4

84 10 0
                                    

- lilymnb (Gizli hesap)

lilymnb: let's be stupid

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

lilymnb: let's be stupid

163 beğeni, 26 yorum

- thv hikaye güncellemesi;

- thv hikaye güncellemesi;

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

_

"Unnie, karşısına çıkmam gerçekten mantıklı mı? Takıntılı bi manyak gibi gözükürsem daha kötü olmaz mı? Bundan emin misin?" Mekânın kapısından girerken Jisoo'nun koluna sıkıca girmiş, tedbirli adımlarla yürüyordum. Bana nazaran Jisoo'nun adımları kendinden emin ve sertti. Bu soruyu ona sabahtan beri soruyordum ve hep aynı "Yüzünü hiç görmemiş, seni tanımıyor. Sen kendini belli etmezsen seni tanımaz. Nasıl takıntılı gözükebilirsin ki?" Cevabını almıştım ama onu elimizden tamamen kaçırma ihtimalini düşünmeden edemiyordum. O benim kurtuluş anahtarımdı. Onunla war is over olacaktı. Finish yani.

Evet, beni tanımıyordu. Ben bu gece tamamen farklı biriydim. Bir sürü evcil hayvanı olan, sevgilisi için şarkı isteği yapan o kız değildim.

Kafeye girdiğimizde mekanı biraz inceledim. Güzel bir gece manzarasına sahip olan yüksekte bir binaydı. Arabayla gelmek kolaydı ama arabası olmayan biri için buraya gelmek imkansız denebilir çünkü buraya toplu taşıma gelmiyordu. Ayrıca toplu arkadaş gruplarının tercih ettiği bir yer olduğu belliydi. Sanırım bu üstü açık mekan, gündüz kafe akşamları bar olarak kullanılıyordu. Burayı çok beğenmiştim. Nostaljik, hoş bir havası vardı. Görevli, kaç kişi olduğumuzu sorup bizi iki kişilik, duvar kenarında bir masaya oturttu. Oturduğumuz anda Jisoo'nun gözlerinin bir yere kilitlenmesiyle onları bulduğunu anladım. Arkam onlara dönüktü. Jisoo'nun onlara dik dik bakması beni oldulkça rahatsız etsede ben de hafifçe dönüp bakmaktan kendimi alamadım.

Üç kişiydiler. Onun yüzü bize dönüktü ve karşısında bize arkası dönük iki kişi oturuyordu. Büyük ihtimal biri Bogum'du. Boğumun yanında uzun, sarı saçlı bir madin oturuyordu. Kaşlarımı çattım. Bogum'un sevgilisi vardı, bu kadında kimdi?

Onları boş verip gözlerimi Taehyung'a çevirdim. Üzerinde kırmızı deri ve üstünde taşlar olan bir ceket vardı ve.. Icinde hiç bir şey yoktu?!! Tamam, temmuz ayında olduğumuz için hava aşırı sıcak olabilirdi ama insan en azından içine bir tişört giyerdi değil mi ama? Gerçi benim bir şey söylemeye hakkım yoktu sanırım. Ben de südyenden dönme bir büstiyer ve tül hırka giymiştim. Neyse banane canım, istediğini giyer.

Altında da siyah pantolon vardı. Saçlarını düzleştirmiş ve şekillendirmişti. Oldukça.. hoş olmuştu.

Onu incelediğim bir kaç saniyeden sonra önüme dönüp Jisoo'ya da önüne dönmesini söyledim. Allah'tan beni uğraştırmadan önüne döndü. " Bi plan yapmalıyız, nasıl yanlarına gideceğiz?" Bunun için pek hevesli değildim açıkçası. "Önce yemek yiyelim, açım ben." Dedim ve önümdeki menüyü açıp yemeklere bakmaya başladım. Fiyatları görünce gözlerimin fal taşı gibi açılıp menünün tekrar kapanması bir oldu. "Sanırım aç kalsam bir sıkıntı çıkmaz." Jisoo gözlerini devirdi ve kendi önündeki menüyü açıp yemeklere göz atmaya başladı. "Merak etme, babamın kredi kartı bende. Istediğin kadar ye." Her zaman bana para konusunda yardımcı oluyordu ve ben ne yapacagimi bilmiyordum. Sadece benim de ona yardım edebileceğim o günü bekliyordum. Umarım hiç bir zaman kimsenin yardımına muhtaç kalmazdı ama eğer kalırsa ona yardım etmek istiyordum. Varlıklı bir ailem yoktu ve dışarıdayken dikkatli harcama yapmaya hep alışmıştım ama o ihtiyacım olduğunda hep bana yardım etmiş, rahat etmemi sağlamıştı. Sadece arkadaşım değil, aynı zamanda ablam da olmuştu.

Onun sözünü dinleyip fiyatı en makul yemeklerden bir tane seçtim ve onun da seçmesini bekledikten sonra beraber siparişleri verdik. Yemekleri beklerken ne yapacağımızı konuşuyorduk. Onunla tanışınca arkadaşca bir sohbet başlatıp coverları hakkında konuşacak ve playlistimi açtığımda çıkan ilk şarkıyı coverlayacağı ile alakali bir söz koparacaktım ondan. Ve o şarkının ne olduğunu hepimiz biliyoruz. Tek gerekli olan aralarına sızmak için bir plandı.

Gözlerimi gelişi güzel etrafta gezdirirken gözüme takılan uzun sarı saçlar ile dudağım daha doğru yavaşça kıvrıldı ve siyah çantamı elime alarak ayağa kalktım. Jisoo'nun meraklı gözleri bana döndü. "Hemen dönerim." Ona göz kırpıp arkamı döndüm ve tuvalete giren sarı saçları gördüğümde adımlarımı hızlandırdım. Sol tarafımda bir karıncalanma olurken istemsiz bir şekilde sol çaprazıma baktım ve üzerimdeki bir çift dikkatli gözler ile göz göze geldim. Aramızda bir kaç metre olan keskin gözler bana öyle keskin bakıyordu ki, bir an nefessiz kalacağımı düşünmüştüm. Gözlerindeki duygu neydi? Merak? Sadece bir saniyelik göz göze gelme sonucu gözlerimi çekmiş ve kadınlar tuvaletinin olduğu koridora girmiştim.

Neden bana öyle okyanus kadar derin gözlerle baktın, Kim Taehyung? Boğuluyor gibi hissediyorum.

_

En saçma yerlerde yazım yanlışı yapmışım önceki bölümlerde bunda oldumu bilmiyorum ayrıca çok baştan savma bi bölüm oldu gibi geldi bilmiorm hiç sevmedim

wishHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin