9: İyi At, Kötü At.

1.1K 190 105
                                    

"Geleneksel at yarışlarımıza hoş geldiniz, sevgili misafirler!"

Herkes bir bir seyirci alanında yerlerini alırken, Minho ve Jisung saatler öncesinde gelmiş ve yerleşmiş olmanın rahatlığıyla birlikte atları tımarlayan seyisleri izliyorlardı.

Jeongin ile buluşmasının üstünden iki gün geçmişti. Jisung, o gün eve döner dönmez tüm ev halkını bir araya getirmiş ve Chan'ın onlardan habersiz birine, en yakın arkadaşına, izdivaç teklif ettiğini açıklamıştı.

Annelerinin mutluluğu ikiye katlandığını gören Chan ise küçük kardeşine kızmayı bırakmış ve bulunduğu durumun tadını çıkarmaya başlamıştı. Jisung, her ne kadar ailesine belli etmese de kardeşi ve arkadaşı için çok mutluydu. Jeongin küçüklüğünden beri Chan'a hayrandı, şu günlerde en yakın arkadaşının tam anlamıyla bulutların üstünde olduğuna emindi.

İkisi için de işlerin yolunda olması mutluluğuna mutluluk katıyordu omeganın. Yanında oturan alfanın varlığı bile ona yetiyorken Minho, önündeki atların güzelliğini değil de sadece Jisung'u izliyordu.

Omegası dururken neden başka bir yere bakmalıydı ki?

"Isabel, şuradaki at, tıpkı Emily'e benzemiyor mu?" diyerek lafa girdi Minho. Portakal kokan omegayla sohbet etmek, sesini duymak istiyordu.

Alfanın gösterdiği tarafa baktı Jisung, gerçekten de benziyordu. Koyu renkteki yelesinde örgüler yer edinen kahverengi at, seyisi hiç zorlamadan öylece tımarının bitmesini bekliyor gibiydi.

"Evet, sahiden çok benziyorlar. Fakat bana sorarsanız, benim Emily'm çok daha güzel." Burun kıvırdı omega, ona göre bu dünyadaki hiçbir at onun kısrağından daha güzel olamazdı.

"Haklısın, bunu tartışamam bile. Sonuçta sahibi de güzel bir omega,"

İçinden çocuk gibi kıkırdasa da sadece gülümsemekle yetinmişti alfaya. Prens elinden gelen her şeyi yapıyor gibiydi ve eğer böyle giderse, Jisung'un onayını almak için sezonun sonuna kadar beklemesine gerek kalmayacaktı.

"O halde şanslı olduğunuzu söyleyebilirim," Karşısında her ne kadar kraliyet ailesinden bir üye dursa da bunu umursamayı çoktan bırakmıştı genç omega. Minho'yu veliaht prens olarak değil, gelecekte evleneceği kişi olarak görüyordu artık.

Alfa, cevap vermeye yeltendiği sırada ince bir sesleniş duyuldu. Herhangi bir saygı eki kullanmadan veliaht prensin direkt adıyla hitap edilmesi Jisung'un dikkatini fazlasıyla cekmişti. Omega arkasına dönüp sesin sahibine bakındı, fazla uğraşmasına gerek kalmadan da yanlarına kabarık elbisesi, parıltılı makyajı ve süslü saç tokalarıyla baskın bir omega gelmişti. Kendisini yok sayıp sadece alfaya selam veren bu kız yüzünden Jisung sinirlendiğini hissediyordu.

"İyi günler Minho, seni burada gördüğüme şaşırdım. Uzun zamandır haber alamadım senden, kraliçe bana eğitim için başka bir krallığa gittiğinizi söylemişti, neden hiç mektup yazmadın bana?"

Jisung'un ağızı, bu derece saygısız ve üslupsuz konuşma yüzünden adeta açık kalırken; Minho derince bir nefes alıp burun kemerini sıktı, yanında oturan omeganın sinirli feromonlarını zorlukla bastırdığını hissediyordu.

"Sana da iyi günler Eunmi, krallıkta olmadığım doğru. Bu soruyu sorduğum için beni mazur gör fakat neden sana mektup yazmam gerektiği hakkında beni aydınlatır mısın?"

Minho'nun bu cevabı karşısında afallamıştı kız. Ancak hemen ardından yüzündeki ifadeyi düzeltmiş ve tekrar abartılı gülümsemesini takınarak, "Neden olacak prensim, siz aniden ortadan kaybolmadan önce izdivaçımızı onaylamıştık. Ortaya çıkıp hiçbir açıklama yapmadığınız için birçok soruya maruz kaldım fakat sorun değil, bunu telafi ederek kaldığımız yerden devam edebiliriz,"

Omega kız, kendi sözünü yarıda bırakıp sinirli feromonlar yayan prensin yanındaki omegaya baktı ve sanki Jisung'u bir yerlerden tanırmış gibi gözlerini kısarak baştan aşağı süzdü.

"Kusura bakmayın, burada olduğunuzu fark edemedim. Ben Choi Eunmi, Piskopos Choi Jinseok'un ikinci kızıyım. Adınızı ve ünvanınızı bilmek isterim?"

"Bang Jisung, Kont Bang Jaehyun'un üçüncü oğluyum. Abimi tanıyor olabilirsiniz, Bang Christopher Chan."

Duyduklarıyla beraber kızın yüzü şekilden şekle giriyordu. Elbette abisini tanıyordu, zamanında gözüne kestirdiği bir başka avıydı. Aynı zamanda, Jisung'un kim olduğunu da biliyordu.

"Demek bu sezonun elması sizsiniz. Beni affedin, seçildiğiniz gün maalesef orada değildim, bu sebeple sizi tanıyamadım." Sırıttı Jisung, kızın onu tanımazlıktan gelmesine şaşırmamıştı.

"Hiç sorun değil, onca yıl sonra beni tanıyamamış olmanız oldukça doğal."

Sessizce iki omeganın konuşmasını dinleyen Minho araya girdi, "Onca yıl sonra derken ne demek istedin Jisung?"

Eunmi soğuk terler dökerken alfa bir cevap için omegasına bakıyordu. "Biz uzun bir süre önce tanışmıştık demek istedim Minho, kendisi bir zamanlar defalarca kez geri çevrilmesine rağmen abimle izdivaç yapmak istediğini dile getiriyordu"

Kız, kaçmak için adeta fırsat kolluyor gibi dursa da Jisung'un onu kolay kolay göndermeye niyeti yoktu. Kimsenin araya girmesine izin vermeden sözlerine devam etti.

"Görüyorum ki yine istenmediğin halde izdivaç için alfaların peşinde koşmaya devam ediyorsun. Fakat etkilendim, her şeye rağmen çıtayı biraz daha yükseğe çıkarmak cesaret ister. Tabii biraz da yüzsüzlük,"

Minho, Jisung'un her geçen saniye rahatlayıp laflarını esirgememesine gülümsedi. Ünvanı yüzünden söyleyemediği her şeyi sanki omegası hissetmiş de onun yerine dile getiriyor gibi gelmişti ona. Ve şimdi de sıra ondaydı, omegasının söylemek isteyip de söyleyemediği tek bir şey kalmıştı.

"Bir sonraki seferde bizi rahatsız etmemeni rica edeceğim Eunmi. Jisung, benim kısa zaman içerisinde eşleneceğim kişi. Tahmin edeceğin üzere omegam ile baş başa kalmak isterim."

Tüm bu laflardan sonra kafasını yerden kaldıramayan omega, küçük bir özür mırıldanarak hızla ikilinin yanından ayrıldı ve onlara en uzak yere oturdu. Jisung ve Minho ise göz göze geldiği anda herkesin içinde olmalarını umursamadan en sesli şekilde kahkaha atmaya başladılar.

"Jisung sana gerçekten bayılıyorum, sürprizlerle dolu birisin" dedi gülmesini bastırmaya çalışan Minho.

"Konu siz olunca prensim, bazen ben de kendime şaşırıyorum,"

•••
vay anam babam be

dostiklerim selam naber siz beni linclemeye baslamayin diye oturdum bolum yazdim (bir de yazmasaydin???!??)

her bolum ayni seyi soyluyorum ama insallah artik duzenli yb atmaya baslarim ama biraz ruyamizda olur gibime de geliyo artik bakicaz

Favorite of the Lee's, MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin