Hurt

43 4 1
                                    

"Haven't I given enough, given enough?

Haven't I given enough, given enough?

Haven't I given enough, given enough?

Haven't I given enough, given enough?

Always the fool with the slowest heart

But I know you'll take me with you

We'll live in spaces between walls"

O'na bakıyordum.

Daha önce kendimi biri yüzünden hiç bu kadar kötü hissetmemişken ona bakıyordum.

****************************************************************************************

"Sonunda geldin! Şurdan şuraya gelmek niye saatler alıyor? 3 saattir seni bekliyorum!"

"Abartma istersen Jennie, sadece 15 dakika geç kaldım."

"Sidici inbiş dikiki giç kildim. Sen gelene kadar asaları bile buldum!"

Ortaokulda hala bu tür oyunlar oynayan insanlar var mı hiçbir fikrimiz yoktu ama yaşımı ben şahsen önemsemiyordum. Büyümenin gereksiz olduğu düşüncesini 8 yaşındayken edinmiştim.

"Adını yine değiştirecek misin?"

"Eski adımı unuttum yine, Alva olsa?"

"Benim için farketmez."

Harry Potter evrenine shiftlenmekte pek başarılı olamamıştık ama her zaman evren buradaymış gibi davranabilirdik sonuçta. Oyunu oynadığımız yer parkın hemen arkasındaydı ve boş bank ve ağaçlı küçük bir alan büyük bir parkın dışında hiçbir çocuğa cazip gelmiyordu. Bizim dışımızda.

Bir süre sonra daldan yaptığımız asalarla düello yapmaya başlamıştıkm genelde düelloları daha çok büyü bildiğim için kazanan ben olurdum.

"Voldemort agam geliyor birazdan o zaman best gg olucaksın."

"Voldemort belki benimde agamdır belki nereden bilebilirsin."

"Voldemortun babam olduğundan"

O an yüksek sesli bir kahkaha attım, her saniyemi Jennie ile beraber geçirmeyi çok seviyordum. O da sevdiğini her saniye hissettiriyordu bana.

"Saattin var mı? Annem öĝle yemeği için çok geç olmadan eve geri gelmemi söyledi, yiyip tekrar çıkabiliriz."

"Boşver beraber bizim eve gidip oradan arıyıp haber veririz annene, bize gel beraber yiyelim."

"Tamam, yolda yürürken beraber müzik dinlemek ister misin?"

"Tabiki ama playlistinden ben seçicem şarkıyı."

Gülüp müzik dinlemekten başka işe yaramayan telefonumu ona uzattım. Kulaklığımın tekini kendi isteğimle verdiğim tek kişi olabilirdi Jennie Kim.

****************************************************************************************

Hala ona bakıyordum

Eskisi gibi değildi ama bakışlarım, eskiden sevgi ve güven olurdu gözlerimde ona bakarken şimdi ise sadece nefret vardı. Saf nefret.

'Haven't I given enough?'

Onunla geçirdiğim her saniyeden nefret etmiştim.

Dibimde oturuyordu, o kadar umrunda değildim ki bakışlarımı farkedememişti bile.

Sonra masadan kalktılar, onunla beraber kalktı, onunla beraber kalktı ve gitti. Bana bakmadı. Bana bakamadı. Bana bakmayacak.

O masada oturan herkes canımın ne kadar yandığının farkındaydı.

Onun dışında. O farkında olsa bile umursamazdı ama. Umursamasına değecek biri değilim onun için.

"Chaeyoung iyi misin? Yemeğini yine yemedin."

'Haven't I given enough?'

"Aç değilim"

Jiso, endişeleniyordu benim için. Onula beraberken olan her halimi gördü. Onunla beraber değilken de her halimi gördü. İyi hissettmediğimi biliyordu. İyi olmadığımı biliyordu. Beni gerçekten umursuyordu tavşan.

Bir süre daha wattpad da fic okumaya devam ettim, ardındanda hiçbirşey söylemeden kalkıp gittim  masadan. Jisoo yanlız değildi. Onu umursayan kişiler vardı. Beni umursayan tek kişi tavşandı.

Tavşan jisoo ile tanıştığımızdan birkaç hafta sonra verdikleri takma addı, bazen adını unuttuğum bile olmuştu ona çok fazla tavşan dediğimiz için.

Ben okulun önüne gelir gelmez zil çalmıştı. İçeri girdim lanetler okuduğum derslerin bitmesini bekleyip saatler saydım. Sonunda eve gittim ve uyuyakalana kadar ağladım. Sadece ağladım.

'Haven't I given enough?'

Sadece 2 bölümü atılıp sonrada kaldırılan fic aklıma geldi o an. Fic okumayi severdim, hala seviyordum.

Blue and Gray.

Mavi ve gri.

'Haven't I given enough?'

Mavi mutluydu, insanlar maviyi severdi, mavi ön plandaydı, mavi komikti.

Gri mutsuzdu, insanlar griyi sevmezdi, gri arka plandaydı, gri duygusuzdu.

'Always the fool'

Duygusuz olmamın tek sebebi o'ydu, hareketleriyle canımı o kadar çok yakmıştı ki artık fiziksel acıyordu canım.

Neden yapmıştı ki bana? Benimle beraber görülmekten neden bu kadar çok utanıyordu? Bu kadar çok mu iğrenç biriydim ben?

Bazen bayılacak gibi hissediyordum. Hiçbirşey yemiyordum, hiçbirşey yiyemiyordum.

'With the slowest heart'

En azından bu yeni kazandığım alışkanlığım 1 haftada 1 ayda aldığım kiloyu vermeme yardımcı olmuştu. Mide bulantılarım olmasaydı herşey çok daha iyi olabilirdi tabii.

'But I know you'll take me with you'

Kusmak istemiyordum.

Bana böyle davranmasının sebebi ben miydim? Yine hatalı olan taraf ben miydim?

'We'll live in spaces between walls'

Umarım beni ne kadar üzdüysen o kadar üzülürsün Jennie Kim.

****************************************************************************************

Yaşanmış hikayeden uralanılmıştır bro hemde benimkinden.

Çok cringe oldu gibime geldi ama bu platformda mafya jungkook hikayeleride olduğu için siktir et dedim nasılım

Jisoo ya tavşan dediğim kısmı açıklamak istedim. Jisoo olarak girdiğim arkadaş aslında bizim aramızda lisa ver2 diye geçio ama bence kişiliği jisoo nunkine daha fazla benzio diye jisoo yaptım. Biz bu arkadaşa sincap diyoruz ama sincap chaeng in lakabı olduğu için karışsın istemedim sonuç olarak tavşan yaptım 💪🏻

Bro ben yeterince şey vermedim mi bro.

Okuyanım yok ama eğer okuyorsanız bir oylasanız da bende okuyucu kazansam 😭🤟🏻


























Given Enough? [Chaennie]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin