Chanmin (m)

1.5K 25 83
                                    

"Minnie... Neredesin güzelim? Benim küçük yavrum nereye saklandın?"

Chan karanlık odaların içine teker teker bakarken duyduğu kapı sesiyle konuşmayı bıraktı. Gülümsedi ve az önce kapısı kapatılan odaya daha çok yaklaştı.

Yavaş adımlarla kapıyı açtı. Görüş alanına, dolabın arkasına saklanmış alt dudağını dişleyen küçüğü girmesiyle sırıtması büyüdü. 

"Buldum seni.."

Seungmin de aynı yavaş adımlarla Chan'a adımladı. 

"Üstündekileri sen mi çıkartırsın ben mi?"

"Bu da soru mu Channie, tabii ki sen."

Seungmin, Chan'ın kolundan tutarak yatağa oturmasını sağladı. Biraz da olsa kontrolü ele almak istemişti. Seungmin, Chan'ın tam önünde dizlerinin üzerine oturdu ve bacaklarını araladı. Karşısındaki penisin belli olmaması kaşlarını çatmasına ve dudaklarını büzmesine neden olmuştu. Başını kaldırıp gözlerini büyüğünün gözlerine dikti.

"Neden öyle bakıyorsun? Bu senin görevin Minnie."

Seungmin gözlerini devirip ayağa kalkarken çenesini sertçe kavrayan elle tekrar Chan'ın önüne düşmüş ve gözlerine bakmak zorunda kalmıştı. 

"Tekrar göz devir ve sana ne kadar sert olabileceğimi göstereyim Seungmin."

"Öyle mi dersin?"

"Öyle dedim."

Seungmin gözlerini Chan'ın gözlerine dikti. Sonra tekrar gözlerini devirdi. 

"Ceza mı istiyorsun Minnie?"

"Belki de istiyorum?"

Chan, Seungmin'in saçlarından tutarak ayağa kalktı. Bir adım attığı sırada Seungmin ellerini Chan'ın ellerine çıkarmış ve acıyla inlemişti. Chan sert bakışlarını yerde dizleri üstünde duran küçüğüne indirdi.

"Acıdı.."

Seungmin'in dediğine karşı gözlerini kısarak baktı Chan. Ceza alırken çekeceği acının 3'de 1'i bile değildi bu acı.

"Ah öyle mi? Ne kadar üzücü..."

"Bir daha ağzımı açmayacağım. Sende güzeller güzeli inlemelerimi duyamazsın."

Chan kollarını bağlayarak başını öbür tarafa çeviriren gence gülümsedi. Saçlarını parmaklarının arasında çekiştirirken söylediği şeyler pek uyumlu bir görüntü değildi. 

"İddiaları seversin değil mi Seung?"

Seungmin göz ucuyla Chan'a baktı.

Seungmin başını kaldırdı ve ayaktaki sevgilisine tek gözünü kırparak 'Ne iddiası?' diye sordu.

"Eğer bu gece hiç inlemezsen sen, inlersen ben kazanırım."

"Kabul. Nesine?"

"Ben kazanırsam, sana aldığım ve giymediğin elbiseyi giyip dans edeceksin, tamam mı?"

"Tamam. Ben kazanırsam ellerini bağlayacağım ve bana dokunmana izin vermeyerek önünde kendim-"

"Olmaz."

"Oyun bozancılık yapma Chris."

"Off, tamam kabul. Şimdi yatağa geç."

Seungmin ayağa kalkacağı sırada saçındaki ellerin baskısıyla anlık dengesini kaybetti.

"Ellerini saçımdan çekersen geçeceğim."

"Öyle mi olmuş? Tüh."

Seungmin sinirle derin bir nefes aldı. Ardından yavaşça ayağa kalkmaya çalıştı. Ayağa kalktığında Chan tarafında yatağa itilmişti. 

Chan, Seungmin'in üzerine eğilip dudaklarını öpmeye başladı. Bir yandan da altlarını birbirine sürtüyordu. Tek elini Seungmin'in beline getirip sertçe sıktı. Seungmin ise inlemek yerine Chan'ın dudağını ısırdı. Bununla birlikte Chan Seungmin'in dudaklarına derin bir inleme bırakmıştı. 

Chan yattığı yerden doğrulup pantolonunun kemerini çıkarmaya başladı. Bunu yaparken Seungmin ile olan göz temasını asla bozmuyordu. İç çamaşırı ile birlikte pantolonunu da çıkardı, hemen ardından da üstündeki tişörtü de çıkarıp rastgele bir yere bıraktı.

Aynı şeyleri Seungmin içinde yaptı. İkiside tamamen çıplaktı. 

"Mırıldanmak inleme sayılır mı?"

"Sadece iki kere mırıldanma hakkın olsun ve sessizce olmalı yoksa inleme sayarım ona göre."

Seungmin içinden onu taklid etse de dışarıya bir şey söylemedi. 

Chan tekrar üstüne eğildi ve dudaklarını birleştirdi. Ardından hiç bir şey demeden orta ve yüzük parmağını Seungmin'in içine gönderdi. Bununla birlikte Seungmin gözlerini sıkıca kapatmış, tırnaklarını Chan'ın koluna geçirmişti. Chan'ın dudaklarına doğru ufak bir 'Mmh..' sesi çıkarmıştı sadece. Normalde, Chan'ı daha fazla çıldırtmak için yüksek sesle onun adını inlerdi.

Chan parmaklarını Seungmin'in içinden çıkardığında Seungmin boşluk hissiyle gözlerini açtı. Chan onun gözlerine bakarak iki parmağını da dudaklarına getirip yaladı. Ardından ıslak parmaklarını girişinde gezdirmeye başladı. İçine sokmuyordu, geri de çekmiyordu. 

Seungmin belini havaya kaldırıp bedenlerini birbirine yasladı. Chan onun bu hareketine karşı parmaklarını yavaşça içine gönderdi. Seungmin inlememeye devam ediyordu ve Chan bundan oldukça sıkılmıştı. Oflayarak kalktı Seungmin'in üstünden. Seungmin de yattığı yerden kalkıp gülmemeye çalışarak Chan'a baktı.

"Ne oldu?"

"İddiayı sen kazandın, ne olacak?"

Seungmin zaferle güldü. Ardından emekleyerek Chan'ın önüne doğru ilerledi.

"Şimdilik iddiayı bir kenara bırakalım Channie.. Gel ve yavrunu besle..."

Chan başını sola eğerek güzel yüzlü gence baktı.

"Öncelikle o mükemmel sesinden bir inleme alayım?"

Seungmin kucağına çıkıp ellerini Chan'ın karın kaslarında gezdirdi, dudaklarını da kulağına yaklaştırıp adıyla inledi.

"Chan-ahh~"

"İşte böyle..." Dedi Chan ellerinin altındaki kalçayı yoğururken. "Tekrar yap, ama Chris de."

Seungmin kendini daha çok Chan'a bastırırken kollarından birini boynuna doladı, geri çekildi ve tırnaklarını sırtına geçirirken aynı zamanda gözlerini kaydırarak başını arkaya eğdi ve inledi.

"Mmm... Chriss-ahh~"

Chan daha fazla dayanamayarak Seungmin'i belinden tutup havaya kaldırdı ardından kendisini ona konumlayıp içine girdi. Seungmin yeteri kadar hazır olmadığı için canı acımıştı fakat belli etmedi, biliyordu ki bu acı birazdan zevke dönüşecekti. 

Chan, kucağındaki bedeni yatağın üzerine yatırdıktan sonra hızını arttırdı. Hafifçe sızdıran penisi ile odanın içinde yatağın duvara vuruş sesiyle beraber yapış yapış sesler yankılanmaya başladı. Tabii altındaki tapılası bedenin kadifemsi sesiyle inlemesinin yeri tamamen ayrıydı.

Seungmin sona geldiğini hissederken hassas noktasında hissettiği zevkle bağırdı. Chan ezbere bildiği noktaya vuruşlarını yaparken elinden geldiğince daha fazla hızlandı.

Chan, elini beyaz tende bir süre sertçe gezdirdi, ardından belini okşamaya başladı. Kendisi de sona geldiğinde içinden çıkmadı, boşaldıktan sonra bir süre daha hareketlerine devam etti. Ardından yavaşça içinden çıkıp kendini Seungmin'in üzerine bıraktı. 

"Sen, gerçekten çok güzelsin.." Dedi Chan dudaklarını Seungmin'in boynunda ve göğüsünde gezdirirken.

"Biliyorum." Dedi Seungmin, bir yandan da gülümsüyor ve Chan'ın kıvırcık saçlarıyla oynuyordu.


Stray kids | OneshotHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin