İnsanlık ülke yönetimi tarafından üçe bölünüyordu. Yapılan çeşitli sınavları geçip farklı olduğunu kanıtlayan herkes 'Asil' olarak ayrılırken geri kalanlar 'Sıradan' olarak damgalanıyordu. Ve aralarında doğum oranı yüksek kadınlar 'Damızlık' olarak...
Bölümü beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Tepkilerinizi çok merak ediyorum.
İyi okumalar...
....
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
....
Hayatın sınırlarla çevrili olduğu kısımdır sana kalan. Yaşamak için tanrı tarafından sana bırakılan...
Tarihin tekerür ettiği küçük şeylerden birinin içindeydim. Her yılın ilk gününde... Güneşin dahi henüz şafakta yerini almadığı vakitte kurulurdu cadırlar... Ülkenin Asillerini seçeceği dönemde diğer vakitlerin aksine bir şenlik olurdu Sıradan'ların hayatında...
Notalı müziklerin çalmasına izin verilen toplumda ancak bu zamanlar da sözlü müzikler çalınırdı kulaklara. Erken saat olmasına rağmen bugünün kayfini çıkarmaya çalışan eski bir sokak sanatçısının çaldığı şarkının sakinleşmemi sağlamasını bekliyordum.
"Sizler toplumun yeni kuşağı... Bugünden itibaren sizi diğerlerinden farklı kılan özelliklerinizi görmek için çeşitli sınavlara gireceksiniz. Her biriniz sizin için yapılacak ilk taramaya girmekle yükümlüsünüz." Elindeki sıkıca tutuğu mikrofonu kürsünün üzerindeki kısmından ayırdı.
İlk kısım en önemlisiydi. Kişi hakkında tüm sağlık verilerini gözler önüne seriyordu. Çocuk sahibi olup olamayacağını görmek istiyorlardı. Bu konuda ne kadar verimli olduğunu da tabi.
Asil olmak için mücadele verin ya da vermeyin eğer sıradan olmak için asillikten vazgeçmişseniz damızlıkta olabilirsiniz.
Yaşı oldukça büyük olmasına rağmen bulduğu konumun ona sağladığı lüksü ve saygıyı seviyordu Başkan. Onun bir Asil olarak buraya gönderilmiş olması toplumun bir kesimi tarafından ona tapma derecesinde bir bağlılık göstermesine sebep oluyordu. Üzerindeki kalın kabanı ile kasılıp kafasındaki şapkayı düzeltti. Bastonu düzenek üzerinde tok sesler çıkarırken yoğun bir karmaşaya en sahipliği yapan zihnimde de yankılanıyordu.
"Toplumumuz her bireyin özgür iradesi ile şekilleneceği yol dışında, benliğinde saklanan ona bahşedilmiş yetenekleri de çıkarmaya çalışır." Adımları onun konuşması için tasarlanmış kürsü üzerinde bir o sağa bir sola giderken gözleri nüfusu azalma tehlikesi altında olan toplumumuzun yeni nesli olan bizler üzerinde dolaştı.
Herkesin yüzündeki geniş gülümsemelerin aksine benim gergin olmam ve korkuyla büyümesine engel olamadığım gözlerim elbette dikkat çekiyor olmalıydı.
