Birinci Bölüm- Yeni başlangıçlar

118 38 50
                                    

Hayır, bu sefer kaçmana asla izin vermem. Üstümdeki beyaz sade gecelikle ona doğru koşuyordum. Bunun sonunun seni yakalamakla biteceğine eminim... Ayağıma gelen ağaç köklerini umursamayarak ona yaklaşmaya çabalıyordum. Ama ben yaklaştıkça o daha fazla uzaklaşıyordu sanki ve ben artık rüyalarımı geri istiyordum. Her gün tanımadığım bir yabancıyı takip etmekten resmen gına gelmişti. Her seferinde biraz daha sinirleniyordum. Karanlık ormanın içindeki iki insan, belkide biri insan bile değil... Yakalamaca oynuyorduk resmen, tek sorun o kaçmıyordu ama ben onu ne kadar kovalarsam kovalıyayım onu yakayamıyordum. resmen elimi uzatatırsam yakalayacağım kadar yakınımda, ancak göremeyeceğim kadar uzağımdaydı resmen...

Asla bana bakmıyordu. Hayır, ben burada onun için kendimi paralarken o sadece dikiliyordu...

"Yeter artık, dur!" diye bağırdım dayanamayıp. Karaltı ilk defa bana döndü ve o an onun bir insan olmadığı anladım. Resmen koyu ela gözleri korkunç bir ormanı anımsatıyordu. Bi anda etrafımızdaki orman değişti. Hiç bir ses çıkmayan ormanın içinden korkunç karga sesleri ve yırtıcı hayvanların öfke dolu haykırışları yükseldi. Bu ilk defa oluyordu.

"Bunun durmasını istiyorsan, önce beni bulmalısın prenses. Acele et! Her an geç olabilir." diyip karanlığın içine doğru kayboldu.

...

"Derya Akgün!"

"Hıhğ" diye korkarak uyandım. Ne olduğunu anlayamadan tarihçi ile göz göze geldim. Okulda olduğumu fark etmem uzun sürmedi. Hızla kendimi toparladım.

"Çocuğum gece beşik mi salladın?" derken kollarını göğsünde birleştirmiş ve bana delici bakışlar gönderiyordu. Hocam, gönül ister şimdi burada evet deyip susturmak, ama sevgili ailemin üçüncü bir çocuğa pek de heves ettiklerini düşünmüyorum maalesef...

"Affedersiniz hocam, dün pek uyuyamadım da" kısaca sus ve git seni illet karı!

"Benim dersimde uyunmayacağını kaç defa daha hatırlatmam gerekli acaba..." deyip sınıfa döndü. Sıra arkadaşım Alçin, fısıldayarak kulağıma eğildi. "Yine başladık... Şimdi gözlüğünü yavaşça masaya koyacak ve tam olarak şöyle diyecek 'Ben sizin yaşınızdayken' sonra asla susmayacak, klasik..."

Aynen onun dediği gibi oldu. Gözlüğünü büyük bir özenle öğretmen masasına koyduktan sonra tekrar kollarını bağladı ve sanki uyumamışız da büyük bir ahlaksızlık yaparken yakalamış gibi bir bakış attı.

"Biz sizin yaşınızdayken değil uyumak, gözümüzü öğretmenimizden ayırmazdık. Sizin kadar kaynağımız yoktu belki ama biz bir ders kitabı ile bile sizden daha başarılıydık. Öğretmenimiz tahtaya yazmazdı, biz onu pür dikkat dinleyip ağzından çıkan her bir kelimeyi deftere yazardık. Ancak şimdiki talebeler öyle mi? Utanmasanız, defterinizi bize tutturacaksınız!" ve benzeri bir şeyler saçmalamaya devam etti. Açık konuşmak gerekirse pekte dinlemedim, çünkü aklım rüyamdaydı.

Bu rüyayı yaklaşık üç aydır her gece görüyordum. Hep aynı giysi ile, aynı yerde ve aynı karaltıyı kovalıyordum, ancak sadece bu kadardan ibaretti. Pek çok yoruma baktım ancak hiç biri benim rüyamı düzgün tanımlayamadı. Her yerinden sahtelik akan yorumlarda bulundular, yok elim para görecek, yok sevdiğim kişi beni düşünüyor falan filan...

Ancak bu gün ilk defa benimle konuşmuştu ve garip bir şekilde hep unuttuğum rüyalarıma rağmen yaklaşık üç aydır rüyamın en ince ayrıntısına kadar hatırlıyordum. Ne demişti o karaltı?

"Bunun durmasını istiyorsan, önce beni bulmalısın prenses. Acele et! Her an geç olabilir."

Neden? Neden durması için onu bulmama ihtiyacı var ki? Ayrıca neden geç olsun ki? Ne oluyor anlamıyorum. Sanki her şeyin bir anlamı var ancak ben bunların hiç birini anlamıyorum. Kuruntu yaptığımı düşünebilirsiniz. Ben de başlarda bunun saçma bir rüyadan ibaret olduğunu düşünüyordum ancak bu kadar uzun süre sürdüğü için endişeleniyordum.

Rüyamdaki YabancıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin