Savior | taekook

0.2 | Gerçeklik

Hiçbir şey yapmadan da yorulabiliyor insan. Düşündükleri ağır geliyor bazen.

Jeon Jungkook

Sabah gözlerimi açtığımda hava yavaştan kararmaya başlamıştı. Bahçede tesettürlü, dün gece benimle konuşan kadın vardı. Çantamı kontrol edip ayağa kalktım. Kadın bana bakıp gülümsediğinde gülümseyip başımı hafifçe eğdim. Çantamı omzuma asıp caminin bahçesinden çıktım. Sahile doğru ilerleyip fırından küçük bir poğaça alıp çıktım.

Saate baktım. İşimin başlamasına daha 1 saat vardı. Banklara oturup çantamı yanıma aldım. Poğaçamı yavaşça yemeye başladım. Telefonumun titremesiyle cebimden telefonumu aldım. Seojunun aramasını kabul edip kulağıma götürdüm.

"Efendim Seojun?"

"Neredesin?"

"Han Nehri'nin karşısındaki banklardayım."

"Geliyorum."

Telefonu kapatıp geri cebime attım. Çantamdaki sudan bir kaç yudum alıp ayağa kalktım. Cüzdanımı çantamdan alıp cebime koydum. Seojunun geldiğini gördüğümdr gülümseyip elimi salladım. Yanıma gelip bana sarılmıştı. Sarılmasına karşılık verip konuştum.

"Nasılsın?"

"İyiyim. Asıl sen nasılsın? Düm neredeydin?"

"Önemli değil. Hadi gel ev bakmaya gidelim. İşime daha yarım saat var. Oralarda tutacağım zaten."

Çantamı sırtıma takıp yürümeye başladım. Seojunla beraber ara sokaklardan geçip sahafın olduğu sokağa geldik. Yürüdüğümüz sırada Seojunun durmasıyla kafamı ona çevirdim. Karşı sokapa baktığını görünce baktığı yere baktım. Psikiyatri dükkanı olduğunu gördüğümde derin bir nefes aldım.

"İşe başlamana ne kadar var?"

"15 dakika."

"Çıkışta seni ben alacağım. Ne zaman çıkacaksın?"

"Öğle molam var. Saat 12 ile 13.30 arası. Daha sonra saat 16 da çıkıyorum."

"Öğle molasına girer girmez beni ara."

"Tamam arayacağım."

Seojunla vedalaştıktan sonra dükkana ilerledim. Kapıyı açıp içeriye girdim. Patronuma selam verip portmamtoya ilerledim.

"Bu anahtar senin dolabının anahtarı. Özel şeylerini içine koyabilirsin."

Kadına teşekkür edip çantamı omzumdan elime alıp dolaba ilerledim. İçine çantamı koyup cüzdanımı cebimden aldım ve koydum. Bana verdiği isimliği kazağıma takıp altımdaki pantolonu kontrol ettim. Raflara ilerleyip elime bez aldım.

Merdiveni koyup yukarı raflardaki kitapların tozunu aldım. Mümkün olduğunca insanlarla konuşmamaya çalıştım. Yukarı raflardaki kitapları temizledikten sonra aşağıdakileri de temizlemek içim merdiveni yerine koydum.

Kitapların tozlarını alırken bazılarının içini inceledim. Romeo ve Juliet kitabını bulduğum zaman gülümseyip repliklere sırayla göz gezdirdim.