[sen ne anlatıyosun ya..]
Tuana'dan
Sabah kalktığımda saat 5'i 7 geçiyodu.Yattığım çekyattan yavaşça kalkıp Leya'nın odasına gittim.Kapıyı çalıcaktım tam elimi kapıya uzattım ki sonra uyuyorsa uyandırmıyım diye düşünüp geri elimi kapı kulpuna indirdim.Oldukça yavaş ve sakin hareketlerle içeri girdim uyuyordu.Bende geri aynı şekilde sessiz ve sakince gidip üzerimi değiştirip balkona baktım.Havada yumuşak bi soğukluk vardı.Bende dışarı çıkıp koşu yapma kararı aldım.Sağa doğru koşup dönüp parkın ordan çıkıcaktım ve yürüyerek Leya'lara gelicektim.Artık eve gitmicektim o insanların yüzünü bir kez daha görüp midemin bulanmasını istemiyorum.Yolda giderken yaşadıklarımı düşündüm ne kadar acınası bi halde olduğumu anlamıştım.Belki Mavi Ay bana iyi gelirdi.diğerlerini bilmiyorum ama Leya çok sıcakkanlı bi insandı çok çabuk yakın olmuştuk onunla.Peki ya Çağan onunla nolduğunu bilmiyorum en ufacık derdi üzülmeme oldukçe yetiyo.Gülüşü,gamzeleri,kahkahası yani kısaca onun mutlu olduğunu belli eden herşey sevinmeme yeterliydi.Artık parka doğru gelirken koşan ayaklarım yavaşlayıp yürümeye başladı.Kafamı kaldırıp gökyüzüne bakmıştım.Derin derin soluklu nefesler alyodum.Şuan o kadar huzurluydum ki.Tarifsiz bi duygu babamdan uzağım annemden uzağım herkesten uzağım tek başımayım hep olduğum gibi.gündüzleri fazla sevmem çünkü birbirini sevmeyen herkes tekrardan yüz yüze gelme mecburiyetinde kalıyo herkes birbirinin yüzüne gülüyo hiç birşey yokmuş gibi herkes herkese yalan söylüyo.Kısacası gece nasıl hırsızların çıkış vaktiyse gündüzlerde yalancı insanların ortaya çıkış vakti.Gündüzleri sırf bu yüzden sevmiyorum.Gecelerle aram daha iyi onlara derdimi daha çok anlatabiliyorum daha mutlu oluyorum geceleri.Başımı parka çevirmemle Çağan'ı görmem bir oldu uyuyodu.Mete'ye gitmemişti.Ama evinede gitmemişti.Neden burdaydı.Okula gelmicek miydi.Yanındaki banka oturdum ve biraz telefonumla meşgul oldum yarım saat kadar sonra Çağan biraz kıpırdaşmaya başladı.Yere yanına çömeldim.Ellerim Çağan'ın ellerine dokunmamak için savaş veriyodu kalbim sanki ellerime yalvarıyodu.Çok direndim ama kalbim bu savaşın galibi oldu ve yavaş nazik ve narin bi şekilde ellerini tuttum elleri çok soğuktu.Çok olduğundan daha çok.Ellerini hiç düşünmeden avcumun içine aldım ve sıkmaya başladım.Çağan gözlerini açmaya başlamıştı.Bende artık kendimi kasmayı bırakıp serbest bıraktım ve Çağan'ın saçlarıyla oynamaya başladım.Çok güzel gözüküyolardı.Acaba o benim hakkımda ne düşünüyodu bunu çok merak ediyodum.Çağan oldukça nazik bi çocuk İstanbul beyefendisi olarak adlandırdıkları kişi kesinlikle Çağan'dı.Çok efendi bi çocuk.Tabii böyle olduğu kadar da inatçı.Çağan'ın inadı tuttuğu zaman ortalığı ayağa kaldırabiliyoduk.Ben çok inatçı bi kişiliğe sahip olduğum için onunda inadı tutunca savaş meydanından farksız oluyodu aramızdaki mesafe bunu ben birkaç günde öğrendim tabii."Günaydun sen ne zaman geldin ya neden seslenmedin."Kusura bakma Çağan ama sana gelipte sabah koşuya çıktım çıkmışken parkta seni gördüm oturdum seni bekledim diyemem."Ya şey burdan geçiyodum da baktı bankta biri uyuyo kim olduğuna bakcakken sen uyandın işte."-"Sen insanların kim olduğuna bakmak için elini mi tutarsın"dedi elini havaya kaldırıp gözleriyle işaret ederek."Yok ya elim öyle eline değdi çok soğuktu elinde bende ısınır belki diye tuttum öyle."Belkide dürüst olmak en iyisiydi."Anladım saat kaç oldu ya."Dedi elini ellerimden çekip cebine atarken."
Sizce yeni bölümde neler olcakkk
İG:tuanaxnisa_
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYATA TUTUNMA
Teen FictionHerkese merhaba ben Tuananaz siz bu hikayede bi kızın hayatını ve onun hayata tutunmasını öğreniceksiniz iyi okumalar