Jungkook
Her zamanki yürüyüş yolumda rutinimi tekrarlarken yağmur bastırmıştı. Bütün günün rezil oluşuyla yolun yarısında geri dönecektim ama beni durduran şey sırılsıklam olmuş yeşil çimenlerin üzerine uzanmış bir kızdı. Yağan yağmur sanki ona hiç dokunmuyordu. Islak çimenler üstünde doğruldu sırılsıklam olmuş, saçları omuzlarına yapışmıştı. Saçlarını hafif geriye ittirdi. Toprak kokan havayı içine çekip tekrardan kendini çimenlerin üzerine salmıştı. Yabancı bir insanı izlemek kabalık olmalıydı ama gözlerimi ondan alamıyordum. Güzel gözüküyordu. Onu izledikçe kendimi özgür hissetmiştim.
Yerinden kalktı. Çantasını omzuna aldı cok rahattı sanki hiç bir acelesi yokmuş gibi yavaşça hareket ediyordu. Kendimi izlemeyi bırakmak için ikna etmeye çalışıyordum. Gözüme hemen yanında durduğu çimlere basmayın tabelası ilişti. Sıradan bir insan komik bulmazdı belki ama yüzümde ki tebessüm ve küçük çaplı kahkahayı bastıramadım. Gülüşümü duymuş olacaktı ki etrafına bakındı. Beni farketmemesi için başka bir tarafa döndüm. Çoktan yürümeye başlamıştı bile onun adımlarına yetişmeye çalışıyordum sapık gibi gözüküyor olabilirdim belki ama bana çok ilginç biri gibi gelmişti. Yol boyunca kendi kendine konuşuyor şarkı söylüyordu .
"She'll make you take your clothes off and go dancing in the rain
She'll make you live her crazy life, but she'll take away your pain
Like a bullet to your brain
Come on! "Su birikintilerinin üzerinde zıplıyor, Kendi etrafında dönüyordu. Kendi tarzında dans ediyordu. Karşı taraftan insanlar geliyordu. Bunu farkettiği an kendini toparladı. Ve kendi çapında eğlendiğini belirtir bir şekilde kahkaha attı.
Sıradan bir evin önünde durdu. Birisini bekliyor gibi duruyordu. Hemen sonra yanına birisi geldi boynuna atlayıp sımsıkı sarılmıştı.
Biraz daha yaklaşıp dinlemeye çalıştım. "Taehyung bugün benimle gelmeliydin çok eğlendim." Demişti. Arkadaşı olduğunu düşünüyordum. Çocuk kafasını hafif geriye yatırıp konuştu. "Eminim çok eğlencelidir. Rosé sırılsıklam olmuşsun hasta olacaksın ama umrunda bile değil." Adını öğrenmiştim. Ona yakışan bir isimdi. Onunla tanışırsak çok iyi anlaşabilirdik. Rosé biraz daha yaklaşıp daha sıkı sarılmıştı.
" Benim için bu kadar endişelendiğini bilseydim daha dikkatli olurdum. " Dedi. Muzip bir şekilde gülümsemişti. İster istemez onunla birlikte gülümsüyordum. İçeri girmişlerdi bile tek başıma kalmıştım. "Rosé..." En kısa zamanda onunla tanışmak istiyordum. Evin kapısına son bir kez baktım bir daha görebilmek için ama çıkmayacaktı. Kendimi toparladım ve evime döndüm.Rosé
Dışarının soğuğundan kendimi içeri zor atmıştım. Arkamdan gelen Taehyung için kapıyı açık bıraktım.
"Taehyung kapıyı kapatıp içeri geç ben de üstümü değiştirip geleceğim."
Kafası ile onayladıktan sonra içeriye girdim ve sırılsıklam olmuş üstümü değiştirip saçlarımı kuruladım. İşim bittikten sonra içeri geçtim. Taehyung telefonu ile uğraşıyordu. Taehyung'un yanına doğru koştum ve doğrudan kucağına atlayıp sımsıkı sarıldım. Korkmuş olacaktı ki gözleri kocaman açıldı. Sonrasında hafif gülümseyip sıkı sıkıya kavradı belimi . Dudağıma küçük bir öpücük bıraktı ve " umarım hasta olmazsın. Dışarıda çok durdun."
Dedi. Elini alnıma koyup ateşime baktı. "Ateşin yok ama yine de dikkatli ol ." Dedi. " Tabi ki de yok. Ben kendime bakabilirim. " Dedim. Omuz silkerek "Peki o zaman" dedi. Biraz daha konuşmasını bekledim ama yanına attığı telefonu tekrardan aldı ve bakmaya devam etti. Taehyung'un üstünden kalkıp yanına oturdum. Ne zaman vakit geçirmek veya konuşmak istesem isteksizdi. Fazla mı sıkıcıydım yoksa sadece abartıyor muyum ? Anlaması için ona baktım ama çoktan telefona odaklanmıştı. "Taehyung hadi yarın bir yere gidelim. Uzun zamandır birlikte vakit geçiremedik. " Taehyung telefonundan başını kaldırmadan cevap verdi. " Çok isterdim Rosé ama biliyorsun şu sıralar işler çok yoğun evde bile çok az zaman geçiriyorum." Dedi. "Peki o zaman bende sana yardımcı olayım. "Taehyung büyük bir ajansta fotoğrafçılık yapıyordu. Modellerin fotoğraflarını çekiyordu.Bende fotoğraf çekmeyi seven birisi olduğum için oraya gitmenin guzel bir fikir olduğunu düşünüyordum. Dediğimden sonra bir süre düşündü ve "Olmaz. Vakit bulabildiğim de seni seveceğin bir yere götüreceğim Rosé" Dedi. Bir daha sorup inatlaşabilirdim ama hem bunun için çok yorgundum hemde cevabının değişmeyeceğini bildiğim için ısrar etmek istemedim. Belki yarın iş yerine kendim gidip ona sürpriz yapardım. Zaten o günün yorgunluğuyla duruyordum. Bu yüzden daha fazlada oyalanmadan "peki o zaman benim çok uykum var. Seninle uğraşmak isterdim ama üşeniyorum şanslısın sevgilim ."Dedim.
"Tabi bende kendimi şanslı sayacağım sana iyi geceler" Taehyung'a kulak asmadan yatak odasına girdim kapıyı hızla kapatıp kendimi yatağa attım. Gerçekten sıkıcı bir hayatım vardı. Bir süre kendimi düşüncelere bıraktım. Günün yorgunluğuyla uyuya kalmıştım.Uzun bir aradan sonra yeni bir kurgu atmaya karar verdim. Çok önceden yazmış olduğum bir şey biraz düzenledim sadece. Tutmayabilir ama taslaklarda kalmasına da içim el vermedi böyle kurguları seven çok fazla insan va mı bilmiyorum
Taslakta o kadar fazla kurgu var ki hepsini atmak istiyorum
Sizleri çok özlemişim.
♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LET'S DİE TOGETHER
Fanfiction"Sadece birbirimize ait olmalıyız ." Jungkook gördüğü anda aşık olduğu kadını yalnız kendisinin olmasını istiyordu. Rosé'nin sevgilisi olması Jungkook'un düşüncelerini karanlık bir boyuta taşıdı. İlk görüşte aşkı bir takıntıya dönüşmüştü.