(Elindeki gül buketini mezarın başına,koyup oturmuştun)
"S-seni çok özledim...hani beni hiç bırakmayacaktın... Hani hep yanımda olacaktın... sensiz yapamıyorum baba...Seni çok özledim,Yapamıyorum..."
Biraz daha oturduktan sonra,babanın mezarını öperek ayağı kalkmıştın. Mezardan biraz uzaklaşıp Yürüdüğünde Heeseung'u görmüştün,gülümseyip yanına gitmiştin.
"Merhaba Heeseung bey"
Heeseung:Ah merhaba hyun hanım siz Burdamıydınız,görmedimde.
(Halbuki geldiğinden beri seni izliyordu)"Evet burdaydım,babamın mezarına gelmiştim....Tam 34 gün oldu ama ben hala alışamadım."
Heeseung:İnsan oğlu böyledir,sevdiği şeyin elinden kayıp olmasına bir türlü alışamaz...Bende 2 karımla severek evlenmeme rağmen yinede bir taraflarımda bir boşluk hissediyorum...
"Sizin için de zor olmalı..."
Heeseung:Benim için pek değil ama aynı şeyi çocuklar adına söyleyemeceğim...
"Şuan onları çok iyi anlıyorum...ha bu arada aklıma gelmişken yarın akşam ablam mi-cha'nın düğünü var davetiye gelecekti ama ben söylemek istedim,geliceksiniz değil mi..."
Heeseung:Ah tabiki büyük bir memnuniyetle...
Hızlı geciş
Ne kadar istemesemde Heeseung seni kendi arabasıyla eve bırakmıştı,ona el sallayıp bahçe kapısından içeri gitmiştin.
(İçeri girmenle,çardakta arkadaşıyla kahve içen anneni görürmüştün)
Ruy-jin:Ah hyun sonunda gelebildin...Nerdeydin.
(Annemin karşısına oturarak)
"Babamın mezarına gitmiştim...ah bak bide kimi gördüm orda biliyor musun?"(Kahvesinden bir yudum Alarak)
Ruy-jin:Kimi?
"Heeseung beyi"
(Ağzından kahveyi püskürterek)
Ruy-jin:NE!...Peki benimle ilgili bir şey dedi mi?
(Annenin,Heeseung zengin diye onu elde etmek istediğinbiliyordun,sırıtarak)
"Yooo hiçte senin hakkında birşey demedi."
(Ama zaten seninle ne konuşabilirdi ki buzhane seni....ben biliyorum bana karşı birşeyler hissettiğini o yüzden bir şey söylememiştir.)
*Annenin sana buzhane demesinin sebebi soğuk bir insan olduğun içindi.*
"İnan umrumda değil"
(Ayağı kalkıp evin içine girmiştin.)