if i love you ⋆ adrienette

five

Hava buz gibiydi.

Serinliğini oldukça belli eden hava, karların erimesine ramak kalmışken tekrar hareketlenmişti. Cebinizden çıkardığınızda elinizi yakıyor, vücudunuzun her bir hücresine kadar tir tir titremenize neden oluyordu. Fransa gibi bir ülkede bu havayla karşılaşmak her yiğidin göreceği şey de değildi ayrıca. Kısacası bu havada dışarı çıkmak sadece bir aptalın yapacağı bir şeydi. Evet, o aptal bendim.

Montumun ceplerine ellerimi yerleştirmiş bir şekilde kampüsün dört bir yanını turluyordum. Félix beyefendi ve köleleri oldukça yorgun olduklarından beni ayaklarına kadar çağırmaktan hiç çekinmemişti fakat ben onlardan yana hiçbir ize rastlayamamıştım.

Isıtmayı bir türlü beceremediğim ellerimle telefonu kavrayıp korkunç birkaç mesajı bildirim çubuğundan temizledikten sonra gruba girerek bir şeyler -küfür- yazmaya çalıştım. Tipi olacağa benziyordu ve önümü bile göremezken çocuklara yazma azmim beni etkilemişti cidden.

heartbroken adri

adrien: ben var ya ben

ben sizin

ben sizin adamliginiza ₺(")#)9372)₺)}€=9#(_7₺)2(_830@(*)#

hani bahcede bekliyodunuz amk

félix: sen git gide

kor oldun

bi gozlyk tak artik

sokucam gozune

karsinda oturuyoz

nino: babababba

tipe bak

hala etrafa bakiyo

ALOOO KARSIYA BAKSANA

luka: islik caliyom

onu da duymuyon

biz bunu

kbbye falan goturelim

nino: acilimi ne

bunun

luka: kalca baldir but

sanirim

nino: ohaa

ben de gidicem

baldirlarim cok

agriyo su siralar

baldirimdaki kaslar*

😔

félix: .......

tanrim

ben

bunlarla

ayni

havayi

soluyacak

ne

yaomis

olabilirim

amk

luka: surda

yararli bi seyden bahsediyoz

bos yapma

félix: kalca baldir but ne

KALCA BALDIR BUT

NE