Bölüm 1 - Hırsız

48 2 0
                                    

Bugün çok heyecanlıyım çünkü ilk kez bir cinayetle ilgileneceğim. Aslında sadece bir değil. Bir katilin yaptığı bir şey yüzünden ölen bir sürü kişi. Masamdaki dosyalardan en üsttekini açtım ve inceliyorum...

-Dosya adı: Trauma

-122 kişi zarar gördü ve bu insanların %62'si öldü.

-Şüpheliler: Yok

-Görgü tanıkları: Abingdon Ailesi

Gerisini okuma ihtiyacı duymadım çünkü Abingdon'lar karşımızdaki evde yaşıyorlardı. Kısacası onları tanıyordum. Ceketimi ve şemsiyemi aldım. Merkezden eve kadar yürüyorum. Bir ara hızlıca geliyor. Hızlı ve sağanak yağan yağmur yerde su birikintileri bırakıyor. Tıpkı şirinler köyünde oluşan su birikintisinin sel gibi görülmesi gibi, karıncalar yemeklerini deliklerine taşıyamadan suyun içinde kaybolup gidiyorlar. Bu bana acımasızca geldi. O kadar çalıştıkları halde aldıkları tek şey ölüm. Belki de karıncalar daha sonra böyle suçlular olarak reenkarne oluyorlardır... Cebimdeki havluyu çıkarttım ve en arkadaki karıncanın içeri girmesini bekledikten sonra havlu ile deliğin üzerini kapattım. Biraz boşluk bıraktım ki besin zinciri bozulmasın... Ne de olsa her an kaldırımdan bir karıncayiyen geçebilir. Dedektif olmak aslında zor iş... Her an birini kovalayıp terleyebilirsin ve yorulabilirsin. Havlu taşıma sebebimiz çoğunlukla bu oluyor zaten.


Az önce yolda dalgın dalgın ilerlerken bir ses duydum. Yaşlı bir kadın bağırıyordu...

-Hırsız var !!!

Bu aptal hırsızlar hep yağmurlu havaları seçiyor zaten... Belki de reenkarne olmadan önceki çok çalışan, adaletsiz hayatlarını hatırlıyorlardır. Sonuçta depresif bir hava...

Koşarken düşünmek insanı daha fazla yoruyor aslında. Havluyu da bıraktım orada... Yapacak bir şey yok artık hayvan gibi koşacağım.

İnsanlar ne kadar salak aslında değil mi ? Hırsız kovalayan bir dedektif görüyorsunuz ama hırsızın yanınızdan geçmesine izin veriyorsunuz. Bir ayağına vursanız filan ne olacak yani... Aptal yaratıklardan başka bir şey değilsiniz.


Koşarken belediye görevlisinin elindeki süpürgeyi kaptım ve var gücümle adamın bacaklarına doğru fırlattım. Keşke daha önce doğsaydım da Sparta'da millete mızrak atıp ismimi tarihe yazdırsaydım.


Adam yere düştü ve yuvarlandı. Ağzı yüzü kan ve çamur içinde. Az önceki kadının nerede olduğunu bildiğim için sorun olmayacak. Şimdi adamı kenara çekip 2-3 tane yumruk atıp neden böyle yaptın dedikten sonra bir daha yapmaması için onu bırakmam gerekiyor. Asistan olarak çalışırken hep böyle işleri ben yapıyordum.


Adamı kenara çektim ama yumruk atmama gerek kalmadı. Cebimdeki suyu yüzündeki yarasına döktüm. Canı acayip acımıştır ama iyi bir şey yapıyordum. Mikrop kapması 2. kez reenkarne olunca dünyaya terör saçmasını sağlayabilir.

Adam gülmeye başladı.

+Çok düşünceli bakıyorsun, böyle olursan seni rahat rahat avlayabilirler.

Yüzündeki kanı ceketimin üstüne sildim ve karşımda beklemediğim biri vardı.

-Bay Abingdon ? Neden böyle bir şey yaptınız ?

+Çantayı aç.

-Bunu yapmayacağım.

+Sadece aç.

Çantayı açtım ve içinde herhangi bir cüzdan veya başka bir şey yoktu. Üstünde Trauma yazan bir CD vardı sadece...

-Şimdi anladım. Çocuğunuza olanlardan sonra insanlara yardım etmek istiyorsunuz.

+Anladığına sevindim.

-Sizi uyarmalıyım. Çok dikkat çekiyorsunuz. Bugün şans eseri Trauma olayı hakkında sizden bilgi almaya gelecektim.

+İstediğin zaman gelebilirsin. Yardımcı olacağım, kesinlikle olacağım.

-Tekrar özür dilerim. CD'yi parçalamak en doğrusu gibi görünüyor ama incelemek için yanıma alacağım.

+Böylesi daha iyi ama yanlışlıkla izlemeye kalkışma.

-Tamam.


Kadına gidip çantayı geri verecektim fakat kadın ortalıkta yoktu. Bende çantayı oradaki bir dükkana verdim. Kadın büyük ihtimalle tekrar uğrayacaktır.


Eve gidip yüzümü yıkadım ve yemeğimi yedim. Daha sonra Abingdon'ların evinin kapısına geldim ve kapıyı çaldım. Birinin kapıyı açmasını bekliyorum...



Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 27, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Trauma - Durdurulamayan TehlikeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin