III

10 4 6
                                    


643

-The Eastern world, it is explodin'
-Violence flarin', bullets loadin'
-You're old enough to kill but not for votin'
-You don't believe in war but what's that gun you're totin'?
-And even the Jordan River has bodies floatin'

Bağırarak eşlik ettiği şarkı çok hoşuna gidiyordu. Bu grubun şarkıları nedensizce ona huzur veriyordu. Kaçıncı kez dinliyordu bilmiyordu. Yola çıktı çıkalı neredeyse dört saat olmuştu ve hava iyice kararıyordu. Kendisininkinden başka araç yoktu ortalıkta. Böyle zamanlarda hız yapmayı çok seviyordu Jeongguk.

-But you tell me over and over and over again, my friend
-Ah, you don't believe we're on the eve of destruction

Farları açık, son hız ilerlerken yol kenarında gözüne çarpan silüetle yavaşladı. İyice yaklaştığında görüntü netleşti ve az da olsa aydınlandı. Çantasını yanına atmış, yere oturmuş genç bir adam otostop yapıyordu. Yavaşça yanına yaklaştı ve aracı durdurdu. Hala farlar açıktı. Yanına ilerledi ve;

"Merhaba! Nereye gidiyorsunuz? Ben bırakayım."

Adam hızla ayağa kalktı ve gülümseyerek cevapladı.

"Washington girişine bıraksanız yeter efendim."

Jeongguk iyice yaklaştı ve küçük bir ihtimal de olsa aracına vampir almamak adına adamın ağzını açıp dişlerini yokladı. Hayır üst dudağının iç tarafında iki küçük delik yoktu ve bundan memnun oldu. Neye uğradığını şaşıran adamı umursamadı ve çantayı elinden alıp bagaja attı. Sürücü koltuğuna ilerlerken adama binmesini söyledi ve yarım ağız sırıttı. 

"Bilirsin, yolculukta tek bir kural vardır. Aracı kim sürüyorsa onun istediği şarkı çalar."

Adam başıyla onayladı ve gözlerini yola dikti.

"Peki, dedi Jeongguk. Yolculuk çok sıkıcıydı ve hazır bir insan bulmuşken ona bulaşmalıydı. Gecenin bir yarısı otobanda ne arıyorsun?"

Adam soru sonrası sessiz sessiz gülmeye başladı. 

"Bindiğim otobüsten atıldım. Sadece vampirlerin gerçek olduğunu söylediğim için."

Jeongguk, adama yandan bir bakış attıktan sonra yüzüne garip bir gülümseme yerleştirdi.

"Lütfen kaçık vampir filmlerinin hayranı olduğunu söyleme bana."

"Ah, değilim zaten. Ben bir avcıyım. Canavar avcısı."

Garipsedi ve yola tekrar odaklanabilmek adına gözlerini sabitledi.

"Peki Bay Canavar Avcısı Efendi, söyle bana, bu kadar önemli bir işi neden gizli tutmuyorsun? Neden bana söylüyorsun? Ve otobüstekilere?"

"Çünkü, dedi oturduğu yerde hafif kaykılıp bakışlarını Jeongguktan tarafa çevirirken. Senin de avcı olduğunu biliyorum. Babamla baban arkadaş, seni anlattı. Ayrıca insanların gece karanlığında dönenlerden bir haber olmaması gerekiyor. Ben buna inanıyorum."

Gergince oturduğı yerde kımıldandı Jeongguk. Yanındaki bir iblis de olabilirdi. Belki zihnini okumuştu? Kim bilebilirdi?

"Lütfen, dedi. Bana adını söyle. Tanışmadık."

"Taehyung. Kim Taehyung."

"Pekala Taehyung, ben Jeongguk. Memnun oldum."

Taehyung sessiz kaldığında umursamadı ve devam etti.

"Vampirlerin nasıl öldüğünü söyleyebilir misin bana?"

"Sarmısak işe yaramaz, güneş yakmaz ya da kazık öldürmez. Sadece başını vücudundan ayırman gerekli. Evet tehlikeli ama başka yolu yok."

"Peki hayaletler?"

"Tuz yavaşlatır, demir de öyle. Ama tamamen kurtulmak için cesedi ya da kalıntıları bulup yakmalısın."

Duydukları Jeongguku memnun etmişti ama son bir sorunun daha cevabına ihtiyacı vardı.

"Şeytanlar hakkında ne biliyorsun Tae?"

Adam bu sefer sırtını aracın kapısına dayayacak şekilde koltukta bağdaş kurdu ve soruyu cevaplamadan önce ayak ucuna koyduğu sırt çantasından bir defter çıkardı. Ağır olan çantayı bagaja atmıştı Jeongguk, sırt çantasına ise dokunmamıştı.

"Şeytanlar... Tuz, kutsal su, şeytan kapanı falan. Öldürmek için özel bir bıçak veya melek hançeri gerekli. Latincen varsa cehenneme de postalayabilirsin."

"Güzel, sevdim seni."

643

Basit bir ikinci bölüm. 
Nasıldı? 
Çok kısa farkındayım. Uzatmaya çalışıyorum ama olmuyor doğrusu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 06, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Monster Hunter - TkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin