1

1K 114 107
                                    

"Taehyun!" telefona bağırırken bir yandan da koşmaya çalışıyordum. Üstümdeki etek bunu zorlaştırıyor olsa da elimden geldiği kadar hızlı koşuyordum.

"Yeonjun? Neredesin söylesene oğlum"

"Ya peşimdeler! Bende bilmiyorum girdim bir yerlere"

"Görüş alanlardan uzaklaşıp bir binaya saklan"

"Burada bina yok ki"

"Ne var"

"Villalar var. Oha şurada pembe bir tane va-" cümlem arkadan gelen bağırışla kesilince telefonu indirip daha hızlı koşmaya başlamıştım. Yüksek taban ayakkabı giyeceğim günü denk getirmiştim gerçekten.

Bir kaç sokaktan dönsemde adım seslerini hala duyuyordum. Açık bulduğum ilk kapıdan girip bir yerde saklansam iyi olacaktı.

İlerideki diğerlerine kıyasla çok daha büyük olan villanın kapısını açık görünce oraya yönelmiştim. İçeri girdiğimde görünürde kimse olmaması ilk defa şansın benimle olduğunu düşünmeme sebep olmuştu. Kenardaki ağaçlardan birinin arkasına saklandım. Sadece saniyeler sonra beni kovalayan adamlar evin önünden koşarak geçmiş, bahçeye evin içinden siyah giyimli adamlar çıkmıştı. Adamlar? Art arda çıkıyorlardı ve ben otuz beşe kadar sayabilmiştim.

İçlerinden biri "Kapı niye açık lan" diye bağırdığında kapı hemen kapatılmıştı. Şifre girip kitlediğinde buradan nasıl çıkacağımı düşünüyordum. Ölmeden eve ulaşırsam hiç sevmediğim kapımı öpecektim.

"Bahçe sulandı mı? Patron bu çimlerin öldüğünü görürse sizi de öldürür" Aynı adam bağırdığında ben bastığım çimlere bakarken bir kaç kişi benim olduğum tarafa gelmeye başlamıştı. Eğer biraz daha yaklaşırlarsa kesinlikle beni görecekleri için ağaçların arasından ilermeye çalışmıştım. Beni kesin görecekler diye geçirmiştim içimden.

Ki ben şom ağzımı bir kere açtığım için korktuğum olmuş "biri var lan orada" diye bağırmışlardı. Boku yemiş miydim, evet.

Tekrar koşmaya başladığımda adamlar sürü gibi arkadan koşmaya başlamışlardı. Bu kadar adamdan kaçamayabilirdim ama kocaman bahçeydi sonuçta, elbet bir şey bulurdum. Yani bulurdum dimi?

"Şansım, amına koyayım. Lütfen bir daha bana yaklaşma bile" gökyüzüne doğru bağırırken koca bahçenin yan tarafına anca ulaşabilmiştim. Adamlar villa değil saray yapmışlardı.

Arka bahçeye geldiğimde açık bir kapı görmüştüm. Şimdi yapabileceğim tek şey içeri girmekti.

Kapıdan girdiğimde mutfaktaydım. Girdiğim kapıyı kapatıp kilitledikten sonra muftaktan çıktım. Bu sefer iki merdiven ve bir sürü kapı beni karşılamıştı.

Zaman kazanmak için mutfağın kapısını da kapatıp merdivene yöneldim. İçeride kimsenin olmaması şansıma ettiğim kötü laflar konusunda tereddütte kalmama sebep olurken sesler gelmeye başlamıştı. Sadece saniyeler sonra cam kırılma sesi geldiğinde kitlediğim kapıyı kırdıklarını anlamıştım. Korkudan kulaklarım yanmaya ve bacaklarım fena bir şekilde titremeye başlamıştı.

Hızla çıkmaya devam ettim. Sanırım üçüncü kattaydım, yukarı çıkan bir merdiven daha vardı ama çatı katı olduğunu düşünüyordum. Soldaki koridora girip odalardan birine daldım. Sesleri her saniye daha da yaklaşıyordu.

Odanın içinde başka bir kapı görünce oraya girdim. Burası banyoydu. İçeriyi incelemeden kapıya yaslandım. Biraz aralayıp birinin gelip gelmediğine bakmaya başladım.

Arkamdan bir kaç tıkırtı geldiğinde olduğum yerde kitlenip kalmıştım. Ben cidden bitmiştim. Eğer ben delirmediysem kesin yakalanmıştım. Öldüreceklerdi, yüzde yüz hemde.

Scary Love, Yeonbin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin