Ben DURU 10. Sınıf öğrencisiyim ,kumral saçlı ,ela gözlü sempatik biriyim. Bugün saat 7.10 gibi uyandım ve bugün okulda olacak 1 haftalık orman gezisi + kamp için hazırlanmaya başladım. Üstüme siyah bir kazak, beyaz bir pantolon, kahverengi bir hırka giydim ve anahtarımı elime aldıktan sonra yavaş adımlarla kapıya doğru ilerledim .Kapıyı açtım , ayakkabımı giyip kapıyı kilitledim ve merdivenlere yöneldim .Merdivenlerden inerken okul servisimin korna sesiyle hızlandım. Zemin kata hızlıca gelip apartman kapısını açtım. Şoför çatık kaşlarıyla bana bakıyordu. Kafasıyla koltukları işaret etti bende hemen servise bindim. Oturacak yer ararken NAZ'IN 2'li koltukta tek başına oturduğunu gördüm ve yanına gittim. Bana gülümseyip "Gel Mine cam kenarına .Sen seversin. " dediğinde gülümseyip cam kenarına yerleşirken "Bugün erken kalktım sanıyordum ama servis gelmiş bile. "dedim .O da "Evet gruba yazmışlar. Bende şaşırdım" diye karşılık verdi. Yine aylardır okuduğu kitabını okuyordu. Bende çantamdaki kulaklığımı takıp camdan dışarıyı izlerken servis dolmuş ,gideceğimiz ormana 15-20 dakika kalmıştı.
Ben bunun farkına bile varmadan ıssız bir ormana gelmiştik. Burası tahmin ettiğim gibi bir orman değildi. Ben bu ormanı ıssız değil de daha normal bir orman olarak bekliyordum . Ama burası beklediğimin tam tersiydi resmen. Servis durdu ve şoför bizim inmemizi beklerken Pelin servisten indi sonra Hazal sonra Ben ,Naz ve tüm sınıf...
Filiz hoca ve okulumuzdaki bazı hocalar siyah bir arabadan inmişti. Filiz hoca hemen konuşmaya başladı. "Evet çocuklar burası çok büyük bir orman olduğu için kaybolma riskiniz çok yüksek. Bundan dolayı sizleri gruplara ayıracağız . Umarım bir yaramazlık yapmazsınız .İçinizden bazılarını dikkatle izliyor olacağım . İyi geziler şimdiden. Ha bu arada 1-2 dk. sonra çadırları yapmaya başlıyoruz . USLU DURUN . " Filiz hoca bunları söylerken diğer hocalar bir yandan çadırların nasıl kurulduğu ile ilgili videolar izliyordu . Kenan hoca ise çoktan kamp eşyalarını arabanın bagajından çıkarıyordu . Naz kolumu dürtüp "Bide bize yaptırıyorlar çadırları. Sanki verdiğimiz paralar yetmiyormuş gibi" dediğinde Pelin kaşlarını kaldırmış bir şekilde Naz'a bakıyordu .Kenan hoca ve Arif hoca kamp eşyalarını büyük mavi poşetlerden çıkarırken Arif hoca" Yardım edin be gençler .Yaşlandık artık. "dedi. Bizimkilerden biri hemen yanına yardım etmeye gitti . 40-45 dk. sonra biz çadırları kurup eşyalarımızı çadırların içine yerleştirirken Melek hoca çadırların birinin içinde uyuyordu .
Kendisinin okuldaki en iyi kişi olduğunu sanan Baran ve arkadaş grubu ise Melek hocanın videosunu çekip dalga geçmekle meşguldü TÂKİ Arif hocanın Baran ve arkadaş grubunun arkasında belirmesine kadar . Baran gülerek arkasını döndüğünde Baran'ın o gülen yüzü bir anda bozuluverdi .Çünkü arkasında Arif hoca vardı ve Arif hoca öğrencileri sorgulamadan bırakmayan bir hocaydı. Arif hoca hemen lafı yapıştırdı "Siz buraya ormanı gezmeye mi yoksa size bir şeyler öğretmek için çabalayan hocalarınızla dalga geçmeye mi geldiniz BARAN! "
Baranın arkadaş grubu donakalmışken Baran "Hocam biz..."diyebildi sadece ama Arif hoca kararlıydı "Tekrar ediyorum Baran siz buraya ormanı gezmeye mi yoksa size bir şeyler öğretmek için çabalayan hocalarınızla dalga geçmeyi mi!" dedi bastıra bastıra .
Konuşmaları ,izlenmeye değer bir film gibiydi ama Zehra hoca "Artık siz çadırlarınıza yerleşip sessizce sohbet edin veya uyuyun . İyi geceler." dediğinde sadece benim, Naz'ın ve Pelin'in izlediği film , Arif hoca Barana ve arkadaş grubuna "Yarın ilk işiniz benim yanıma gelmek ." dediğinde uzun bir araya girmişti .Naz ve ben aynı çadırda kalmayı planlıyorduk . Bu yüzden de turuncu ve siyah renklerin hakim olduğu bir çadıra doğru ilerliyorduk . Çadırın fermuarını açıp içine yattığımızda Naz "Yarınki fragmanı beklememiz lazım herhalde. " dediğinde hafif bir gülümsemeyle "Ben fragmanı bekleyip süreyi uzatmak yerine uyuyup süreyi kısaltmayı tercih ederim. Ya sen?" diye karşılık verdim "İyi o zaman hadi ben uykuya sende uykuya " dedi samimi bir sesle . Söylediğini bile anlamadan uykuya daldım. Sabah Melek hocanın öğrencileri uyandırmaya çalıştığında ben çoktan uyanmış, ayakkabılarımın bağcığını bağlıyordum. Naz bir anda irkilip uyandı. Muhtemelen kâbus görmüştü . "İyi misin ?" diye sorduğumda olumlu anlamda başını salladı ve üzerindeki örtüyü üstünden çekip ayakkabılarını giymeye başladı. Melek hoca çadırımıza yaklaştığında çadırımızın fermuarını açıp "Günaydın Hocam" dedim . Melek hoca ise " Günaydın canım hadi çıkın çadırlarınızdan da sizi gruplara ayıralım " dediğinde sadece "Hocam Naz ve ben aynı grupta olabilir miyiz? " dedim Melek hocada "Tâbi ki canım, hadi çıkın artık." diye yanıt verdi . Naz'a doğru baktığımda Naz " Ben üstümü değiştirip geliyorum sen çık:)" dediğinde telefonumu elime alıp çadırdan çıktım.
Telefonuma birkaç tane bildirim gelmişti, ben tam bu bildirimlere bakacakken Kenan hoca "Çocuklar hemen sizleri ,3'lü 3'lü eşleştireceğim . " dediğinde telefonumun ekranını kilitleyip cebime atarken Naz yanıma geçti. Kenan hoca ve Arif hoca bizi eşleştirirlerken ,Zehra hoca Melek hoca ve Filiz hocada kahvaltıyı hazırlıyorlardı. Arif hocanın kaşları çatık bir şekilde Baran'a bakarken Kenan hoca eşleştirmeye başlamıştı bile. "Çınar, Baran ve Mert -DURU ve Pelin " diye tüm sınıfı eşleştirirken diğer hocalar kahvaltıyı hazırlamış , bizi bekliyorlardı. Masaya yöneldiğimizde pelin söze başladı "Sizden başka biriyle aynı grupta olmak istemezdim. Açıkçası sizinle aynı grupta olmak beni mutlu etti ." dediğinde Naz tam cevap verecekken Filiz hoca " Hadi gelin gençler!" dediği için sohbetimiz bölünmüş gibiydi .Ama ben bölünmesini istemediğimden "Emin ol cemre ve Bende seninle aynı grupta olduğumuz için mutluyuz :)" dedim hafif bir gülümsemeyle. Kahvaltı masasında hiç eksik yoktu fakat masadaki tek eksik Arif hocaydı . Kesinlikle Baran'a ve arkadaş grubuna söyleyeceği şeyleri şu anda söyleyecekti .ne diyeceğini merak etmemizin nedeni okulda herkesi dışlayan, herkesle dalga geçen kısacası zorba bir öğrencinin okuldan atılması okuldaki bütün öğrenciler ve öğretmenler için çok güzel bir şeydi . Ama baran her zamanki gibi kendini parayla affettirebilirse bu çok kötü olurdu . Zaten Arif hoca parayla satın alınamayacak bir hoca olduğu için bu biraz zor olacaktı.
Ben , Naz ve Pelin dışında herkes mutlu bir şekilde kahvaltısını yaparken bizim aklımızda sadece ve sadece Arif hoca ile Baran'ın arasında geçecek diyalog vardı. Çünkü bu diyalog bizim ve tüm öğrencilerin eğitim hayatını etkileyecekti. Yani bizim için önemli bir konuydu . Eminim bu konuyu diğer öğrenciler de bilseydi onlarda şuan kahvaltı yapmak yerine bizim düşündüğümüz şeyleri düşünürlerdi .Ama masada bir gariplik vardı .....
Arif hocanın Baran ve arkadaş grubuyla konuşması gerekirken o sadece baran ile konuşuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaybolan Zaman
Mystery / ThrillerBu kitapta 1O. sınıf öğrencilerinin ıssız bir ormanda maceraları var. Bu kitap benim yazacağım ilk kitap olduğu için acemiyim daha . Yazım hatası yapmamaya çalıştım. Umarım yazım hatası yapmamışımdır . Bu kitabı beğenirseniz kitap basılmaya değer...