HİSTORİA DE UN AMOR (BİR AŞK HİKAYESİ)

92 7 6
                                    

"Es la historia de un amor"

Como no hay otro igual

Müzik kulağını doldururken yüreğine de işliyordu adeta an be an. Yürek burkuyordu notalar, içine işliyordu sözler. Sızlıyordu iyileşmemiş yaralar. Sızlayarak hatırlatıyorlardı kendilerini, sanki unutulmuş gibi. Acımasızca kesiyordu nefesini bu keskin acı. Sakinleşemiyordu. Daha ne kadar sürecekti bu acı? Oysa çok da zaman geçmemişken nasıl dayanacaktı bir ömür? Beyni bu sorularla boğuşurken, yüreği kan ağlıyordu. O her gece gördüğü kabus bu sefer gündüz de etkisini gösteriyordu. Geçmiyordu, bitmiyordu. Düşünmemeye çalışsa da ne zaman aklından çıkarabilmişti ki."Bu eşi benzeri olmayan bir aşk hikayesi" diyordu şarkıda. Öyleydi. Eşsiz, benzersiz, herkesin kıskandığı... Oysa artık o yoktu. Onu bırakıp gitmişti. Acısını bırakıp kendisini terk etmişti. Geriye ise anılar kalmıştı. O olmadan ne işe yararlardı ki? Nasıl dinecekti bu acı? Bitsindi artık. Dayanamıyordu. Canı yanıyordu. Canı yandıkça da yakmak istiyordu. Herkesi, herşeyi... Yoksa kendisi yanacaktı. Zaten yanmıyor muydu? Hayatı ellerinden alınmamış mıydı? Aklına hiç gelmeyeceği şey başına gelmemiş miydi? Aptal bir sebep miydi onu elinden kaçıran? Her şeyi o aptal sebebe bağlamak ne kadar doğruydu? Kafasındaki bir ses durmadan bunları soruyordu ona. Daha fazla dayanamayacaktı artık. Kafasındaki sesi susturmak istiyordu. Sorularda, acılarda bitsin istiyordu artık. Bitsin ki hayatına devam edebilsin. Hayatına devam etmek... Bu kavram ona o kadar yabancı geliyordu ki. Hayatı zaten ellerinden kaymamış mıydı? Onun hayatı kendisini terk eden sevgilisi değil miydi? Hayatı olmadan devam edemezdi zaten. Biliyordu, bunu hiçbir zaman aşamayacaktı. Ne yapsa unutamayacaktı. Bir saniye bile aklından çıksa anılar doluşacaktı aklına. Ayrılmadan önceki son konuşmalar, son öpücükler, son "seni seviyorum" lar... Sonra yine başa saracaktı her şey. Unutmak zaten mevzu bahis bile değildi ama aklından da çıkmıyordu ki. Daha kaç gün olmuştu ki? Kaç ay olmuştu onu terk edip gideli? Bir ömür boyunca unutamayacağına emindi bu aşkı. Bir daha kimseye aşık olamazdı. Aşk zaten oydu ki. O yoksa aşkta yoktu zaten. Kalbi bugüne kadar sadece onun için çarpmışken başkasına nasıl bakardı? Canı çok yanıyordu. Yaşamak çok zor geliyordu o yokken. Onun nefesi boynuna deymiyorken, kahkahası içini ısıtmıyorken yaşamanın anlamı yoktu.

" Ya no estàs màs a mi lado, coràzón"

En el alma sòlo tengo soledad

Y si ya no puedo verte

Kalbine işliyordu sözler. Sanki kendisi için yazılmış gibiydi."Artık yanımda değilsin sevgilim ve seni görmediğim sürece ruhumda sadece yalnızlık var." Yoktu yanında sevgilisi, kalbi, her şeyi. Onsuzluk zordu, çok zordu. Yalnızdı ruhu, korkuyordu. Bir çocuk gibiydi kalbi. Çarpıyordu göğüs kafesini yırtarcasına. Göz pınarları akmayı bekleyen yaşların etkisi altında bekliyordu damalaları düşürmek için. Ruhu onu göremediği heran yalnızdı acı çekiyordu, can çekişiyordu, kıvranıyordu. Uyuşturucu bağımlısı bir insan gibiydi ruhu. Onu hep daha fazla istiyordu. Olmayınca da ruhu böyle kıvranıyordu yokluğunda.

"Por qué Dios me hizo quererte?"

Para hacerme sufrir más?

Dudakları aralanıp da şarkıya eşlik etmeye başladığı an anılar taarruza geçti. Ama bu kez rahatsız olmadı. Sanki bu daha iyi hissettiriyordu ona. Şarkının her bir sözü kendisi için yazılmış, her bir nağmesi kendisi için yapılmıştı sanki. İçinde tuttukları şarkıyla birlikte açığa çıkıyordu sanki. "Tanrı beni sana neden aşık etti?Daha fazla acı çekmem için mi?" İşte bu sözlerdi kalbine bıçak saplayan. İçinde haykıramadığı bu isyanı şarkı eşliğinde dışarı çıkarmıştı. Tanrıya yaptığı bu isyan onu şaşırtmamış, aksine rahatlatmıştı. Hesap soruyordu ona, neden kaybettiğine dair, neden aşık olduğu kişinin o olduğunu soruyordu. Aslına bakılırsa dünyaya on kez gelse ve bu günün geleceğini bilse yine onu seçerdi aşık olacağım kişi diye. O zaman derdi neydi? Derdi başa çıkabileceğinden daha fazla acı çekmekti. Onun hesabıydı bu. Herşeyini elinden alabilirdi ama nefesi? Kızgın olduğu, isyan ettiği konu buydu. Ama kaderde böyleydi işte. O kızgınlıkla şarkının yeni mısrasının geldiğini fark edemeyişi de bundandı, kadının sesiyle uzaklara dalışı da...

"Siempre fuiste la razón de mi existir."

Adorarte para mi fue religión"

Dalmış, gitmişti uzaklara. Bu şarkıyı ilk duyduğu ve haftalarca ezberlemeye çalıştığı zamana... Yüzünde ufak bir tebessüm oluşmuştu. O zaman anlayamamıştı belki bu sözlerin önemini ama şimdi net bir şekilde anlıyordu. O zamanlar ezberlemeye o kadar takmıştı ki sözlerin anlamını idrak edememişti. Şimdi ise yaşayarak anlıyordu sözlerin anlamını, dokunduğu o yaranın sızısını."Sen varoluş sebebimdin ; hayranlığım, ibadet gibiydi" Sözlerin doğruluğunu inkar edebilir miydi? dünya' ya gelme sebebi olarak onu görmüyor muydu? "Ben senin için gönderildim, seni bulmak için dünyaya geldim" demiyor muydu? Ona olan hayranlığı, ona bir ilah gibi bakması aşkından değil miydi? Onun için ibadette varoluş sebebi de aşkı değil miydi? Kalbinin acı çığlığı kulaklarına kadar ulaşırken yüzünde buruk bir tebessüm ağzında şarkının bıraktığı acı tatla dikkatini diğer sözlere verdi.

"Y en tus besos yo encontraba,"

El calor que me brindaba

El amor y la pasión.

Her söz sanki biraz daha işliyordu içine. Bir şarkı nasıl bir insan üzerinde bu etkiyi bırakabilirdi? Sözler onu fazlaca anlatıyordu. Fazlaca hissediyordu acıyı. Tanıdık bir misafir gibiydi acı. Zamanı geldiğinde gelir, zamanı gelince giderdi. Ama bu seferki başkaydı. Kalıcıydı bu, geçmeyeninden, iz bırakanından... Onun sevdiği kişi. Öpüşü ile can veren, gözyaşıyla can alan... "Öpücüklerinde bulduğum şey bana aşkı ve tutkuyu veren o samimiyetti ." Aşk böyle bir şeydi işte. Öpücüklerde bulunan, aşk ve tutkuyu getiren samimiyet... Güven... Sadakat... Aşk zaten tüm bunlar demek değil miydi? Üç harfin içinde barındırdığı kurallar değil miydi bunlar? Şarkının nakaratı girdiğinde hissettiği keskin bir acı olmuştu. Anılar bu sefer gülümsetmiyor, boğuyordu çünkü.

" Es la historia de un amor,"

Como no hay otro igual.

" Bu eşi benzeri olmayan bir aşk hikayesi" Öyleydi. Eşi, benzeri yoktu. Sonu nasıl olursa olsun büyüleyiciydi.

"Que me hizo comprender"

Todo el bien, todo el mal.

Sözler artık acıtmıyordu canını. Kabullenmek bu muydu? Hayır. Kabullenmek diye bir şey yoktu. Şarkıda da dendiği gibi bazı şeyleri anlıyordu. Çoğunu da onun sayesinde anlıyordu artık. Şarkıda da dendiği gibi hayatını aydınlatıyordu, yanında olmasa bile. "Tüm iyiyi ve kötüyü anlamamı sağlayan, hayatıma ışık veren" Tüm iyiyi ve kötüyü onun sayesinde ayırt etmişti. Hayatına bir güneş gibi doğup ışık vermişti. Onu verdiği ışıkla okşayıp, iyiyi ve kötüyü ona kendince anlatmıştı. Öyle şeyler söylemişti ki daha önce bakmadığı açılardan bakmıştı. Müzik hala devam ederken yaptığı tek şey dinlemek, düşünmek, anılarda kaybolmak oldu.

"Que le dio luz a mi vida,"

Apagándola después.

Ay! que vida tan oscura,

Sin tu amor no viviré

Sonra ne olmuştu? Ah, evet. Onu acımasızca, düşünmeden bırakıp gitmişti. Hayatına girip her şeyi güzelleştirmiş, daha sonra çıkınca da her şeyi mahvetmişti. "Ve sonra o ışığı söndüren, sonra bu da kapanınca ; Ah, nasıl da karanlık bir hayat! Senin aşkın olmadan yaşayamam" Tamda şarkıda anlatıldığı gibi olması ne derece mantıklıydı? Aynen şarkıda anlatıldığı gibi kendisini bırakınca hayatına verdiği ışık söndü. Hayatı karanlıkta kaldı. O olmadan, hayatı karanlıktı. O yoksa zaten hayatı yoktu. Onun aşkı olmadan nasıl yaşayacaktı? Bir gün bile geçmeyi bilmezken ne yapacaktı? Kendi düşüncelerinde yaşamaktan şarkının bittiğini bile farketmedi. Baştan başlattı ve düşünmeye devam etti. Şarkının nakaratının en sevdiği kısmıyla hayatının aşkıyla tanıştığı o güne gitti, yüzünde buruk bir tebessümle...

"Es la HİSTORİA DE UN AMOR"

Como no hay otro igual

Bu eşi benzeri olmayan BİR AŞK HİKAYESİ...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 14, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Aşkın Notası1-BİR AŞK HİKAYESİ(Historia De Un Amor)- YAKINDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin