1

26 1 0
                                    

Elimdeki üçüncü sigarayı da küllüğe bıraktım. Gecenin bilmediğim saati camdan tek gördüğüm siyah dalgalanan denizdi.

Camdan esen hafif rüzgar bedenimi arındırıyor gibiydi.

Telefonumu kontrol etmek için ayağa kalktım.Mutfakta bırakmış olmalıydım, hatırlamıyordum.

Tezgahın üstündeki telefonun ışığı mutfağı aydınlatıyordu.Arama vardı.

Elime aldım.

7 cevapsız arama.
38 yeni mesaj.

Telefonum sessizde olduğu için aramaları duymamıştım.

Aramaların ikisi annemdendi diğerleride Yoongi'den.

Mesajlara girdim.

Yoongi

-Açsana telefonu
-Sana kaç kere sessize alma dedim.
-Önemli hemen dön görünce.
(00.23)

-Ölsek umursar mısın acaba Tae.
(02.49)

Cevap vermeden diğer spam mesajlarına bakıp odama geçtim.Yeontan yatağımda uyuyordu.

Yumuşak tüylerine bir öpücük bırakıp yatağa uzandım.Tavanıma astığım yıldızlar karanlıkta parlıyordu.

Gözlerimi kapattım.

Yorgundum.Uyumak istiyordum.

Bir süre uyumaya çalışsamda başaramayınca telefonumdan klasik müzik listemi açmak için elime aldım.

Ekrandaki takip isteğini fark ettim.

"Jgkkookie" size bir takip isteği gönderdi.

Kim olduğuna bakmak için hesabına girdim.Birkaç postuna baktığımda bizim üniversiteden olduğunu anladım.

Tanımıyordum bu yüzden kabul etmedim.

Müziğimi açıp yatağımda yatmaya ve kendimle boğulmaya başladım.

Amfiye girdim.Her zamanki yerim olan arka kenara geçtim.

Profesörü beklerken sosyal medyada gezinmeye başladım.

Omuzlarıma ani bir yük ile arkamı döndüm.Yoongi sırtıma çıkmakla çıkmamak arasında bir haraket yapmıştı.

"Yavaş olsana ya."dedim huysuzca.

Gözlerini devirdi ve yanımdaki yere oturdu.

"Ya oğlum ben sen görüldü at diye mi blöf yapıyorum?"

Kolumu uzatıp kafamı yan bir şekilde masaya koydum.

"Blöf yaptığını anladığım için atıyorum zaten.Gecenin yarısında senin o çocuğu anlatmanı dinleyemem."

Dudaklarını sarkıttı.

"Nasıl bir arkadaşsan."diye mırıldandı.

Profesörün gelmesiyle daha konuşmayıp derse döndük.

"Çocuklar takılmak istiyor sende gel."

Son dersimizi de aldıktan sonra üniversite kapısından çıkmıştık.

Herkes amfileri boşaltmış ve dışarıda birbirleriyle gülüşerek planlar yapıyordu.

Derin bir nefes verdikten sonra yanımda cevabımı bekleyen Yoongi'ye döndüm.

Döndüğümde arkasından yaklaşan dört kişiyi de gördüm ve biraz şaşırmış olabilirim.Biraz derken çok olan biraz.

Yoongi tepkimle arkasını döndü ve bana iki yıldır anlattığı platoniğini de görmüş oldu.

Kim Nam-joon,Kim Seok-jin,Jeon Jung-Kook yani bana dün aniden istek atan kişi ve Park Jimin yani Yoongi'nin imkansız aşkı.

Dördü bize doğru gelirken Yoongi bana tekrar dönmüştü.

"Kaçalım."dedi tatlı bir panikle.

Dediğine hafifçe güldüğümde çoktan yanımıza gelmişlerdi.

Jungkook kolunu kendinden kısa Jimin'e atmış ve fısıldaşarak konuşuyorlardı.Oldukça yakın gözüküyorlardı.

Nam-joon sorarcasına "Kim Taehyung?" dedi.

"Evet?"dedim.Anlam veremiyordum.

Önceden ne bir konuşmuşluğumuz ya da görüşmüşlüğümüz olmuştu.

"Fotoğrafçılık kulübüne katılmaya be dersin?"

"Hayır."dedim saçma birşey söylediğini düşünerek.

Jungkook'un bakışları bana dönmüştü fakat elleriyle hala sarı saçları okşuyordu.

Tepkime afallamıştı Nam-joon ve Seok-jin.

Seok-jin niye diye sorucakken sözünü kesmiş ve "Keyfi bilir." demişti Jungkook.

Ve yanındaki sarıyla önden ilerleyerek yürüdü.

Seok-jin gitmeden "Fotoğraflarla ilgilendiğini biliyoruz kulübün açılması için bir kişi daha lazım. Düşün derim."demiş ve Nam-joon'la diğer ikisinin peşinden gitmişti.

Yoongi'ye döndüğümde büyük ihtimalle sadece Jimin'e odaklanmıştı. Sıktığı yumruktan belliydi.

"Yavşak piç."dedi sinirle.

Kolumu omzuna atıp durağa doğru yürürken konuştum.

"Bende attım omzuna bu aşığız mı demek? Saçmalama sende."dedim teselli amaçlı.

"Aşığım Tae aşığım."diyerek bana sarıldı.

Kafasını boynuma gömüp ağladığında bende üzülmüştüm.

İlk defa yanımda böyle ağlıyordu. Gerçekten de o sarıyı seviyordu.

Bilgisayarıma gelen maille diziden çıktım.

Bilgilendirme metni:

İnsomnia teşhisiniz için ilk randevunuz saat 16.00'dadır.

Dr.Jeon




uykusuz ve dengesizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin