit bir manyaksın! az kalsın korkudan ölüyordum!"
"hm ne o yoksa gerçek ölüleri mi göstermeliyim sana? hmm ne yapsak hepsi arkanda asılı oysaki seni çevireyim mi?"
"inanmıyorum sana! olamaz öyle bir şey! yine yalan atıyorsun kesin değil mi?!"
"ne ara bana bu kadar güvendin? daha tanışmadık oysaki değil mi?"
sandalyesindeki bedenin çenesini ciddi bir surat ifadeyle kavrayıp arkasına bakması için çevirdiğinde gördüğü korku dolu gözler yine onu heyecanlandırmıştı yıllar öncesiyle aynıydı onu terk edenle ap aynı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bìngrén -hyunlix
Fanfictionhasta ruh. -hyunlix kapanana kısılmış gibiyim senin kollarında. -rahatsız olanlar okumasın!!!!!!