14. final

1.2K 96 233
                                    

"uyuyalım değil mi artık?" küçük bir kulübeye gelmiştik.cok eskiydi ama sorun değildi benim için, o yanımda varken.

alinımi öptü, "hep yanında olacağım."

uyudum.onun kollarının arasında. fakat burnuma gelen garip koku ve yüzüme sicradigini düşündüğüm kan ile gözlerimi açtım. sadece çığlık attım.

"jisung iyi misin?"

gözlerimi açtım etrafıma ve önümde oturan kişiye baktım. nefes nefeseydim.

bana yaklaştı yavaşça, "yine mi hayaller gördün?"

gözlerim yavaştan yasarmaya başlamıştı. başımı sağa sola salladım, "hayır bayan kim. bu seferki hayal değildi. ciddiyim."

kadın sadece bana baktı ve koca bir iç çekti, "iki yıl oldu jisung. hep bu sefer hayal değildi diyorsun." yanında duran defterini eline aldı, "sadece minho ölmeseydi onunla nasıl bir hayat kuratdik diye hayaller kuruyorsun."

başımı yime sağa sola salladım, "hayır. bu sefer farklı şeyler gördüm."

defteri yerine koydu ve arkasına yaslandı, "pekala. ne gördün?"

anlatmaya başladım, "minho babamı öldürmüştü. ceseti birlikte sakladık. kaçtık. mutluyduk. uyudum. ama uyandığımda minho'nun bileği yerdeydi. kanlar içindeydi." ağlamaya başladım. sesim boğuk çıkıyordu, "her zaman yaptığım gibi bileğini öpmek istedim. belki geçer diye. ama bileği yerinde değildi ki."

bana bir peçete uzattı, "farklı bir şey değil bu jisung. iki yıldır aynı hayali kuruyorsun. bir etrafına baksana." demesiyle etrafıma baktım, "bak jisung sen üzül diye söylemiyorum ama minho intihar edeli iki sene oldu. o seni üzmemek için minho'yu öldürdü, bileğini keserek.bunu ben değil sen söyledin."

"evet." sonra bayan kim'e baktım, "ama benim düşündüğüm gibi olsa daha mutlu olmazmiydik?"

yorgunca siritti, "olurdunuz.hemde her kesten çok."

sinirli ve ağlarken, "hepsi o hyunjin'in suçuydu. o minho'yu ortaya çıkardı. en iyi yoluysa-"

sözümü böldü, "onu öldürmekti. bunun için buraya düştün ya."

"minho'nun da çektiği aci gibi onunda bileği kesilsin istedim." dedim gülerek.

"minho'nun öldüğü, yani intihar ettiği gün babasının ya da annesinin umrunda değildi. minho'nun bir mezarı yok biliyor musunuz?

çünkü cesetini yaktılar.

onu ziyaret edemiyorum. ama biliyorum ki abimle aynı yerdeler. bende bubun için abimin mezarındadir diye düşünürek oradan konuşuyorum.

ya da ilk tanıştığımizda bana verdiği o beyaz ve solmuş güllerle. bana verdiği her şeyi hep sakladım. verdiği bir toz parçasını bile.

ceseti yakildiktan sonra kendimde bile olmadan bir bıçak alarak okula gitmiştim. tuvalette hyunjin'e bagirmistim:

"sen iğrenç bir insansın. bir iddia için sevgilimi değiştirdin. sen katilsin!"

kıkırdadi. sanki hiç bir şey yapmamış gibi, "bana ne? sevgilin dünden raziymis seni üzmeye. hem gerizekalıysa benim suçum mu?"

bileğini tuttum. kestim. acıyla bağırdı. her kes kilitli kapıyı açmaya çalışirlen ben bileğini çıkarıp yere atmıştım bile. aynı minho'nun kendisine yaptığı gibi.

minho demisken. onun cesetine saatlerce sarılıp agladigimi size söylemişmiydim?

hemde ölüm sebebinin tamamında ben değilim. yaşadığı şeyler. hep bana odaklandı. bende kendime. o kadar malım ki hep en kötü şeyleri ben yaşadım sandım. onun psikolojisini düşünemedim.

toxic , minsung ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin