Her gün birbirinin aynısıydı. Değişik olan tek şey bu naif gencin her geçen gün daha çok ağlaması, kendini yıpratmasıydı.
Geçen uzun aradan sonra kaldığı yerden devam etmesi gerekiyordu. Bir an önce için de kaybolduğu, zihninde birbirleriyle yarışan düşüncelerden
kurtulup toparlanması gerektiğini fark etti.Zorda olsa, onu derinlere götüren düşüncelerinden kurtulmuştu bir süreliğine. Kim bilir, belki de bu kötü yaşanmışlıklara rağmen Tae, eskisi gibiydi sadece farkına varması için biraz zaman'a ihtiyacı vardı. Durmaksızın ettikleri kavgalar, ona verdiği zararlar ve en değerlisi tarafından aldatılmak yıpratmıştı bu naif genci. Olaylar yüzünden işine ara vermiş, uzun süre eve kapanmıştı. Yine de arkadaşları sayesinde birazda olsa mutlu olabiliyordu. Son zamanlarda fazlasıyla dağılmıştı, saçında ki kırmızı boya rengini kaybetmişti, neredeyse tüm gününü uyumak ve ağlamakla geçirdiği için gözleri şişmişti, tüm düzeni bozulmuştu. Onu ayakta tutabilecek, yaşamına sevinç verecek birisi yoktu artık. Tıkanırcasına yiyordu, ağlıyordu,
en sevdiği aktivitelere uğraş
veremiyordu, zevk alamıyordu
hiçbir şeyden. Yorgundu, çok
yorgun. Kafası karışıktı, kendi benliğini
bulamıyordu, başkasına'da
bırakamazdı ya, öylece onu bu
bataklıktan çıkarmasını, derinlere
batmış olan o güzel benliğini
bulması için. Daha fazla böylece
ilerleyemezdi, ilerlememesi
gerekliydi. Kendine biraz çeki düzen verdi ve uzun süredir ara verdiği işine
gidebilmek için hazırlanmaya
başladı. İlk olarak, boya zamanı
çoktan gelmiş olan saçları ile ilgilenmeye karar verdi. Saçlarını çok seviyordu, bu fikir onu fazlasıyla mutlu etmesi gerekiyordu, ne yazık ki öyle
olmadı, umurunda değildi. Fazla oyalanmadan hazırlanıp odasından çıktı."Selam gençler! Ah, pardon. Sizin
için genç tabiri pek uygun değil,
unutmuşum."Kıkırdadı bu söyledikleri üzerine arkadaşlarının sinirleneceğini biliyordu. L koltuğa yayılmış, dizisini izleyen Jin, bu sözler üzerine lafını tabii ki esirgemeden atıldı.
"Yaşlı olduğumu mu söylüyorsun? Tae, biliyorsun ki gençliğimin
baharındayım ben. Genç ve
yakışıklıyım. Tabii, Yoongi
hakkında bir şey diyemem.
Dedeme benziyor gri saçları ile."Uzun süre sonra Taehyung'u bu kadar
neşeli görüyorlardı, kendi isteği
üzerine odasından çıkmıştı.
Kendini iyi hissediyorken küçük
olanın moralini bozmak istemedi
Yoongi. Mırıldanarak yemek
masasına oturdu. İkili Yoongi'nin
bu haline gülüyordu."Sizin için güzel uykumu feda edip
kahvaltı hazırladım, şu yaptığınız
bakın birde, ahmaklar."Tavırlarına gülmemek elde değildi.
"Yoongi gittikçe dedeme benziyor,
o da bana ahmak derdi."Kaşlarını çatmış bakınıyordu.
"Dedene hak vermiyor değilim
aslında."Onu daha fazla sinirlendirmek
güzel olabilirdi, eğer masada ki
harika kahvaltıyı görmeselerdi.
Jin ile koşarak sandalyelerine
oturdular."Harika, omlet bile yapmışsın."
"Üzgünüm ufaklık, hyungun benim
için hazırlamış olsa gerek bu güzel
kahvaltıyı."Peh, onun için hazırlanmamıştı
ama ne fark ederdi, açtı sonuçta.
Ağzını doldurarak konuşmaya
çalışıyordu, gerçi ne dediği
belli olmuyordu, Kendince
homurdanıyordu.
...."Hepsi harikaydı, teşekkür ederim
hyung. Bazı işlerim var, akşama doğru döneceğim."Cevaplarını beklemeden hızla
çıktı evden. Yürümek için fazla
üşengeçti yine de hava almanın iyi geleceğini düşünüyordu. İleride görünen markete doğru ilerledi, içeri girdiğinde gözüne çarpan birkaç atıştırmalığı alıp geri çıktı. Biraz ilerlediğinde arkasından birinin yaklaştığını ve ona seslendiğini işitip geriye döndü."Afedersiniz, bu sizden düştü."
Taehyung eline tutuşturulan kağıda baktı, sadece numara yazılıydı. Kağıdın ona ait olmadığını anladı, geri verecekti ama adam yoktu, şaşkınlıkla kağıdın diğer yüzünü çevirdiğinde "Ara beni." Yazısıyla karşılaştı. Kağıdı cebine koyup yakında ki parka gidip boş yer bulup oturdu. Aldıklarını yiyordu, aynı zamanda da ona verilen kağıdı eline almış düşünüyordu. Aniden gelen bildirim sesiyle irkildi. Telefona baktığında yabancı birinden mesaj gelmişti ama merakına yenik düşerek mesaja girmişti.
thvJeon:
Az önceki çocuktan hiç hoşlanmadım.Ne olduğunu anlayamamıştı. Etrafına bakındı, fazlasıyla gerilmişti, ona yazmaması gerektiğini biliyordu ama yine de yazacaktı.
kimthv
Sen kimsin?thvjeon
Tekin birine benzemiyor.
Ayrıca, kağıtta ne yazıyordu?kimthv
Bu seni neden ilgilendirsin ki?thvjeon
Neden ilgilendirmesin?kimthv
Dalga mı geçiyorsun?
Kim olduğunu bile bilmiyorum.thvjeon
Kim olduğumun önemi yok, soruma cevap ver sadece.kimthv
Kim olduğunu söylersen sorunu cevaplayabilirim.thvjeon
Şart koşulmasından hoşlanmam.
Beni tanımıyorsun, şimdilik bu kadar bilgi yeterli, Tae.kimthv
Beni nereden tanıyorsun?thvjeon
Öğrenip ne yapacaksın?kimthv
Merak ediyorum.thvjeon
Fazla merak iyi değil, küçüğüm.
Soruna cevap aldığına göre o kağıtta ne yazdığını söyle bana.kimthv
Soruma cevap almadım henüz?thvjeon
Emin misin?kimthv
Numara vardı sadece.Görüldü.
Hâlâ merak ediyordu kim olduğunu, hesabına baktığında gizli olduğunu fark etti. İstek attı ve kabul etmesini bekledi. İsmi dikkatini çekmişti "thvjeon derken? tae ben oluyorum sanırım?" Beklemeye devam etti, birkaç dakika sonra isteğinin geri çevirildiğini fark ettiğinde tekrar istek attı ama sonuç değişmedi, yine geri çevirdi. Bunu bahane ederek yazmaya karar verdi. Yeterince merak ediyordu zaten. Bu kadar gizli ne olabilirdi ki hesabında?
kimthv
İsteğimi geri çevirme nedenin nedir?Görüldü.
...
Bu fici çok önceden yazmıştım ama yayınlayacak kadar güzel olduğunu düşünmedim hiçbir zaman. Yine de biraz düzenleyip yayınlamaya karar verdim bölümleri. Beğenir misiniz bilemiyorum ama okuyanlara ve okuyacaklara şimdiden çok teşekkür ediyorum.