0.4

110 17 8
                                    

Yorum ve oy👁-👁

__________________

Jisung, şu anda Minho'nun arabasında ön koltukta oturuyor ve Minho'nun direksiyonu çevirdikçe kasılıp, gevşeyen damarlı ellerine bakıyordu.

"Arkadaşının attığı adres burası değil mi?" minho konuştuğunda jisung irkilerek onu onayladı. Küçük olan, eğer hyunjin boş yere ortalığı ayağa kaldırdıysa, onu nasıl öldüreceğinin planlarını yapıyordu.

"Beni dinliyor musun?"

"Ah...evet ne demiştiniz?"

Minho başını onaylamazca salladığında hastanenin önünde park yeri arıyordu. Kelimelerini tekrar etmeyi sevmesede, Jisung'un bu bilgiyi bilmediğini biliyordu. O yüzden ona küçük bir istisna gösterdi.

"Diyorum ki, arkadaşının başına önemli bir şey gelmiş olabilir mi? Hastaneye çağırmış o kadar"

"Ah, hayır o eşine çok düşkün biridir ve şu sıralar Jeongin'in sıkı çalışma düzeni sağlığını aksatmasına neden oluyor."

Bir iç çektikten sonra gözlerinin dolmasını umursamadan devam etti "bu da sürekli böyle durumlarda kalmamızı sağlıyor. Aslında ilk üçünde hyunjin bana haber vermemişti şans eseri öğrendim." minho, jisung ilk üçünde dediğinde şok geçirmişti, bu kaçıncıydı ki?

"Nasıl öğrendin peki?"

"Onların evine uğradığımda jeongin gözümün önünde fenalaştı...tanrım o böyle stresli bir düzeni kaldıramaz ki..." içi parçalana parçalana konuştuğunda, minho olaya el atmasının iyi bir fikir olduğuna kanaat getirdi.

İkili arabadan indiklerinde,jisung aslında arabanın uzun süredir park halinde olduğunu yeni yeni kavrayabilmişti.

Hastaneye girdiklerinde hyunjin'i bulmaları zor olmamıştı.

_______________

"Cidden sağol minho"

Hyunjin, jeongin'in koluna girmesine yardım ettikten sonra lüks arabanın açık penceresinden minho'ya seslenmişti. "Ne demek her zaman, verdiğim numarayı aramayı unutma," hyunjin'in elindeki kağıt parçasını işaret etmişti. "Önemli" diyerek daha fazla soru sormasına izin vermeden iyi akşamlar dileyip,arabayı aile apartmanının önünden gitmek için arabayı çalıştırmıştı.

" 'Önemli' derken neyi kastetmiştiniz?"

Minho, yan koltuktaki jisung konuşunca bakışlarını neredeyse karanlık yoldan ayırmadan, Jisung'u cevaplamıştı. Evet, neredeyse akşam üstünü gösteriyordu saat. Jeongin her zamanki kontrollerini, düzenli gittiği hastanede yaptıracağını söylerken, hiç kimsenin beklemediği bir şey olmuş ve minho onu özel hastaneye götürmüştü. Hiç bir itirazı da kabul etmemiş ve parasını kendi ödemişti. Ayrıca şu 'sıkı çalışma' meselesini de merak etmişti.

"Yalan söylemeyeceğim, ne kadar masa başı çalıştığını söylesede bu kadar yorulması normal değil, tabii ki de yalan söylediğini söylemiyorum ama ona fazla yükleniyorlar gibime geliyor." jisung ona katılır nitelikte bir şeyler söylerken sözüne devam etmişti "bir demi bir kemik kalmış, eve hiç uğramadığıda belli."

"Ah evet, hyunjin'le hep konuşuruz ve bu konuda bana hep yakınır..."

"Bu arada evinin adresini söyleyebilir misin?" minho bir yandanda güneşin batışına bakmaya çalışıyordu.

"Daha mesai saatim bitme-"

"Ya da boşver güneşin batışını izleyelim mi?" Jisung bu gereksiz samimiyetle gerildiğini hissetmişti. İster istemez yüzüne de yansımıştı ama minho bunu görmemiş olacak ki konuşmaya devam ediyordu.

"Annem hiç izin vermezdi izlememe...yaşıtlarım gibi ders çalışmamı söylerdi halbu ki daha 14 yaşındaydım." dudak büzerek konuştugunda jisung tatlı bulmuştu ama bu onu reddetmeyeceği anlamına gelmiyordu.

"Özür dilerim"

Minho'nun gülümsemesi yavaş yavaş solarken bozuntuya vermedi.

Annesinden görmediği sevgiyi yabancı bir çocuktan istemekle hata yapmıştı.

"Unut gitsin,bana sadece adresini ver."

"Ah tabii ki de..."

___________________

Minho ona bakma mene bak

(düzenlenmiştir)





Boss?|MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin