1998'Daegu, Temmuz
Okul zilinin sesi koridorlardan sınıflara taştığında siyah beyaz formalı öğrenciler acele ile eşyalarını toplayıp kendilerini sınıftan atıyorlardı. Yaz mevsimine girmeleri beraberinde gelen sıcak günler, bütün gün sıralarda ter dökmelerini zorunlu kılıyordu. Anlatılan dersler birçoğunun ilgisini çekmiyordu. Üzerine yapış yapış olan formalar ve ıslanan ense diplerindeki bebek saçları tamamı ile bu ilgiyi imkansızlaştırıyordu. Ön sırada oturan Kang Daniel sıradan kalktığında arkasında toplanan Jihyo'nun gevşek bağlanmış saçlarına kısa bir bakış atmış diliyle dudaklarını yaladıktan sonra uzanıp kahverengi lastik tokayı çekip çıkarmıştı.
Jihyo şaşkınlıkla ona döndüğünde Daniel sırt çantasını tek omzuna takmış tokaya çok dokunmamaya özen göstererek cebine koymuştu. "Saçını bağlayınca fazlasıyla çirkin oluyorsun. "
Jihyo kaşlarını çattı. Kalemlerinin hepsini mor kalemliğe yerleştirdiğinden emin olmuştu. "Güzel olmak için saçlarımı bağlamıyorum sersem. Hava felaket derecede sıcak. "
Kang Daniel omuz silkip sınıf kapısına yürümeye başladığında Jihyo heyecanla kalemlik ile defteri çantasına gelişi güzel bırakmış kumral uzun boylu adamın arkasından seslenmişti. "Birlikte gidecektik hani?"
Kim Jisoo Kang Danielin neden erken gittiğinin sırrını biliyordu. Her defasında Jihyo'dan bir eşya alır ve yanlarından erken ayrılırdı. Bunun sebebi arkadaşının şeftali aromalı kokusu olduğunu tahmin edebiliyordu.
Jihyo çantasını omzuna takıp Daniel'in arkasından koşturmaya başladığında siyah eteği dizlerinin üzerinde kısalıyordu. Dağılan kahve tutamlar omzunun biraz aşağısında inip kalkıyordu. Hafifçe tebessüm etti. Aslında bugün kendisine bisiklet öğretecekti. Söz vermişti....
Kahverengi çantasını omzuna taktığında yanından gelen gürültülere kulak vermişti. Arka sırada oturan dörtlü her zamanki gibi kahkahalar eşliğinde hararetle birşeyler konuşuyorlardı. Kim Jisoo hafif yana kaydı. Burnuna okyanus kokusu iliştiğinde ağzının içindeki sıvının arttığını hissedebiliyordu. Sık sık yutkundu. Göz ucuyla yan tarafına baktığında eş zamanlı kolunda başka bir tenin baskısını hissetmişti. Kolları birbirine sürtünüyordu. Buğday tenli çocuğun bakışlarının Jimin'in üzerinde olduğunu görmüştü.
Fark etmediğini düşündü. Kenara çekilmek istesede sıralardan dolayı kımrayamamıştı. Kirpikleri sürekli hareket ediyordu. Boynundan yanaklarına doğru lavların hareket ettiğini hissedebiliyordu. Dışarıdan heyecanlandığı fark edilmesin diye düzenli derin nefesler aldı. Basit bir şekilde kolları birbirine sürtünüyor birlikte yürüyorlardı. Sıraların olduğu boşluktan çıktıklarında adımlarını hızlandırmış sınıf kapısından çıkmıştı. Arkasındaki arkadaş grubunun seslerini dinledi. Kalbinin gürültüsü katlanılmaz bir hal aldığında dönüp omzunun üzerinden buğday tenliye bakmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
L e m o n , Vsoo
Fanfiction•Yaşadığı kaza sonrası on sene komaya giren Kim Jisoo uyandığında lise aşkının hatırasını kalbinden bir türlü atamaz. "O günün üzüntüsünü, o günün ızdırabını sen benimle birlikte olduğun için hepsini sevdim. Şimdi hepsi göğsümde kalan, asla gitmeye...