-Yangın çıkmadan önce-
-Mrrr~
Sebastian yetimhanenin etrafındaki tüm kedileri etrafına toplamıştı. Hepsine birden ilgi gösteriyordu. Rose onu orada bırakıp gitmişti. Bir insan ona yaklaşan bir kediyi ardında nasıl bırakabilirdi?
Sebastian kediler ile mutlu mutlu ilgilendikten sonra yetimhaneye gitmek için kediye döndü.
-Miyaw! (Beni bekleyin sizin için döneceğim~)
Sebastian yetimhanenin olduğu tepelikten dumanların yükseldiğini fark etti. İnsan formuna geçip oraya koştu. Tüm yetimhane yanıyordu. İnsanlar aralarında konuşuyorlardı.
-Aman tanrım bu nasıl bir vahşet!
-Yetimler için üzülüyorum.
-Ne olmuş anne?
-Ah, herkes içerideyken yangın çıkması ne büyük talihsizlik!
-Tanrım! Buranın yetkilisi nerede, çocuklar ağlıyor!
Sebastian etrafa bakındı. Bayan Lay ve Rose'u göremedi. İçeriye girmek ve çıkmak artık imkansızdı. İnsanlar için.
-Her şey burada bitiyor Rose!
-Sen öyle san.
Sebastian gelen seslere doğru gidince Bayan Lay'in elleriyle burnunu tuttuğunu, Rose'un ise dışarı çıkmaya çalıştığını gördü. Sebastian sırıttı. Bu oldukça ilginçti. Birkaç saniye sonra Rose yere düşmüştü ve göz göze gelmişlerdi. Sebastian 1 saniye içinde Rose'u, ardından Bayan Lay'i alıp dışarı fırladı. Dışarı çıktıklarında Rose'un bilinci kapanmıştı. Bayan Lay ise söyleniyordu. Sebastian'ın, kafasına bir tane geçirmesiyle söylenmesi son bulmuştu. Yangın için gelen yardım ekiplerine Bayan Lay'i verdi. Götürüleceği hastaneyi öğrendi ve Rose'u alıp malikaneye döndü.
-Ah Sebastian-san döndü! dedi Meyrin.
-Yaşasınn! dedi Finnian.
Baldroy dikkatlice baktı.
-Ne taşıyor o? diye sordu.
Meyrin gözlüklerini çıkarıp baktı.
-O-Olamaz! Sebastian-san bir kadınla döndü! Bundan sonra nasıl yaşayacağım...
Meyrin dizlerinin üstüne düştü. İsyanlardaydı.
-Bir kadın mı? Bak sen! Bizde çalışıyor sanıyorduk. Hahaha. dedi Baldroy.
-Eminim Sebastian-san işini bitirmiştir! dedi Finnian.
Sebastian yakına geldikçe görüntü netleşti. Kucağında tuttuğu bir kız çocuğuydu. İkili Meyrin'e bakış attı.
-Ne? Kadın kadındır! Aşk rakibim belirdi. Ühü~
Meyrin ayağa kalkıp Sebastian'a koştu. Kıza baktı.
-?!!! Sebastian-san bu kızın hali ne?! Yaşıyor mu?
-Evet. Bir oda ve ılık su hazırlayın. Odayı iyice havalandırın. Hemen.
Üçü birden anlaşıldı şeklinde kafalarını sallayıp Sebastian'ın emirlerini yerine getirmek üzere içeri girdiler. Ciel de önündeki kağıtları atıp iç çekti. Daralmıştı. Hava almak için pencereye yöneldi. Pencereden bakarken Sebastian'ı gördü. Sonra kucağında birini taşıdığını fark etti. Bu... Rose idi.
-Bu da neyin nesi?
Ciel hemen odasından çıktı. Girişte Sebastian'ı görünce yavaşladı. Rose kıpırdamıyordu. Elbisesi yırtılmıştı. Her yeri simsiyahtı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Minashigo | ♱Kuroshitsuji♱
FantasyCiel her zaman olduğu gibi Sebastian ile Kraliçenin isteği üzerine göreve çıkar. Bu görevde hayatını tamamen değiştirecek o kişi ile tanışacağından habersizdir.