それは夏の夢のように始まった

88 10 11
                                    

1998'Daegu, Temmuz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

1998'Daegu, Temmuz


Camdan içeri sızan bunaltıcı hava sınıfta sıralarına yaslanan bedenlerin tenlerine dokunarak geçiyor Matematik dersini işkence silahına dönüştürüyordu. Ön sıralarda oturan genç kızların iki yana ayırdığı saçlarının ortasından görünen simetrik kafa derileri, orta sıralarda uyuklayanlar ve arka sıralarda müstehcen dergilerdeki kadın vücutlarına baygın gözlerle bakan ergen erkekler, hepsi sınıfın günlük bitki örtüsünden bir kaçıydı sadece. Arka cam kenarında oturan arkadaş grubunda ki dörtlü dersin ilk dakikalarında dersi sabote etme girişimlerin başarısızlığından ötürü çaresiz gözlerle kara tahtada yazan anlamsız harf grubundan oluşan dört işlemleri ve Bayan Kang'ın sürekli kırpıştırdığı göz kapaklarını seyrediyorlardı. Park Jimin önündeki sırada oturan Nayeon'un at kuyruğunu çekiştirdiğinde yüzünü buruşturarak konuşmuştu." Marketten aldığın ucuz deodorantları solumaktan midem ağzıma gelecek." Dahyun sinir bozucu olduğunu düşündüğü ince sesiyle homurdanmıştı. "Midenle nefes almıyorsun aptal"

Park Jimin elini cam kenarına yasladı. "Durum o kadar felaket ki şimdide böbreklerime sıçradı." Jung Hoseok çıkan kıkırtılarını elini ağzına kapatarak duyurmamaya çalışıyordu. Park Jimin bu kez Dahyun'dan çaldığı petleri kızların kafasına atmaya başladığında Hoseok kafasını bacaklarının arasına gömmüştü. Ortaya kusma seslerine benzer sesler dökülüyordu. Bayan Kang'ın kabaran matematik aşkı ve ön sıradaki yalaka kız grubundan dolayı sınıfta kendiliğinden koruyucu bir gürültü oluşturuyordu. Duvar kenarında oturan buğday tenli beden önünden gelen gürültüyü duymuyordu bile. Hemen yan sıralarında oturan genç kızı izliyordu. İncecik bileğine başını yaslamış sıradan taşan koyu kahverengi uzun saçları masanın kenarlarından sarkıyordu. Okul tişörtünün omuz kısmı biraz sıyrılmıştı. Siyah eteği dizlerinin altına kadar sıyrılmış kucağına örttüğü battaniyeden dolayı bacaklarının büyük bir kısmı örtülmüştü. Her rüzgar estiğinde vişne ve kiraz karışımı kokusu burnuna ulaşıyor ufak bir aromadan sonra yerini Jiminin bahsettiği deodorant kokusu alıyordu. Birazda arkadaşlarının ter kokusuna karışan sigara. Dudakları uyuduğu için şişmiş olmalı ki alt dudağı normalden biraz daha kızarmış üst dudağının üstüne kıvrılmıştı. Kirpikleri ara sıra kırpışıyor göğsü inip kalkıyordu. "Akşam toplanıyoruz öyle değil mi? Bu kez içkilerden senden unutma sakın."

Namjoon yanındaki adamın omzuna bir yumruk geçirdiğinde buğday tenli beden omuz silkmiş çarpık gülümsemesiyle Jimin'i göstermişti. "Bu pezevenk o kadar zengin kadınlarla yatıyor. Birazını ödünç alsın işte"

Park Jimin son kalan pedi de savurduğunda sinirle arkasına dönmüştü. "Beleş geçiniyorsun haftalardır. Tek bir damla bile getirmem sana." Kim Taehyung omuz silkerek konuştu. "Annelerin kızar mı yoksa sana?" Birkaç saniyelik bakışmadan sonra dördü de kahkaha atarak gülmeye başlamıştı. Jimin çantasından çıkardığı puroyu avuçlarının içerisinde gizleyerek gösterdiğinde Hoseok heyecanla uzanmıştı "Woah! Bekaretimi ilk aşkıma vermekten vazgeçmeye başlayacağım artık. Orta yaşlarındaki kadınları düzmekle bir purom birde pahalı içkilerim olursa orosbu bile olurum." Jimin sertçe kafasına vurduğunda Hoseok küfür ederek geriye çekilmişti. Namjoon kaldığı sayfaya ayracını yerleştirdi. "Birgün birinden çocuğun olursa göt tutuşmanı zevkle izleyeceğim." Kim Taehyung dudaklarını ısırdığında fısıldayarak konuşmuştu. "Hiçbiri o kadar genç değil." Dördü gürültülü kahkaha attığında Bayan Kang'ın söylenmelerini umursamamışlardı. Kim Taehyung sarsılan omuzların ardından uyanan genç kızı fark ettiğinde kahkahasını bastırmış boğazını temizlemişti. Kısık gözleriyle doğrulmuş kendisini izliyordu. Ellerini avucunda topladığını gördüğünde kızarmaya başlayan beyaz tenini sırıtarak seyretmeye başlamıştı. Kafasını yanında oturan kız arkadaşına çevirmişti. Uzun saçları tahta masanın üzerinde sürünüyordu. Bu kez kiraz vişne aroması daha dolgun geliyordu. Bedeninden, saçlarından buram buram süzülen bu koku yoğunluk kazandıkça aklını kaybettiriyordu ona. Hala kahkaha atan bedenlere döndüğünde yüzünde utangaç , çekingen bakışları hissedebiliyordu. Sağa daha çok kıvrılan gülümsemesi silinmeden tüm ders boyunca bir şeyler anlatan arkadaşlarını dinledi.

L e m o n , VsooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin