Dont cry babe

Jk, yakalanıyor

Jk, bir köşeye çekilip saatlerce düşündü. Ne yapmalıydı? Teslim mi olacaktı yoksa kaçacak mıydı? Uzun uzun düşündükten sonra bu şehirden çok daha uzaklara gitmeye karar verir. Yarın gece yola çıkmak üzere hazırlanmaya başlar.

Polisler, Jimin'in ifadesini aldıktan sonra Jimin'i evine teslim etmek için hazırlanırken bir şikayet alırlar. Bu şikayetin Jimin'in komşusundan olduğu sonradan anlaşılır.

Komşu 1:
" Bir şikayette bulunmak istiyorum"
Polis 3:
" Buyrun dinliyorum."
Komşu 1:
" Geçenlerde yan komşumuzun evinden kötü bir koku geldiğini fark ettim. Bu kötü kokunun nedenini merak edip kapılarını çaldım ancak açmadılar. Bende onların bir gezide olduklarını ve bu geziye gitmeden önce masada bozulabilecek bir şey unuttuklarını düşündüm. Ancak sonrasında içime bir kuşku düştü. İlk başta buna kulak asmadım ancak merakıma yenik düşüp bende duran yedek anahtarlarını aldım ve evlerinin içine girdim. İçerde zehirli bir koku var gibiydi. Biraz ileri gidip yatak odasına bakınca çürümeye başlamış 2 insan cesedi vardı. Ayrıca evin zeka geriliği olan bir çocuğu var. Park Jimin. O evde yoktu. Kaçmış veya kaçırılmış olduğunu düşünüyorum"
Polis şok içinde diğer polislere bakar.
Polis 3:
" Evi tarif edebilir misiniz?"
Komşu 1:
* Evi tarfi eder*
Polis 3:
" Polis ekiplerini eve yönlendiriyorum"
Komşu 1:
"Teşekkürler"
Polis 3 ayağa kalkar ve Polis 1'in yanına gider.
Polis 3:
" Efendim Jimin'in ailesi ile ilgili bir ihbar geldi."
Polis 1:
" Ne ihbarı?"
Polis 3:
" Cinayet"
Polis 1'in eli ayağı taş kesilir ve ne diyeceğini bilemez. Tek yapabildiği şey suga ile oynayan Jimin'e üzüntü içinde bakmaktı.
Polis 1:
"Ailesi mi?"
Polis 3:
"Maalesef"
Polis 1:
"Ne yapacağını biliyorsun"
Polisler eve geldiklerinde düşündüklerinden daha büyük bir vahşetle karşılaşırlar.
Polis 4:
"Bu cinayeti kimin yaptığını düşünüyorsun?"
Komşu 1:
" Bu ailenin hiç düşmanı yoktur. Ne işlerinde ne de komuşuların da ne de dost çevresinde anlaşamadıkları tek bir insan bile yoktur. Kim nasıl olurda bu aile ile geçinemeyip onları öldürmeye kalkar bilmiyorum."
Polisler cesetleri çıkardıktan sonra evde parmak izi arayışına girerler.
Evin her yerini taradıklarında bir yer dışında hiç bir yerde yabancı bir parmak izine rastlamazlar. Bu yabancı parmak izi yatak odasında tezgahın üzerinde bulunur. Bu parmak izi Jeon Jungkook'a aitti. Polisler jk'in nerede olduğunu tespit ettiler. Jk, başka bir şehre uçmak için havalimanında beklerken yakalandı. Jk, ifadesi için karakola götürüldü.
Polis 1:
" Neden böyle bir şey yaptın be adam!? SAKAT BİRİ İLE UĞRAŞACAK KADAR APTAL MISIN SEN?"
jk:
"Eğlendim:
Polis 1:
" NEYİYLE EĞLENDİN LAN BU ADAMIN? DANSÖZ MÜ AMK BU ADAM NEYİ İLE EĞLENDİN?"
Jk:
"Benden daha güçsüz birinin can çekişmesi hoşuma gitti."
Polis 1:
"NEDEN LAN NEDEN?"
Jk:
"Çünkü o sakattı tamam mı? O zaten tanrı tarafından lanetlenmiş aptal bir çocuktu! Aynı kardeşlerim gibi!"
Polis 1:
" Gerizekalı adam."
Jk'inde aynı Jimin gibi zeka geriliğine sahip iki kardeşi vardı. Jk'in ailesi her zaman onlara daha çok değer verirdi. Onların eğitimi, hayatı, mutluluğu her zaman jk'in eğitimi, hayatı ve mutluluğundan önce gelirdi. Jk bunu her zaman kıskanırdı ve kardeşlerinden utanç duyardı. Günlerden bir gün jk'in kardeşlerine ve ailesine araba çarpar ve vefat ederler. Jk o gün üzülmek yerine çok mutluydu. O gün için " hayatımın en güzel günü" derdi. Jk, o zamanlar reşit olduğu için tek başına yaşıyabilirdi. İşte jk, kendi ailesinin ölümüne mutlu olacak ve kardeşlerinin intikamını saf birinden çıkaracak kadar piskopattı.
Suga, jk'i görünce üstüne doğru yürüdü.
Suga:
" Gerizekalı adam! Sen bir gurup zararsız genci öldürecek kadar piskopat mısın?! Neden ya?! Neden? Neden sana zararsız 4 çocuğu gözlerinin yaşına bakmadan öldürdün ya?"
Jk:
"Bana zararları vardı."
Suga:
"Ne zararı ya?"
Jk:
"Beni rahatsız ediyorlardı. Hem sen kimsin ki?"
Suga:
"O öldürdüğün gençlerin arkadaşıyım."
Jk:
"Ee?"
Suga:
"Ne ee be adam? Ne ee? İnsanların canını almak o kadar kolay mı?!"
Jk:
"Evet"
Suga, polisler tarafından zar zor tutuluyordu. En sonunda polisler, sugayı alıp jk'den uzak bir yere götürmeye karar verdiler. Suga, delirmiş gibiydi.
Suga:
"Bende senin canını alıcam!"
Polis 4:
"Öyle bir aptallık yaparsan sende onun gibi bir pislik olacaksın"
Suga, biraz daha rahatladıktan sonra Jimin odaya girdi.
Jimin:
"Sıkıntı ne?"
Suga:
" Bir şey yok"
Jimin:
" daha demin şurada oyun oynuyorduk. Bir anda ne oldu?"
Suga:
" Bir şey yok dedim!"
Jimin:
"Özür dilerim."
Suga, bir anlık Jimin'in hastalığını unutmuştu ve ona bağırmıştı. Bir an kendini geriye çekti ve konuşmaya devam etti.
Suga:
" Hayır, Ben özür dilerim. Biraz kızgınım sadece"
Jimin:
"Niye?"
Suga:
"Jimin, jk hapse girdi."
Jimin:
"Ora nere?"
Suga:
"Immmm, kötü insanların ceza aldıkları bir yer"
Jimin:
"Ama jk neden girdi ki?"
Suga:
"Çünkü o insanları cennete gönderiyor."
Jimin:
"Bu iyi bir şey değil mi?"
Suga:
"Ama insanları kendi istekleri dışında veya doğal yoldan olmayarak cennete göndermek suç. Sonuçta o insanlar cennete gitmek istemiyordu"
Jimin:
"Tamam. Peki ne zaman geri gelecek?"
Suga:
"Hiç bir zaman."
Jimin:
"Yani artık jk yok mu?"
Suga:
"Yok"
Jimin:
"Peki annem ve babam nerde?"
Suga'nın aklına o an geldi. Jimin'e bunu anlatma görevini üstlenmişti  ama bunu nasıl yapacağını bilmiyordu.
Suga:
"Imm, şimdi jimin senin annen ve baban şu an çok mutlular"
Jimin:
"Ee? Ben nasıllar demedim nerdeler dedim?"
Suga:
"Çok mutlu bir yerdeler."
Jimin:
(Heyecanla)
"Bende o mutlu yere gidebilecek miyim?"
Suga:
"Jimin"
Jimin:
"Efendim?"
Suga:
"Annen ve baban cennette"
Jimin'in yüzündeki heyecanın yerini mutsuzluk kapladı. Gözünden yaş düşmeye başladı.
Jimin:
"Neden?"
Suga:
"Jk onları cennete gönderdi."
Jimin:
"Ama neden?"
Suga:
"Çünkü jk kötü biri."
Jimin:
"Değil!"
Suga:
"Belki eskiden değildi ama şu an kötü biri ve seni hiç sevmiyor."
Jimin:
"Suga, Ben ne yapıcam? Annem ve babam cennete gitti. Jk, beni bıraktı. Şimdi ne olacak?"
Suga:
"Ne olursa olsun ben her zaman seninleyim. Korkma"
Bu konuşmadan sonra birbirlerine sarılırlar.
Happy end =]