4

1.5K 67 37
                                    






"Sedat lan sana demiyor muyum salondan çıkıyorsan televizyonu kapat diye!"duştan çıkmama rağmen giyinmeden salona ilerledim. Televizyondan ses geliyordu ve salonda değildi , nefret ediyordum boş yere ne televizyon ne de ışık açık olmasından.

Salona girdiğimde koltuğa yayılmış Çeğ ile belimde tutturduğum havluyu elimle tuttum. " Çağ, burada ne işin var?"

Onu iki gündür görmüyordum ve biraz da olsa istemizce kaçıyordum denilebilirdi. Ne yapacağını kestiremiyordum ve bende ne yapacağımı bilmiyordum. Yoksa onu çok özlemiştim. 

"Gelemez miyim? Hayırdır?"diyerek sinirle konuştuğunda elimle ıslak saçlarımı geriye doğru attım.

"Yok canım bir anda görünce şaşırdım sadece."derken hala garip bir şekilde yarı çıplak salonumun kapısında dikiliyordum. Gerilmiştim çünkü bana karşı sinirli olan Çağ ile çok sık karşı karşıya kalmazdım. 

Genelde Fuat'a sinirli olurdu, ben ise aralarını yapardım.

"Sedat çıktı , o aldı beni içeriye."diye açıklama yaparken kafamı salladım. Salak Sedat yine televizyonu açık bırakıp gitmişti. 

"He anladım ben o zaman bir üstümü giyineyim."diye içeriyi işaret ettiğimde ayağa kalkarak bana yaklaştığında bir adım geriye attım.

Kalbim o kadar hızlı çarpıyordu ki üstümdeki havlu düşecek gibi hissediyordum. Avucumda havluyu daha sıkı tutarken gözlerimden gözlerini çekmeyen Çağ'a baktım. Saçları haddinden fazla karışmış, normaldeki haline göre oldukça sade giyinmişti.

"Dur bir dakika öyle kaçamazsın."derken gülmeye çalıştım. Yalan söylemekte iyi değildim, hele ki konu Çağ olunca.

"Kaçmıyorum, üşüdüm."

"Bensiz Fuat ile içmeye çıkmışsın? Ayrımız gayrımız mı var lan bizim?"diye bana bağırdığında üstüme bir adım daha atmıştı. 

Seni ona anlatırken orada olamazdın Çağ. Senden senin için tavsiye alamazdım. 

"Oğlum biz hep Fuat'ı ekip beraber çıkmıyor muyuz?"dediğimde küçük bir çocuk gibi omuz silkti.

"Biz yapabiliriz, beni ekemezsiniz."derken o kadar tatlıydı ki onu deli gibi öpmek istiyordum. Dudağını sarkıtmış huysuzlanıyordu ve onu kollarıma alıp bırakmak istemiyordum.

"Öyle denk geldi."diye mırıldandım. 

"Bana bak Ekin, parti günü yüzünden böyle yapıyorsan ağzına sıçarım senin."diye yine bağırdığında yutkunarak ona baktım. Bugün bana fazla sinirliydi.

"Bir şey yaptığım yok diyorum Çağ ne uyduruyorsun?!"diyerek salağa yatmak şu an yapabileceğimin en iyisiydi. Çağ bir adım ötemde bu kadar tatlı duruyorken ve ben yarı çıplakken bu kadarını bile başarabilmem bence harikaydı.

"Bağırma lan bana! Bakire kız triplerine girip beni hayatından çıkarsan seni öyle bir siker bırakırım ki görürsün tripleri!"

"Bak doğru düzgün konuş , kimsenin tribe girdiği yok kendi kendine kafandan bir şeyler uydurup sinirini benim üstüme atamazsın!"

"Neye sinirleneceğim be? Sinirlenilecek tek kişi sensin burada!"

"Bak kavga etmeye geldiysen cidden kalbini kırarım Çağ. Bunu da istemiyorum , o yüzden kes."diyerek ona sinirle baktığımda o da daha çok gaza gelmiş gibi duruyordu. Cidden kalbini kırardım ve bu isteyeceğim son şeydi. Onun kalbinin kırılması benim kalbimin ölmesine eş değerdi. Ona kıyamazdım.

"Ekin, bana emir verme." diyerek bir adım daha atıp dibime girdiğinde altımdaki havluyu mümkünmüşçesine daha çok sıktım. 

"Niye oysaki geçen akşam emir almaktan hoşlanıyor gibi duruyordun."ona meydan okurken gözlerimi güzel kahvelerinden çekemiyordum. 

Keşke [BoyxBoy]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin