2. Bölüm

15 1 0
                                    

Onu görür görmez içeri doğru ilerledim çünkü sanki diğer insanlar gibi değildi,boş aptal veya sıradan bir insan gibi gözükmüyordu. Bir masaya oturmuştum ve etrafımdaki masaların hepsi doluydu ama onu göremiyordum.

Yanıma garsonun gelmesiyle kendime geldim
"Ne istersiniz"diye sorunca , az önce şurada diğer insanlara benzemeyen müthiş birini gördüm demek istesemde
"Limonata" dedim.

Bir kaç saat burada oturmuş olabilirim, neden oturduğumu bilmiyorum sanırım dışarı çıkıp tek başıma birşeyler yapabilmek hoşuma gitti.

Kafe yavaş yavaş boşalmıştı ve içeride iki üç insan kaldı. Gözlerim yorgunluktan kapanıyordu...

Garip bir yerdeydim buraya ne zaman geldim onu bile bilmiyorum. Etrafa şöyle bir baktım kimse yoktu , aniden az ileride bir ışık gördüm ışığa doğru ilerledim bu sadece sıradan basit bi topraktı kokusundan anlamıştım... Çok süre geçmeden bir ses duydum

"Meraba ben Beyaz yani aslında adım toprak ama neyse... Öncelikle ben sapık değilim, şu anlık beni görmeni istemiyorum sesim normal olabilir ama ben değilim sıradan veya normal aptal bir insan değilim. Aslında ben kim miyim?bu dünyayı kusursuz yapan kişiyim" dedi ses.
Etrafıma bakmaya devam ettim ama kimseyi göremedim tek gördüğüm topraktı, normal bir toprak...
Uzun sayılabilecek bir süre ardından

"Aslında bakarsan 'Kusursuz bir dünya için' ;
-Kablosuz internet şifresizdir
-Hava durumu hep doğru tahmin yapar
-Çıkartmalar iz bırakmadan çıkar
-İnsanlar mesajlara hemen cevap verir
-Arabayı park ettiğin anda en sevdiğin şarkı çalmaya başlamaz
-Her zaman boş bir priz vardır
-Kurşun kalemin ucunu açarken kırılmaz
-Çorabın diğer teki asla kaybolmaz
-Ketçap kolayca dökülür
-Gereksiz filmlerin devamı çekilmez
-Silgi tamamen siler
-Cips paketinin içi gerçekten doludur
-Şarj her zaman tam doludur
-Patlamış mısır patlatırken tüm mısırlar patlar" dedim bir solukta, evet biliyorum alakasızdı dediğim şeyler ama kısa bir süre önce bunu tunblr da okumuştum ve günün birinde bunu uygun yerde kullanabilmeyi bekliyordum ve bence şuan doğru zamandı.

Uyandım, UYANDIM!
Ne yani rüya mı? Hayatım boyunca bu kadar saçma bir rüya görmemiştim bir konusu yoktu bir kere ayrıca bir sonucada varmıyordu, 1 dakika sonuca varmamasının nedeni şuanda başımda dikilen ve beni uykumdan uyandıran şu garsondu!

"Uyumuşsunuz efendim , hesabı getirdim"

"Gerçekten çok minnetarım(!)"

Hesabı ödeyip kafeden çıktım. Telefonuma baktığımda annem ve babamdan olan cevaplanmamış çağrılar dikkatimi çekti, o an orada bayılmak istedim.

Sonunda eve varabilmiştim yolda annemleri aramıştım ama açmamışlardı, anlaşılan evde beni büyük bir ceza bekliyordu. Kapı açıktı ,içeri girdim, açıkçası bu durum beni çok şaşırtmıştı çünkü daha önce ailem hiç böyle bir dikkatsizlik yapmamıştı hatta çok dikkatliydiler.
Işıklarda kapalıydı ışığı açtığım an gördüğüm manzara karşısında tutuldum bütün ev darmadağın babam ve annem yerde yatıyor , o kadar kötü gözküyürlar ki sanki ölmüş gibi, belki de öldüler! Çantamı bir yana fırlatıp annemin yanına çöktüm, kalbi atıyordu bu benim kalp atışlarımı normale döndürdü aynı şekilde babamıda kontrol ettim.

Herşeyi denememe rağmen uyanmıyorlardı, ambulans hala gelmemişti ve ben ne yapacağımı bilmiyordum. Kapıda duran kişiyi fark etmemle yüzümü ona çevirdim ama bu...

"Sakin olman gerek herşeyi anlatacağım"

Ama bu kafede gördüğüm kişiydi ve...ve sesi, bu ses rüyamdaki sesti Beyaz'ın sesi...

"Sen beyaz mısın?" Dedim bir solukta, belkide beni deli sanacaktı ama şuan konumuz bu değildi.

"Evet, ailen ölmediler sadece şuan ruhları bedenlerinde değil ve yani biliyorum beni pek anlamıyorsun ama açıklayacağım ilk önce buradan çıkmalıyız, hemde hemen"

Neler diyordu bu ,dediği şeylerin hiç bir mantığı yoktu. Belkide bu çocuk deliydi yada ailemi bu hale getiren oydu, hiç öyle birine benzemiyordu ama yinede tedbirli olmalıydım , AYRICA RÜYAMA NASIL GİRMİŞTİ! elime geçirdiğim ilk şeyi ona doğru fırlattım şuan sağlıklı düşünemiyordum. Ona fırlattığım vazo yerde parçalara ayrılırken
"Bunu yapmak istediğine emin misin!"diye çıkıştı.
Ne dediğini hala anlayamıyordum, neyi yapmak istiyormuşum, sadece korkuyorum.

"Hemen beni takip et gidiyoruz" demesiyle sinirlendim, kimdi bu?

"Ailem olmadan hiçbir yere gitmiyorum ayrıca senin gibi biriyle asla"dedim.

Beyazın üzerinde siyah bir tişört vardı ve taktığı bere sarı saçlarını kapatıyordu. Sarı saçlılardan her zaman korkmuşumdur...

Sinirle "bak umrumda felan değilsin, hiçbir şekilde. Ayrıca sapık değilim dedim ya! Sapık olsam bile senle bir ilgim olmazdı. Bu bir görev sadece bu yüzden sana yardım ediyorum 'seiryu sama' bu ismi iyi aklında tut, senin peşinde ve ben seni kurtarmakla görevlendirildim!" Dedi.

Neler diyordu bu , seiryu sama mı? O kim ki? Neden benim peşimde? Sıradan normal bir insanım hatta sıradan insanlardan bile sıradanım neden ben? Anlamıyorum.

"Neden mi sen? Hiçbirşeyi bilmiyor musun?"

Ne yani şimdi bu benim aklımı felan mı okumuştu.

"Sen, nasıl? Benim ne düşündüğümü nasıl bilebilirsin?"
Belkide sadece tahmin etmişti ben abartıyordum.

"İstersem zihnini okurum!
Ben istersem beni görürsün ben istemezsem göremezsin!
Ben istersem beni duyabilirsin ben istemezsem duyamazsın!"

Bu kadar kızmasına gerek yoktu... Ailemi yoklamak için arkamı döndüğümde orada olmadıklarını gördüm, az önce yerde baygın yatıyorlardı!
Şu anda bildiğim tek bir şey vardı bu aptal sarışına güvenemezdim!

Beyaz ToprakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin