Veda Partisi

84 4 4
                                    

"Hadi Dylan açkım kurtar Lydiani hadi bitanem. Bak kurtarirsan Scott sana mama vericek had-Ah ne be ne bi izletmedin Teen Wolf bebeğimi" dedim Esra'nın kafama attığı yastığı ona geri atarken. Tamam Şevket teyze gibi yorum yapmadan izleyemiyor olabilirim. Ama napiyim tadı çikmiyor oyle! "Hadi kalk birşeyler yapalim"dedi yataktan kalkarken. Duymazlıktan gelerek devam ettim izlemeye "Hadi Derrek hadi sıç şunun ağzına aferin işte bu hadi ethan ve aiden sizde birleşin bak- Bana bak Esra o televizyonu kapatmamış olmayı diliceksin emin ol" diyip zıpladım üzerine. "Tamam tamam vericem ama bir şartla" dedi kumandayı yukarıya kaldırarak. Şu hayatta en sevmediğim şey şart koşulmasiydi. Tek kaşımı kaldırıp 'evet' şeklinde bir bakış attim. "Bak hemen hayır deme tamam mı yani hemen deme düşün bi. Boraylar gidiyorlarmış" dedi. "Ee napiyim depresyona mı giriyim?" Dedim omuz silkerek. Saçmalamaktan başka bir şey yapmıyordu şuan. Ne ciddi anlamda üzülceğimi falan mı düşünüyordu? Ah eğer öyleyse ağır gerizekalı olduğu kesindir. "Ne yanı onlar için verilen veda partisine gitmicek misin?" Dedi. Üstünden kalkıp yanına oturdum. Hala ne cevao vereceğimi bilmiyordum. Gidicek miydim ona veda etmeye? "Hazal iyi misin?" Sahiden iyi miydim? Neden böyleydim? Iyice ayarlarım bozulmuştu benim. "Evet" dedim sessizce. "Sadece biraz uykum var giderken kapıyı kitlersin yedek anahtar sende " diyip ayağa kalktım. Kalkmamla başımın dönmesi ve gözlerimin kararması bir oldu. Esra hizla yanıma gelip ellerimi tuttu. "Hazal yoksa yine mi?" Diye sordu. Sanırım öyleydi. Yine aynı şey başlamıştı.
_______________________1 saat sonra__________________________________

"Bunu giy sana daha çok yakışır " dedi Esra elinde gece mavisi bir elbiseyi tutarken. Birşey demeden elinden aldım. Tuvalete girip giydim eliseyi. Çıktiğimda Esra çoktan hazırdı. "Hadi gelde saçlarını yapalım" dedi. Tek kelime etmeden yanına gittim. Önündeki sandalyeye oturdum. Ne yaptiğina pek dikkat etmedim. Esra benim ne seveceğimi ne sevmiceğimi bilirdi. Aynadı yansımama baktım. Dudaklarım kurumuştu, gözlerimin altında torbalar belirmeye başlamısti. Kisaca Scootın kurtboğan yüzünden ölmek üzere olduğu zaman suratı nasılsa benimki de oyleydi. "Evet. Iste bitti" Esra konuşunca kendime geldim. Ayağa kalkıp aynadakı bana baktım. Bu ben değildim. Olamazdım. Ben bol eşorfmanlar ve erkek tşortu giyen kızdım. Ben erkeklerle futbol oynayan kızdim. Elbise giyemezdim. Topuklu ayakkabı bana tersti. Boray geldiğinden beri hep böyleydim. Kafam karışıktı hemde çok karışık. "Hadi makyajini da yapalım" diyip ellerimden tutarak makyaj masasina oturttu. Ne yaptiğini pek anlamdım. Gozlerimin üzerine birşeyler sürdü sonra yanaklarıma ve dudaklarıma. "Evet bu da bitti hadi bak bakalim "diyip aynaya döndürdü. Gördüklerim ikinci şoku yaşamama neden oldu. Ben bambaşka biriydim şuan. Ciddi anlamda bambaşka. "Hazal neyim var senin?" Diyip yanıma geldi. Ona dönüp gülümsedim ya da yapmaya çalıştım bilmiyorum " Şuan Lydia ile çıkan Stiles gibiyim Esra sence nasılım?" Dedim. Güldü. "Hadi kurt kadın çıkmamız gerek" dedi odadan çıkarken. Bana kurt kadın demesi hoşuma gitmişti. Ben kurt kadındım. Süslü bir prenses değil. O yüzden Esra odadan çıkar çıkmaz ayağimdaki on kat uzun gösteren şeyleri yani diğerlerinin dediği gibi topuklu ayakkabıları çıkardım ve beyaz converslerimi giydim. Masanın üzerinde duran ıslak mendili alıp dudaklarimdaki ve gözlerimdeki şeyleri sildim. Elbiseye dokunmadim neden bilmiyorum ama güzel gelmişti. Hem beyaz converslerle hoş gözüküyordu. Hemen telefonumuda elime alıp aşağiya indim. Kapıyı kilitleyip bekleyen taksiye ilerledim. Esra beni görür görmez gülumsedi "Biliyodum bunu yapıcağini" . Kesinlikle ben bir kurt kadindim süslü bir prenses değil. Taksi parti alanına gelince parasını verip arabadan indik. Korkuyordum. Nedenini bilmiyorum ya da biliyorum emin edğilim. "Esra" dedim fisiltiyla. "Korkuyorsun çünkü onu seviyorsun. Gidiceği için hayal kırıklıği yaşıyosun ve ona sevdiğini söylemezsen ve de o giderse daha çok hayal kırıklıği yasıcaksın" dedi yanıma gelip. Iyide ben başka birşey dicektim. "Aslında benim çişim geldi" dedim gülerek. Ama bu gülme pekte mutlu bir insan gibi degildi sanki biraz şey..... üzgün gibiydi. Ah ne saçamalıyorum ben "Of Hazal yürü girelim içeriye gidersin çişini yapmaya" dedi kolumdan çekerek. "Okey" diyip etrafi incelemeye başladım. Acayip guzel evdi. Sanki burasi bana bir yeri hatirlatiyor ama. Buldum. Burası aynı Lydianın göl evine benziyo. Hatta aynisi. Mükemmel bir yer. "Hoşgeldiniz" diyince biri etrafi sikicek gibi kesmeyi birakip bize hosgeldin diyen kişiye döndüm. "Hoşbulduk Boray" benim yerime Esra cevap verince açılan ağzımı hızla kapattım. "Bu taraftan gelin bizimkiler orda " dedi sıkılmış bir şekilde. Insanlarin arasindan geçerek ilerlemeye basladik. Merdivenleri ciktiktan sonra kapali teras gibi bir yere girdik. "Çocuklar bu Esra" dedi. Hepsi hoşgeldin diyince gözleri bana döndü. Içlerinden bir kız " Bu da kül kedisi herhalde" diyip gülmeye başlayınca grubun hepsi gülmeye başladı. Boray bana dönüp " Ve bu da..... adı neydi" diyip uzun süre düşündü. Sessizce yere bakarak "Hazal" dedim. "Herneyse." Diyip koltukların birine oturdu. Esra kolumdan çekiştirerek koltuğa oturttu. Hala ruh gibiydim. Ortamdaki sesten soyutlaşmıştım. Gözlerimi yerdeki desene dikmiş hiçbirşey düşünmüyordum. Birşey dışında. Beni hatirlamamıştı. Onunla uyuduğumu hatirlamamişti. Benim için dışarıda yağmur altında beklediğini hatırlamamıstı. En önemlisi adımı hatırlamamıştı. Aslında birşey değil bir çok şey düşünüyordum. Koluma dokunan el ile kendime geldim. "Hazal iyi misin? Neden ağlıyorsun?" Esranın sorduğu soruyla ağladığımi fark ettim. Hizla koltuktan kalkıp terastan dışarıya çıktım. Merdivenlerden ineceğim sirada kolumun tutulmasiyla durmak zorunda kaldım "Hazal noldu nereye?" Esraya yüzümü dönmeden cevap verdim " Anahtar sende annem memlekette parti bitince bize gelirsin. Ama şimdi onlarin yanina geri don ve eğlen. Bumu benim için yap. Eğer sorarlarsa karni ağridi falan de" diyip ne diceğini beklemeden merdivenlerden indim. Hizla insanlara çarparak dışarı cıktim. Partinin olduğu yer sahile yakindi. Eteklerimi toplayarak sahile doğru koşmaya başladım. Hissetmiyordum hemde hiçbirşey. Sahile geldiğimde hiç kimsenin olmadiğini fark ettim. Bağırarak ağlamaya başladım. Hem ağlıyordum hem de çöp kutularini tekmeliyordum. Daha fazla dayanamadim yere cöktüm. Sinirle bağirmaya başladım " Neden? Ha Neden? Neden Böyle Hissediyorum?"diyip ellerimi başımın arasına aldim. "Çünkü seviyorsun" dedi bir ses. Kim olduğuna bakmadım. Sadece kafamı kaldirıp onümde duran masmavi sonsuzluğa baktım. "Seni umursamamasi canini yakiyor cünkü seviyorsun" dedi ayni ses. Bu sefer cevap verdim. "Seven insan acizdir. Salaktir. " dedim. Bir süre sessize durdu. Sonra yanima oturduğunu hissettim. O konusmaya baslamadan ben soze basladim "Ben kuçukken bizim mahallede bi cocuk vardi. Egecan diye. Bizim oğlanlar hep dalga gecerdi egecan marmarakalp diye. Aldırış etmezdi Egecan. Bi keresinde bakkala giderken arabanin arkasindan bi ses geldi. Yavasca sese yaklastim. O agliyordu. Hemen yanina coktum neden agladigini sordum. Bana sevdigi bi kiz oldugunu soyledi. Ona bunu guzel birsey oldugunu soyledim" burnumu cekip devam ettim "Ama bana o kizin onunla dalga gectigini soyledi. O zaman kucuktum bosver gel oyun oynayalim demistim. Ama simdi fark ettim de bir insani en cok sevdiginin soyledigi soz canini yakarmiş" gozlerimden akan yaslari silip yerden kalktim. Hala ona bakmamistim. Hizla yanindan gecip ilerlemeye basladim. "Unutma kül kedisi seviyorsan soyle herşey icin gec olabilir" diye bagırdi arkamdan adini bilmedigim gizemli cocuk. Umursamadan eve dogru yurudum. Elimde sıkıca tuttuğum telefon titreyince durup ekran kilidini actim. Gizli numaradan gelmisti. 'Kül kedisi 12'den önce prenses olur' yaziyordu. Umursamadım. Hizla kapiyi açtım. Esra gelmemişti. Normalde olsa eve girer girmez merdivenlerden ücer beşer odasina cıkan ben bu sefer teker teker çıktım. Odama girdigimde ışığı açma gereği duymadım. Uzerimdeki elbiseyi tek seferde çıkarıp saçımı topladim. Iç çamaşırlarımla buz gibi yatağın içine girdim. Telefonum titreyince komidinden alıp ekran kilidini actım. Yine gizli numaradan mesaj gelmisti.' Kurt kadınların duyguları yoktur' yaziyordu. Aslında hakliydı. Kurt kadınların duyguları yoktur bu yüzden kendilerini konrtrol edebilirler. Iste bu yuzden yarın tam bir kurt kadın olacağım.

Esra

Eve geldiğimde ışıklar kapalıydı. Büyük ihtimalle Hazal uyuyordu. Bana söylemesede ben anlamıştım ne olduğunu. Borayın umursamazliği canını yakıyordu. Çünkü onu seviyordu kabul etmesede. Sessizce merdivenlerden çıkıp Hazalın odasına girdim. Odaya girer girmez gözüme ilk çarpan yerde parçalanmış olan elbise oldu. Ne kadar Hazal bu elbiseyi benim ona verdiğimi düşunsede o elbiseyi aslında Boray almıştı. Hazal elbiye baktiği anda onu ne kadar çok sevdiğini anladım. Elbiseyi yerden kaldırıp masanın üzerine koydum. O sırada Hazal sayıklamaya başladı. Net duymak için yanina yaklaştım. Boray diyordu surekli. Arada bir de gitme diyordu. Gülümsedim. Bunu Boraya söylemem gerekiyordu sanırım. Hızla Hazalın odasından çıkıp kapısını kapattım. Hole çıktiğimda Borayın numarasıni çevirdim. Bir iki çalıştan sonra açtı " Noldu Esra yoksa Hazala birşey mi oldu" diyince görmese bile gözlerimi devirdim. "Hayır Boray sakin ol. Sadece bana dediklerini hatırlıyosun değil mi?" Dedim. Bir iki saniye ses gelmedi. "Evet, neden ki?" Dedi. Uzun bir nefes alıp devam ettim " Sanırım o hissettiklerin tek taraflı değil".

&£$€€#$&&$;$&$&#&^#&#&#&#*#&#&#&;$&$&^#^$^$^#^^#^#^#&

Ve yepyeni bir bölüm daha biter....
Ve bu arada ramazanda bol bol zamanım olcacak o yüzden yakın zamanda yeni bölüm gelebilir....

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 17, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Sert Çocuk Serisi 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin