Yine sıkıcı bi' güne 'merhaba' dedikten sonra yatakta köy ağaları gibi oturup boş boş etrafa bakındım.
Saate baktım ve saat 11.00'dı. Tabiki yine danalar gibi uyumuştum. Zaten okula genellikle bunun yüzünden aç giderim. Teyzemde fazla uyur ama o dakik bir insan.
Yataktan kalktım ve elimi yüzümü yıkadım. Ama bu sefer üstümü değiştirmedim. Teyzemin çağırmasını bekleyerek oturuyordum.
Ve aşağıdan bir ses:
-Katty gel hadi kızım. Kahvaltı hazıır.
-Tamam teyzeciiim,hemen geliyoruum.
Aşağı indim. Sade bir kahvaltı hazırlamıştı teyzem. Hastaydı çünkü. Bu halde hazırlamasını bekleyemezdim zaten. Salya sümük hastaydı.
Kahvaltımıda yaptıktan sonra yine odama çekildim. Tabii önce teyzemin yatağını hazırladım. Yatıp dinlemesinde ısrar ettikten sonra onu ikna etmeyi başardım ve onu yatırdım.
Odama çıkıp yatağa yattığımda tatili nasıl geçirdiğimi düşündüm. Ve her tatilde yaptığım şey yatmaktı. Artık eğlenceli bir şeyler yapmam lazımdı. Eğlenmek. Oynamak. Evet. Çılgınlar gibi eğlenmek. Buna gerçekten ihtiyacım vardı.
Düşünürken aklıma 'lunaparka gitmek' geldi. Evet 9 yaşımdan bu yana hiç lunaparka gitmedim. Orayı özlemiştim artık. Hemen Claria'ya mesaj attım ve fikrimi söyledim. Oda beni kırmadı zaten.
Claria iyi bir kızdı. Aynı binada otursakta onunla pek takılmazdım. Ama severdim onu. Oda beni severdi heralde.
Hemen dolabımı açtım ve rahat giyinmem gerektiğini düşündüm. Siyah taytımı giyip üstüne siyah kuru kafalı kazak giydim. Üstüne deri ceketimide giydikten sonra siyah zımbalı botlarımı giydim. Tabi ayağımda fosforlu pembe çoraplarım. Kapıdan çıkıp Claria'anın evinin kapısını çaldım.
-Merhaba Katty
-Merhaba Claria
-Katty bu kış günü lunapark açık mıdır ki yaa?
-Tabii açıktır hadi ayakkabılarını hiyde çıkalım.
-Tamam bekle.
O baya renkli giyinmişti. Baya zıttı tarzlarımız. O cıvıl cıvıl ben simsiyahtım. Ruhumuzda öyleydi. Ben SİMSİYAH.
-Önce ne yaparız?
-Claria bak ben lunaparkı çok özledim ve her eğlenceyi tatmak istiyorum.
-Tamam önce atlı karıncaya ne dersin?
-Oo peki önce ona binelim o zaman.
Lunaparka geldik ve atlı karıncaya hücuuum. Bebelerin arasında atlı karıncada baya rezil duruyoduk ama olsun. Eğleniyoduk ya o yeter.
Ardından korku tüneli, makas hatta ördek bile. Ve daha neler neler...
Hiç bu kadar eğlenmemiştim. Claria'nın korku tünelindeki tipi aklıma geliyor ve hala krize giriyordum. Onunla hiç bu kadar güzel vakit geçirmemiştim. O da öyle düşünüyormuş.
Eve dönerken pamuk şekerini de yedikten sonra artık eve girebilirdik. 'Hoşçakal' diyip eve girdim.
Sıcak bi' duşu da aldıktan sonra mışıl mışıl uyuyabilirdim. Ve yatağa geçiş...
