🧚🏻‍♀️

90 11 8
                                    

Uzun zamandır biri etkilememişti beni. Uzun zamandır birinden ufacık bile hoşlanmamıştım. Birine kalbimi açmak benim için zordu. Kalbimi açmayı geçin birine zihnimde yer bile veremezdim.

Birilerine bağlanmaya korkuyordum, birinin kokusuna alışmak, birinden hoşlanmak, birinden etkilenmek bunlar beni hep korkutuyordu.

Rüyalarımda her gece bir ormanda birini arıyordum. Arıyordum ama bu kişinin sesi, görüntüsü yoktu. Kim olduğunu bilmiyordum. Adının baş harfini bile bilmiyordum ve ormanı turlamayı bitirdiğimde bile bulamıyordum onu.

Renjun'a göre bu beynimin bana oynadığı bir oyundu ve hemen bir ilişki yapmalıydım.

"Hey, dikkatli olsana!"

Duyduğum sesle kendime gelip, bakışlarımı karşımdaki çocuğa diktim. Renjun'ın sürekli çalıştığı, popüler olan Jeno Lee'ydi bu. Tanımayan kimse yoktu zaten.

Daha dikkatli sürmeye çalıştım elimdeki lipglossu dudaklarına. Sanki makyajdan ufacık anlıyormuşum gibi beni yollamıştı Renjun lipgloss'u sürmem için.

"Çeneni biraz kaldırsana."

Dedim modele. Oda bana ayak uydurup başını kaldırdı. Düzeltebildiğim kadar düzelttim, gloss'u eşit sürmeye çalışırkende başını oynatmasıyla bana yaklaştı. Elim ayağıma dolaşır sanıyorsunuz ama dolaşmadı. İlk defa yakışıklı biriyle dudak dudağa gelmiyordum çünkü.

"Sana ulaşabileceğim bir numara vermen lazım bana."

Dedi. Belliydi karın ağrısı. Bir kaç dakikadır dikkatimi çekmek için abuk subuk hareketler sergiliyordu.

"Her isteyene numaramı paylaşsaydım, sana vaktim kalmazdı."

Dedim. Dudağının kenarına bulaştırdığım glossu silerken. Öylece izledi beni. Bende uzaklaşıp gittim sonradan.

Elimde kahvem, bir yandan rüyalarımdan anlam çıkarmaya çalışırken bir yandan Renjun'ı bekliyorum.
Kafamı dağıtmam için partiye davet etmişti. Ve bu seferlik kabul etmiştim. Ama onu beklerken gördüğüm rüyaya çoktan kafamı takmıştım bile.

Yaklaşık bir aydır her gün görüyordum. Rüyamda bir ormanda birini arıyordum, bulamıyordum. Hep böyle oluyordu. İlk başlarda sorun olarak düşünmemiştim ama her gece aynı rüyayı görmek artık beni kötü hissettirmeye başlamıştı.

Belki de Renjun'ın dediği ilişki yapmam gerekiyor olabilirdi ama demin gördüğüm kişiye bile numaramı vermemiştim. Ben iflah olmazdım kesinlikle.

Bir kaç dakika sonra Renjun eşyalarını düzenlediğinde ofisten çıkmıştık. Önce yemek yemeğe gidecek sonra da Renjun'ın davet edildiği partiye gidecektik.

Yemek yemek için bir pizza restoranına girdiğimizde her zaman ki yediklerimizden sipariş vermiştik. Renjun mantarlı ve peynirli severdi bende karışık ama zeytinsiz severdim.

Siparişlerimiz gelene kadar işlerden konuşmuştuk. Sonra Renjun konuyu değiştirmişti.

"Ne konuştunuz Jeno'yla?"

Pizzadan bir dilim alıp bana odaklanmıştı. Bende o sırada pizzamdan bir dilim yemiştim.

"Bir şey konuşmadık, numaramı istedi bende vermedim."

Offlamıştı. Göz devirmeyi de ihmal etmemişti.

"Sen ne zaman kalbini birine açacaksın? Kalbini açmayı geç, en azından sana adım atanların yoluna taş koyma. Gerçekten Jaemin sen akıllanmazsın, sonra ertesi gün gelip 'röyömdö örmöndö kösöyördöm börönç öröyördöm' diyorsun. Bilinç altın bile yalnızlığından bıktı."

lip gloss, nomin.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin