-Aras'ın ağızından-
Yah bu çocuk tam bir mal! Neymiş Sevgi ile konuşabilirimiş! He bok konuşursun. Bilmem neden ama kıskanç olduğumu düşününmüyorum. Ama Oğuz spastiği gerizekalı bir biçimde kıskandığımı söyledi.
MAL LAN BU!
Neyse bu spastiğim ismi herhalde Bahadır mı ne öyle bişey. İşte bu mal gelmiş dolapların önünde Sevgi ile konuşmaya başladı sonra bi ara bu Bahadır boku Sevgi'yi cafeye mi çağırmaya kalktı. Ben de tab2 de çocuğun ağzını burnunu kırdım :D Ama Sevgi benim bir piç oldudumu söyledi ve bana teşekkür etmedi. Sonra da Bahadır'ın yanına gitti ve ağlamaya başladı. Ona sarılmak istedim ama orayı terk etmek zorunda kaldım çünkü yanımdan geçen kızların Oğuz'un bi kavgaya karıştığını söyledi. Koştum ve kavgaya yetiştim ama zaten Oğuz çocuğu mahvetmişti.
İşte sırf bunları yaptık diye kızlar bizden nefret ediyor. Peki şimdi ne olacak!?
-Oğuz'un ağzından-
Melek'ten gerçekten hoşlanıyorum. Ama sırf Timuçin denen o piç yüzünden Melek benden nefret ediyor. Hatta yüzüme tokat bile attı. Ve ben şu hala bana attığı tokatın bende bıraktığı pisikolojik etkiyi atlatmaya çalışıyorum. Ama haklı sebeplerim vardı.
Meselsa Melek kitapları düşürünce benim almam lazımdı ama o beni ittirip kendisi aldı. O dediğimde Melek değil mal, piç, salak, spastik, okul çocuğu ve daha neler neler olandan bahsediyorum yani. (timuçin)
Neyse o mal kitapları yerden alıp Melek'e verince önce ittim sonra da çenesişne bir tane geçirdim. Elim acıdı ama olsun. Dayandım ve beni öpmesini bekledim ama onun yerine bana okkalı bir tokat geçirdi.
Bunu ondan hoşlanmasam ödetirdim ama ağladığını görünce ne
yapacağım konusunda ikilimde kalkdım. Ya Aras ile gidecektim ya da Melek'ten özür dileyecektim ama ikisinide seçmedim. Sadece Timuçin'e bakıp kantine gitim. Ondan sonra da odama gittim ve birdaha da çıkmadım. Peki şimdi ne olacak!?