Dance School • Taekook

|34|

Jungkook'dan ~

O gün ki kaçışımdan sonra arkadaşlarım yerine teyzem ve Taehyung ile birlikte otele dönmüştüm. Arabada benim üzerimden dönen muhabbete ne kadar sinirlensem de -ailem- dediğim insanların yanımda oluşu beni içten içe huzura da bırakmıştı. Yol boyunca sevgilimin omzunda duran başımı bir saniye bile boş bırakmamıştı o zarif elleriyle. Yeni saçım onun oldukça ilgisini çekmişti, özellikle alt taraflarının. Onun için fazla kışkırtıcı olduğunu iddia ediyordum.

Teyzemle birkaç muhabbetin arasında derince bakışmalarımız pek iyi değildi aslında ama konunun da ne olduğunu az çok anladığım için otel odasında konuşmak için ertelemiştim.

Yol boyu edilen muhabetten sonra otele vardığımızda hep birlikte inip odalarımıza doğru geçecekken Taehyung omzuma attığı koluyla beni biraz daha kendine çekip gece onunla kalmamı istemişti. Ehh bende bu güzel teklifi reddedecek değildim.

Bizimkilere gece gelmeyeceğimi söylediğim de teyzemde Jimin'le kalmak istediğini söylemişti ve odamı bir gecelik işgal edeceğini belli etmişti. Amaç arkamdan dedikodumu yapmaktı, bu fırsatı asla kaçırmazlardı.

Hepimiz odalarımıza dağıldığımızda teyzem kendi odasına eşyalarını yerleştirip akşam için olan kıyafetlerini alıp bizim odamıza gelmişti.

Gruptan yazılan mesajla birlikte buluşma saatimiz ve mekanımız belli olmuştu. Bizde o saate kadar dinlenip yemek yemiştik. Tabi teyzem yine rahat durmadığı için adamlarına sipariş ettiği kıyafetler kapımıza gelmişti. Bizim için seçtiği kıyafetlere gözucuyla baktığımda, kanımın deli gibi akmasını durduramamıştım, çünkü bu kıyafetler ile o mekana gidersek eğer Taehyung kesinlikle kan çıkarırdı orada adım kadar emindim. Yinede teyzemi kırmamak adına hem muhabbet edip hemde hazırlanmıştık.

Saçlarımı dalgalı bırakmayı tercih etmiştim, çünkü bu bana yakışan güzel bir modeldi.

Siyah deri pantolonumun üstüne belimi iyice ortaya çıkaracak şık bir kemer takıp üstüne teyzemin manyak fikirli transparan salaş gömleği giydiğim de boynumdaki tek aksesuar olan sevgilime ait kolye ile gayet şık durmuştum. Ayağıma geçirdiğim beyaz postallarım ile de zıt renk oluşum oldukça güzel durmuştu. Kulaklarımdaki delikleri de halka ve sarkıtmalı küpelerim ile doldurduğum da parmaklarımı da ince yüzükler ile tamamlamıştım.

Üzerime aldığım siyah deri ceketim ile de aynada kendime baktığım da baştan aşağıya ben buradayım diye bağırıyordum.

Teyzem ve Jimin de gümbür gümbür ben buradayım diye haykıran kıyafetleri ile hazır olduğunda Taehyung ile konuşup locada buluşmak için odamızdan çıkmıştık.

Asansör ile aşağı indiğimiz de otelin girişindeki kalabalığın bizim olduğumuz yere baktığını fark ettiğim de artık alıştığım sahneleri görmek beni pek etkilemiyordu açıkcası.

Bütün arkadaşlarım da locada kendi aralarında eğlendiğin de bizim geldiğimizi fark ettiklerinde hepsinin gözü kocaman açılmış bize bakıyorlardı.

İtiraf ediyorum aralarında club için tam anlamıyla hazırlanan biz ve bir kaç kişi vardı.

Gözüm hepsinin arasında mekik dokuduğu sıra Seo-Ha'nın bana olan kırgın bakışlarını fark etmiştim ancak sebebini soracak kadar ortam müsait değildi. Yanlarına gittiğimiz de teyzem hocalar ile tanışıp ayaküstü muhabbete girdiğinde bende Jiminle birlikte arkadaşlarım ile muhabbete girmiştim.

Locaya doğru gelen sevgilimi fark ettiğim de ise bazı şeyler için geç kalmıştım bile, çünkü gözüyle beni baştan aşağı süzüp o arsız beyninden neler geçtiğini anlamam zor değildi, gözlerinle kıskançlık öfkesini de atladığım söylenemezdi.