✍🏻

49 10 1
                                    

En az otuz kere çalan kapıyı artık açan olmayacağını fark edince oflayarak yataktan kalkmış o kadar bekledi, az daha beklesin diye düşünerek yavaş yavaş kapıyı açmaya gitmiştim.

Saçım başım dağınıktı. Renjun bir yere gitmiştir, anahtarı almayı unutmuştur diye düşünerek saçımı düzeltmemiştim bile ama kapıyı açtığım gibi Jeno'yu görünce ellerim hemen saçıma gitmişti.

Saçım her zaman ayrı boyutlara gitmiş bir şekilde uyanıyordum. Bugünde o günlerden biriydi.

"Günaydın, Renjun evde mi?"

Evde olup olmadığını bile bilmiyordum. Gitmiş olabilirdi. Giderse haber etmiyordu. Dün gece benimle kalmıştı, hem ayağımı burktuğumdan hemde gece geç olduğundan.

Ayağımı da sarhoş kafayla düz yolda yürüyemediğimden burkmuştum.

"Ben bir bakayım. Sende geç içeriye."

Öyle garip bir durumda hissediyordum ki kendimi. Renjun evde değilse fena rezil olurdum.

Her zaman ki kullandığı odasına girip baktığımda uyuyor olduğunu görmüştüm. Çalan alarmi bile duymuyordu.

"Renjun, kalk!"

Yanına gidip onu dürtmeye baslamış, çalan alarmı kulağına götürmüştüm uyanması için. Uyanmamakta ısrarcıydı resmen. Zaten ne zaman bir şeye tam zamanında yetişmiş görmemiştim.

"Ne oluyor sabah, sabah? Tamam uyanacağım, git işte!"

Renjun'ın telefonunu elimden alıp kapatmasıyla oflamış saçı başı dağınık girmişti oturma odasına. Eğer Renjun gel demediyse, Jeno adresimi biliyor olamazdı. Renjun büyük ihtimal hatırlamıyordu.

"Senin ne işin var burada?"

"Sen çağırdın ya, gel ve beni al geçelim diye."

"Öyle mi yapmışım, tamam gel. Tost ister misin?"

Renjun mutfağa yönelirken Jeno da yönelmişti peşlerine bende girmiştim mutfağa.

"Bende istiyorum junie!"

Dedim masaya otururken. Renjun'ın tostları güzel oluyordu. Zaten evde ne var ne yok her hafta uğradığı için biliyordu.

Renjun, hem kendisine hem bize tost hazırlarken sohbet etmemiştik. Masalara tabakları yerleştirdiğinde Jeno konuşmuştu.

"Siz sevgili misiniz? Ben bilmiyordum."

"Yok be, Jaemin üniversiteden arkadaşım. Öyle bir şey olmaz aramızda."

Renjun sorusunu cevaplayınca bana dönüp tekrar bir soru sormuştu.

"Sende mi fotoğrafçılık okudun?"

"Evet ama hobi olarak, Ren yalnız kalmasın diye aslında veterinerim ben."

Jeno başıyla onayladığında tostlar gelene kadar konuşmadık. Sonra da Renjun Jeno ile iş konuşmaya başlamıştı masada.

İşleri bitmiş, kahvaltılarını yaptıkları gibi çıkmışlardı.

"Yemek yapmakla falan uğraşıp ayağını daha fazla sakatlama Jaemin. Ben yollarım sana bir şeyler. Olmadı evine sipariş gönderirim tamam mı?"

Renjun'a başımı sallayıp çıkmalarını izlediğimde geri odama girip yatmıştım. Ortağım Mark'a haber versem iyi olurdu. Bu yüzden mesaj atacaktım.

lip gloss, nomin.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin