[Hyunjin'in Anlatımıyla]
Biz tam kantine inecekken zil çaldı. Şu zil beni gerçekten sinir ediyordu. Daha yemek bile yiyememiştim. Sinirle konuştum.
"Bu zili çalan kim aq aç kaldım. Niye iki saat ayakta bekliyorsunuz ki?"
Zil Minho'yu da sinir etmişti herhalde
"Neyse hadi, biz de sınıfa gidelim hoca gelir şimdi.
Minho'nun dediğini onaylayıp birlikte sınıfa doğru yürümeye başladık.
"Ders ne hyung?"
"Dur programa bakiyim"
Minho, telefonunu açıp galeriye tıkladı ve programa baktı.
"Off amk ders Türkçeymiş. Bak adam çok gıcık sakın birşey yapma."
"Ne yapıcam aq ben"
"Ne biliyim. Ters falan davranma bak sakın."
"Zaten aç kaldım. Uyurum herhalde."
"Alt tarafı bir ders Hyunjin. Ölmezsin ya."
"Tamam hyung."
Biz konuşken öğretmenler zili çaldı bile. Zili duymamızla birlikte hızlıca sınıfa doğru yürümeye başladık.
"Ah, kahretsin. Hyunjin, hoca gelmiş.
"Nerden anladın amk sınıfa gelmedik daha."
"Ben anlarım. Hyung'um ben"
"İyi, hadi bakalım hyung."
Kapıyı tıklatıp içeri girdik. Hoca sinirli sinirli bize bakmaya başladı.
"Size girebilirsiniz dedim mi!? Tekrar dışarı çıkın ve kapıyı çalarak ben gir demeden sakın içeri girmeyin. 10. sınıfa gidiyorsunuz bunları hala öğrenememişsiniz demek ki. Çıkın dışarı!!"
Salak hoca. Birazcık geç kalsak ölür müydü sanki? Ben hocaya ters ters bakarken Minho kolumdan tuttu ve birlikte tekrar çıkıp kapıyı çaldık. Hoca yine sinirli sesiyle konuştu.
"Girebilirsiniz. Bir daha olmasın"
"Tamam."
Minho kendi sırasına ben de kendi sırama, Felix'in yanına oturdum. Felix bir önceki ders yaptığı gibi bir kağıt çıkarıp bir şeyler yazmaya başladı.
"Bu hoca biraz sinirlidir. Dikkatli olsan iyi olur. Bir daha azar işitme diye söylüyorum."
Kalem kutumdan kalemi çıkarıp sinirle kağıda yazmaya başladım.
"Teneffüste hiçbir şey yiyemedim. Bi de bunun azarını dinledim. İyice sinirim bozuldu. ZATEN AÇ KALMIŞIM AQ "
"Neden aç kaldın?"
"Teneffüste kantine inecektik ama çok oyalanmışız lanet zil çaldı yine."
"Ben brownie yapmıştım. İstersen veririm."
"Yok ya sen yemeğini ye. Ben sonraki teneffüs kantinden alırım."
"Saçmalama Hyunjin. Hem çok fazla yapmışım. Bu kadarını tek başıma yiyemem. Birlikte yiyelim."
"Peki ,o zaman olur."
Felix çantasından mor bir kap çıkardı. O gıcık hocanın bütün dersi boyunca yemek yedik ve kağıtla yazıştık. Zaten kalabalık bir sınıfımız vardı ve biz en arka sırada olduğumuz için fark edilmemiz zordu. Sonraki teneffüste de Felix'i bizimkilerle tanıştırdım. Minho, Felix'i pek sevmese de bir şey dememişti. Diğerleri sevmişti bence çünkü diğer teneffüslerde de Felix'i birlikte takılmak için çağırdılar. Son ders de bittikten sonra Minho'yla kaldığımız eve gittik.
Eve gider gitmez pijamalarımı giyip kendimi yatağın üstüne attım. Bütün gün Felix'le konuştuklarımızı düşündüm. Ondan gerçekten hoşlanmıştım. Bir anda aklıma numarasını aldığım geldi. Hemen telefon rehberime kaydettim. Sonra WhatsApp'a girip mesaj yazmak istedim ama ne yazacağımı bilemedim. Aklımda kalan en net şey brownielerdi.
--Hyunjin - Felix WhatsApp Konuşması--
Hyunjin:
-Brownie çok güzeldi :)
Felix♡:
-Cidden miii??
-Teşekkürlerrr
-İstersen bir daha yaparım
Hyunjin:
-Bana da öğretir misin?
Felix♡:
-Tabii ki öğretirim
-Hatta istersen birlikte yaparız.
Hyunjin:
-Ne zaman :>>?
Felix♡:
-Yarın okul çıkışı bana gel birlikte yaparız
Hyunjin:
-Tamamdır :)
Felix♡:
- :))
Selamm
Bu bölüm biraz kısa oldu ama bir dahaki bölümde telafi etmeye çalışırızz
( Kitabı iki kişi yazıyoruzz )
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Endless Love [Hyunlix]
FanfictionHwang Hyunjin, yeni başladığı okulda gördüğü bir çocuğa aşık olur.