Yıllar önce bir gün...
" Sakın, sakın o... O şeyi bana yaklaştırma!" dedi genç kadın. Yüzünde yersiz bir korku vardı. Elleri ve bacakları tıpkı korkak bir ceylan yavrusu gibi titriyordu. Birkaç metre ötesinde duran genç adama mavi gözlerini dikmiş öylece bakıyordu. Birkaç adım geri gitti. Üstünde ki uzun elbise yerdeki çalılara takılıyordu. Sanki savaştan çıkmış gibi saçı başı dağınıktı. Ama o bunu umursamadan sadece genç adama bakıyordu. Anlamlı ama korkmuş bir şekilde.
Genç adam kucağın da tuttuğu şeyi daha çok kendine bastırdı. Onunda yüzünde korku vardı ama genç kadın gibi değildi. O şuandan değil de olacaklardan korkuyordu sanki.
Genç adam ısrarla birkaç adım daha attı. Şakaklarından küçük damlalar akıyordu.
" Anlamıyorsun. Onu alamam artık. O bir kurt ben ise... Onu öldürebilirim!"
Genç kadının mavi gözlerinden birkaç damla süzüldü ve kuru çimenlere kavuştu. İçi sızlıyordu sanki.
"Sense bir yankıcısın. Biliyorum. Lanet olsun biliyorum!"
Genç adamın şiddetli sesinin ardından küçük bir ciyaklama duyuldu. Güçsüzdü ama o gergin hava da kendini belli edebiliyorsu. Genç adam kollarını sıkıca doladığı koyu renk battaniyeyi biraz araladı ve kucağındaki minik canlının nefes almasını sağladı. Genç kadının kalbi tekledi. Ona ait olan herşeyden çok uzaktı. Adam kucağındaki mucizeye odaklanmışken genç kadın çalıların arasına girdi. Koyu yeşil çalılar mavi gözlerini ve kirli güzelliğini gizleyebiliyordu. Adam kafasını kaldırdığında gözlerindeki kan gitmişti. Koyu kahve rengindeki gözleri adeta mavi'ye meydan okuyordu.
Genç adam yavaş adımlar eşliğinde geri döndü. Arada bir hala sarılıp sarmaladığı mucizeye bakıyordu. Genç kadın bir süre onları izledi. Kuru çalılıkların yapraklarına göz yaşları dökülüyordu. Kuru dudaklarının arasından fısıltıya benzer bir ses çıktı. Ne duyulmayacak kadar alçak, ne de dinlenmeyecek kadar yüksek.
"Ona iyi bakacağını biliyorum, Doruk."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eftelya
Teen FictionBırak nefes almayı. Dokun ona. O sana zaten nefes gibi gelecek. Yılların içinde bıraktığı esareti tek bir nefeste söküp alacak senden. Birincisi canını yakacak. Karanlık boş oda da acı her yeri kaplayacak. Tıpkı... Tıpkı beyaz mermere damlayan kan g...