"Buyrun" Yoongi gördüğü görüntüyle gözlerini sıkıca kapatırken sevgilisinin sarı saçlarına yayılmış kan rengini asla unutamayacağını çok iyi biliyordu.
"Bizi zorlayacağın bir şey olmadığını biliyoruz Jimin, şu ana kadar hiçbir kaydın yok. Kendine ve bize zorluk çıkarmadan anlat her şeyi" Jimin hafifçe kafasını sallayıp derin bir nefes aldı. Gözlerindeki ifadesizlik ekrandan bile belli olurken bu Yoongi'yi korkutmamış değildi.
"Anlatamayacağım bir şey yok zaten" Her şeye rağmen kendinden emin çıkan sesi Yoongi'yi gülümsetirken Jimin ellerini masanın üzerinde birleştirmiş küçük parmaklarıyla oynamaya başlamıştı.
"Başla o zaman" Jimin titrek bir nefes aldığında Yoongi de onunla birlikte bir nefes aldı.
"Bir önceki eve gelmemde aileme eşcinsel olduğumu söylediğimden dolayı babam beni dövmüştü. O yüzden bu sefer Babam evde yokken gittim eve ama gideceğim gün sürpriz bir şekilde geldi. İlk önce odama saklandım. Hatta sevgilime de mesaj attım ama görmedi saatlerine oradan bakabilirsiniz." Yoongi pişmanlıkla derin bir nefes alırken nefesi bile göğsüne batıyordu.
"Sonrasında gizli bir şekilde evden çıkmaya çalışırken yakandım ve babam yeniden bana vurmaya başladı ki annem bağırış çağırışın ardından onu engellemeye çalıştı bu sefer ona da vurdu kaç kez olduğunu hatırlamıyorum ama yere düşüp kafasını vurmasının ardından babam onu bırakıp bana bir kez daha vurduğunda annemin çığlığını hatırlıyorum. Kalbim diye bağırdıktan sonra ikimiz de ona döndük ve ben kalp krizi geçirdiğini anladım.
Sonra ambulansı falan aradı sanırım bilmiyorum tam olarak ama arkadaşım mesaj atmıştı hiçbir şey yokmuş gibi yazdım ona. Onun saatlerine de oradan bakabilirsiniz." Jimin bunca şeyi anlatmasına rağmen hiçbir hissiyat belirtisi göstermemiş, sadece düz bir sesle olan biteni anlatmıştı ki bu odada bulunan başkomiseri bile korkutmuştu.
"Kafanın arkasındaki peki? Baban mı yaptı onu?" Polisin sorduğu soruyla Jimin kafasını küçükçe iki yana salladı
"Ben yaptım, hastanede bir tür transtaydım sanırım. Kafamı duvara vura vura yaptım" Polis hafifçe dilini yalarken kaşları çoktan havaya kalkmış önündeki küçük bedenli çocuğa bakıyordu.
"Ya ellerindekiler?"
"Son birkaç gündür iyi değildim. Odama kapanıp sinir krizleri geçirirken kendime zarar verdim" karşındaki polis şaşkınlıkla kafasını sallayıp gidebileceğini söylediğinde sonunda konuşmanın bitmesiyle Yoongi göğsüne yayılan acıyı daha net hissetmiş gözlerinden yaş dökmeye başlamıştı bile ki ağzından kaçan hıçkırıkla da bunu herkes fark etmişti zaten.
Genç çocuk aceleyle bulundukları yerden çıkarken Taehyung da onu takip etmişti
"Adamı tutklayın, 500" başkomiser kafasını memnuniyetle salladığında yine de küçük bir problemleri vardı.
"Biz adamı bunun için tutuklarız zaten, şimdi de Min'i salarız ama mahkeme olmalı. Adamı şikayetini geri almaya ikna etmelisiniz" Genç kadın zaten bildiği şeyleri bir kez daha duyduğunda ayağa kalkmış elini adama uzatmıştı ki kısa sürede de sıkılmıştı zaten eli. Hızlıca çocuklarını takip etmiş vardığında da onları sarılır şekilde bulmuştu.
"Gidiyoruz, hastaneye bırakayım sizi haydi." ikisi de kafalarını salladığında arabaya Doğru yürürken Taehyung'un aklından bir şey geçiyordu. "Anne?"
"Efendim hayatım" Taehyung o kendisine ne zaman hayatım dese ufakça gülümserdi ki bu an bile dahildi bu zamana.
"Şikayetini geri alması gerekmiyor mu?" Kadın kafasını hafifçe salladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lunch 'tk
Fanfiction"Bir öğle yemeğine ne dersin?" "Siktir git" Love change friends change everyone change İt's no strange Texting