Yarı Prolog- Birinci Bölüm

1K 107 157
                                    

NOT: eskiden okuyanlar icin, kitabin kurgusunda bazi degisiklikler yapip bolumleri bastan yazacagim atlamadan okursaniz daha iyi anlarsiniz.

yeni okuyacak olanlar icin ise hosgeldiniz, umarim begendiginiz bir kurguyla karsiniza cikmisimdir.

her turlu tum okuyuculara iyi okumalar diliyorum <3

"Evet evet, dikkatli olurum anne." Gülümseyerek telefonu omzunla kulağın arasına yasladın ve dosyalarını çantana yerleştirdin.

"Aman be anne, beni yiyecek değil ya adam." Sırıttın. "Ufak bir röportaj için yalnızca bir saatliğine gidiyorum." Annenin endişeli homurtularını bir süre daha tatlı dille yatıştırmayı başardın ve nihayet telefonunu kapatarak evden çıktın.

Kapının önünde bekleyen resmi, zırhlı araç mevcut heyecanını daha da arttırmıştı. Heyecanının sebebi,   yapacağın ufak bir röportaj için hapishanedeki özellikle çok aranan bir suçluyla buluşmaktı. Her şeyin mükemmel olmasını istediğin için dosyanı açtın ve son bir kez incelemek için dizlerine koydun.

Toji Fushigiro. 32 yaşında, bekar ve bilindiği kadarıyla çocuğu yok. Suçu; uyuşturucu madde ticareti olmakla beraber birkaç cinayetin de zanlısı olduğu düşünülüyor ancak bu asla kanıtlanamadı. Onu yakalamak kolay ancak içeride tutmak oldukça zor. Kısa sürede hapisten ayrılması kafada soru işaretleri oluşturuyor çünkü hiçbir zaman kefalet ödeyerek çıktığı görülmedi.

"Hanımefendi, size birkaç arkadaşım korumalık edecek." Araba sarsılarak durduğunda sürücü koltuğunda oturan sert görünümlü asker kafasını sana çevirerek söyledi.

"Ah, pekala." Teşekkür ettin ve araçtan inip seni bekleyen diğer askerlerin arasına girdin. Askerler seni kısaca bilgilendirirken ses geçirmez bir odada camın ardından baş başa konuşacağınızı öğrenmiştin. Bu seni başta gerse de röportaj yaparken daha rahat sorular sormana olanak sağlayabilirdi. Eğer ki başarılı bir görüşme olursa en başarılı kadın gazeteci ödülünü alabilirdin. Emin adımlarla suçlunun seni beklediği odaya girdin.

"Merhaba." Hafifçe öksürdün ve Toji'nin dikkatini çektin. Zümrüt yeşili gözleri yavaşça sana çevrildi ve yaralı dudağında pis bir sırıtış oluştu. Onun önceki fotoğraflarında gözüne çarpmayan bir yara oluşmuştu ve belli ki taze bir yaraydı. Gözlerini adamın dudaklarından ayırdın ve yoğun bakışları altında karşısındaki sandalyeye yerleştin.

"Gazetecilerden nefret ediyorum." Yüzündeki sırıtma bir an bile geçmezken konuştu. Onu dikkate almadan ciddiyetle kayıt cihazını açtın.

"Hemen başlayıp şu işi bitirelim öyleyse. Adınız?" Dedin profesyonel bir tavırla.

Toji bıkkınca gözlerini devirdi. "Toji Fushigiro."

"Yaşınız?"

"Hımm, otuzlarda bir şey."

"Neden buradasınız Fushigiro Bey?" Dedin ve elindeki kalemi defterine değdirdin hafifçe. Onun vereceği her bir cevap önemliydi.

"Uyuşturucu yüzünden." Yeniden sırıttı ancak bu sefer dudağının üzerindeki yaradan kan aktı. Gözlerini seninkilerden ayırmadan kanayan yeri yaladı. "Ve bir de cinayet diyorlar." Dedi umursamazca.

Vücudundaki ürperen tüyleri görmezden gelerek sorularına devam ettin. "Daha önce kaç kez tutuklandınız?"

"Dört." Hiç düşünmeden cevaplaması garibine gitmişti.

"Ve her seferinde nasıl çıktınız?"

"Para." Gülümsedin ve çeneni kaldırdın. Meydan okuyan bakışlarını yakalayan Toji'nin kaşları ilgiyle havalanmıştı.

"İlginç çünkü hakkınızda çok şey araştırdım ancak hiçbir zaman para aracılığıyla hapisten çıktığınız bilgisine rastlamadım." Dosyayı karıştırdın. "Ve asıl paranızın uyuşturucu ticaretinden gelmemesi de tuhaf. Paranızın tertemiz yollarla kazanıldığı geçilmiş kayıtlara."

"Hadi ya?" Toji yeniden sırıttı ve sırtını demir sandalyeye rahatça yasladı. "Hakkımda ne çok şey öğrenmişsin. Bana mı aşık oldun?" Kendi yaptığı şakaya kahkaha attı ve masaya eğildi.

"Buraya senden onlarca geldi ve hepsi aynı şeyleri sorguladı." Elini masaya vurdu ve ayaklandı. Oturduğun yerde gergince Toji'nin ileri geri dolaşmasını izliyordun. "Onlara da hiçbir şey söylemediğim gibi sana da söylemeyeceğim."

Arkasını döndü ve bir an duraksadı. "Aslında sana söylemeyi çok isterdim fakat ne yazık ki saniyeler sonra bunun hiçbir anlamı olmayacak."

Kafan karışmıştı. "Ne? Ne demek istiyorsunuz?" Omzunun üzerinden sana tehlikeli bir bakış attı.

"Ondan geriye say."

On.

"Ben kimseyi kendi ellerimle öldürmem."

Dokuz.

Ayağını sandalyeye koydu ve yere tükürdü. "Gereksiz yere para savurmaktan da nefret ederim."

Sekiz.

"Kuvvetli bağlantılarım var ve ben zaten güçlüyüm."

Yedi.

Gözlerini sana çevirdi. Koyu yeşil gözleri saf bir delilikle parlıyordu. "Hapisten nasıl kaçtığımı merak mı ediyordun?"

Altı.

Dilini şıklattı, sana yakınlaştı. "Öğrenmek üzeresin."

Beş.

Yardım aranırcasına etrafına baktın. Camın ardında sizi izlemesi gereken askerlerin orada olmadığını görünce panikle ayağa fırladın ve kendini odanın en uzak köşesine attın. Korkudan tir tir titriyordun. Ne olacağı hakkında hiçbir fikrin olmaması, bir manyakla aynı odada kilitli kalmak... Öleceğinden emindin.

Dört.

"Seni kaderine terk etmeden önce ufak bir sorum olacak." Toji hafif yüksek sesle konuştu.

Üç.

"Bebeklerle iyi anlaşır mısın?" Şaşkınlıkla ona baktın. Nereden çıkmıştı birden bu saçmalık?

İki.

Risk alma gereği duymadan başını hızlıca salladın. "Evet, anlaşırım."

Bir.

Toji sırıttı ve hızlı adımlarla sana yaklaştı. Kaçacak yer bulma fırsatın olmadan adam senin üzerine kapanmıştı.

"Siktir, neler oluyor?" Gözyaşların kontrolsüzce çenenden aşağı süzülürken bağırdın ve Toji'yi ittirmeye çalıştın ama o kadar güçlüydü ki seni sıkıca sardı.

"Kulaklarını kapat!"

Sıfır.

Ve kocaman hapishane büyük bir gürültüyle patladı.






EEE MERABA?

dusuncelerinizi belirtmektwn cekinmeyin arkadaslar cogunuz hayalet okuyucusunuz uzuluyom la :(

Drug DealerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin