Mask.

93 12 13
                                    

Sevgilimin gök mavisinde parlayan bedenine tekrar göz attım. Vücudundan yüzüne tekrar inceledim onu. Beni fark ettiğinde yok olup giden masum ifadenin yerini nefret, kin dolu bakışlar alıyordu. Gülümsedim ona, ifadesizdi.

"Seninle şuan burada olma sebebimi biliyorsun, değil mi Jay?"

"Biliyorum."

"Senden nefret ediyorum."

"Bana bilmediğim bir şey söyle, Sunghoon."

"Ne kadar nefret etsem de seni yalnız bırakamıyorum, kimsesiz bir şekilde  ölmeni istemem. Cehenneminde bari mutlu yaşarsın, belki."

"Dünyada mutlu yaşamayı beceremeyen, başka dünyalarda şansını deniyor. Ama nereden bakarsan bak, hepsi aynı dünya."

"Senden nefret ediyorum, pis yaratık."

"Biliyorum, ama böylesi daha eğlenceli."

"Mazoşist, pislik."

"Yüzündeki maskeyi ne zaman çıkaracaksın, Sunghoon? Bana söylemesi cesaret isteyen laflar söylüyorsun, ama şuan seni burda öldürsem ne yapabilirsin ki?"

"Jay."

"Beni şu yaşadıklarımdan sonra hapisaneye atsalar, ne kadar sikimde olur?"

"Jay, yeter."

"Bir deliyi hapisaneye atsan bile gülümser, Sunghoon."

Sustu, zoruna giden şeyler söylediğimde hiç konuşmazdı zaten. Birbirimizden nefret ediyorduk. Normalde böyle bir insanın yanında olmayı bırak, onunla aynı havayı bile içime çekmezdim. Ama bir söz vermiştik. O lanet gün, birbirimize büyük bir söz vermiştik.

"Bir delinin kimsesi olmaz, Jay. Öyle zavallı gibi yalnız başına, kimsesiz bir şekilde ölürler. Birbirimize bir söz verelim, Jay."

"Ne sözü, Sunghoon?"

"İkimiz de yalnız ölmeyeceğiz. Ben ölürken yanımda olacağına söz veriyor musun?"

"Söz veriyorum, peki ya sen? Sen, ben ölürken yanımda olacağına söz veriyor musun?"

"Söz"


In lak'ech//Jayhoon\\Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin