Sadece başlangıç.
Bir an da ağzını mendille kapatan beden yüzünden buradaydı. Ne olduğunu anlamadan bayılmış ve buraya getirilmişti. Kim bilir kaç gündür buradaydı küçük beden. Elleri delice titrerken gözleri sadece kapalı ve duvara yaslanmış bir şekilde bekliyordu. Belki de günler geçmemişti. Sadece bir kaç saat. Sadece bir kaç saat ağır gelmişti bu bedene ve o yüzden günler geçmiş gibi geliyordu ona belki de..Sadece tek istediği hevesle gidip aldığı marketteki çikolataları evde kardeşiyle yemekti. Ama ne olduğunu bile anlamadan bir anda buraya getirilmişti. Belki de gece geç saatlerde dışarıya çıktığı için bunlar başına gelmişti.
Kaçırıldıktan sonra gözlerini ve ellerini açmadan baygın bir şekilde bir odaya koymuşlardı küçük günahsız bir meleği ve şimdi korkuyla titriyordu. Üstelik çikolatası da gitmişti. Küçük meleğin tahmini olarak ya onu buraya getiren büyük abiler yemişti ya da oracıkta yere düşmüş ve hala orada duruyordu. Belki de biri onu oradan çoktan alıp yemişti. Buradan çıkıp eve gittiğinde annesine bir daha gece geç saatte dışarı çıkmamak için söz verecekti. Zaten annesi onu uyarmıştı. Marketin uzak olduğunu söylemişti ama küçük çocuğun canı o kadar çok çikolata çekmişti ki annesinin sözünü dinlemeden markete gitmişti. Zaten çikolatasını bile yiyememişti. Daha beteri sanırım kaçırılmıştı.
Küçük çocuğun yaşadığı köyde saat 7'den sonra bir çan çalınırdı ve o çan çalındıktan sonra bütün çocuklar evlerine koşardı ve asla yanında bir büyüğü olmadan dışarıya çıkmazdı. Çünkü her zaman arkadaşlarıyla oynamaya gittiği parkta herkesin deli dediği bir amcanın dediğine göre o çan çalındıktan sonra sokağa çıkan küçük çocukların hepsini kaçırıyorlarmış ve onları anne ve babasından uzak yerlere götürerek başka kötü insanlara satıyorlarmış. Herkes gibi bu hikayeye küçük çocukta inanıyordu ve ona rağmen bir çikolata için tek başına markete gitmişti ve kaçırılmıştı. Oysa ki o çanın çalınmasının tek sebebi orada ki çalışan askerlerin mola saati olmasıymış. Orada ki askerler çan çalınana kadar çalışıp antrenman yapar çan çalındıktan sonra evlerine gider ve dinlenirlermiş. Ama küçük cocuk bunu nereden bilebilirmiş ki... Zaten çanın çalınma sebebi başka bir şey olsa da küçük çocuk çan çalındıktan sonra dışarı çıktığına göre bu deli amcanın dediği hikayenin doğru olduğunu gösteriyordu. Belki de sadece rastlantıydı...
Küçük çocuğun bileğinde ki ipler ne kadar gevşese de şu anda elini rahatlıkla çözüp gözlerini açmak bile korkudan aklına bile gelmemişti. Oysa ki elini hafif oynatsa ip bileklerinin arasından kayıp gidecekti ama küçük çocucuğun yaptığı tek şey yaslandığı duvarda deli gibi titreyerek olacakları korkuyla beklerken Tanrı'ya dua etmekti. Sadece kardeşiyle çikolata yemek istemişti böyle olacağını bilseydi asla dışarı çıkmazdı. Şimdi hem kardeşini hem de anne ve babasını çok özlemişti.
Gözünden akan yaşları koluyla silmek için kolunu havaya kaldırıp yanağını sildiğinde bileğinde ki gevşek ip küçük ellerinden aşağıya doğru kaymıştı. Çocuk şaşkınca ve bir o kadar korkuyla hızla gözünde ki bandı çıkarırken nefes nefese etrafa bakıyordu.
Etrafta kimsecikler yoktu. Sadece beyaz bir odanın içerisinde yerde oturuyordu. Beyaz odanın içinde olan küçük bir bölmede bir klozet ve banyo vardı. Neden burada olduğunu bile bilmiyordu. Ama etraf aydınlık olduğu için mutluydu. Yavaşça ayağa kalktı ve karşısında ki yatağa geçerek oturdu. Yatak tam küçük çocuğa göreydi. Sanki bu oda önceden onun için yapılmış gibiydi. Pencere bile olmayan odada korkuyla oturuyor ve her an biri gelebilir korkusuyla kapıya bakıyordu.
Saatlerce hiç bıkmadan usanmadan korkuyla kapıyı izliyor ve neler olacağını düşünüyordu. Şu an anne, babası ve kardeşiyle olabilirdi. Beraber televizyondan bir şeyler izliyor olabilirlerdi. Ama onun yerine bu beyaz odada tek başına korkuyla oturuyordu. Yavaşça sert yatağa uzanarak bacaklarını kendine çekmişti ve uykuya dalmadan önce ağzından çıkan son şey "anne"ydi..
Zar zor girdiği uykusundan duyduğu çığlık sesleriyle korkuyla uyanmıştı. Hızla yataktan kalkarak nefes nefese etrafına bakındı. Odada kimse yoktu. Kimsecikler yoktu o zaman bu çığlık sesleri nereden geliyordu. Endişeyle tekrar yatağına oturmuş ve korkuyla kapıya bakıyordu. Tekrar gözleri dolmuş ve ağlamaya başlamıştı küçük beden. Ses çıkarmamak için elini ağzına bastırmıştı. Eğer seslerini duyarlarsa yanına gelmelerinden korkuyordu. Poposunu yataktan kaldırarak kapıya ilerlemişti. Yavaşça parmak ucunda durarak kapının küçük penceresine ulaşmaya çalışıyordu. Eğer o küçük pencereye yetişebilir de belki dışarıda neler olduğunu görebilecekti. Ne kadar çabalasada asla boyu yetmiyor ve hiç bir şey göremiyordu. Çabalamayı bırakarak yavaşça yere çöktüğünde sırtını kapıya dayanmıştı ve byrnunu çekerek kulaklarını kapatmıştı küçük beden. Hiçbir şey duymak istemiyordu. Korkuyordu
Tek istediği eve gitmekti. Üstelik kendini tek zannederken başka kişilerin çığlık seslerini de duyuyordu.. Kim bilir burada kaç kişi vardı. Belki de çan çalındıktan sonra dışarı çıkan bütün herkesi buraya getiriyorlardı ve şu anda çığlık atan kişi çan çalındıktan sonra dışarı çıkmıştı ve o yüzden kaçırılmıştı. Belki de sadece çocukları değil büyükleri de kaçırıyorlardı.
Saatlerce kapıya yaslanarak ağladı küçük beden. Tek duyduğu şey çığlık sesleriydi ve bu çığlıklar korkudan başını döndürüyordu. Kendini parçalarcasına çığlık atan bedene ne yaptıklarını çok merak ediyordu. Neden kendini bu kadar hırpaladığını.. Artık ağlayan bedenin vücüdü dayanamamış ve oracıkta bayılmıştı. Şimdi yanında onu ne kaldıracak bir annesi ve bir babası vardı . Tek istediği buradan kurtulmaktı. Çok korkuyordu..
*
Biliyorum biliyorum ve biliyorum askolar çok fazla değiştirdim ama umarım bu son olur beni affedin🙏🏻
Zaten çok güzel yazmıyorum sadece çabalıyorum.🥹
Artık bende hikayeyle oynamak istemiyorum ama elimde değil kendimi tutamiyorum. Umarım bu son olur🧿
Ve bu bölüm çok kısa oldu biliyorum.
Devamını yazıcaktim ama tam olarak aklımda oturtamadim.
Umarım begenirsiniz💅🏻💅🏻💅🏻
Like ve yorum yaparsanız 🤍🤍
ŞİMDİ OKUDUĞUN
captive¬yoonmin
Fanfictionboş bir odanın içerisinde mahsur kalmışlardı ---------------