💮33💮

441 62 121
                                    

Düz yazı ile geldimm ama pek uzun değil idare edin biraz ltfn

İyi okumalar~

_____________________________________

Changbin telefonunu kapatıp cebine koyarken uzaktan izlediği sevgilisinde gözlerini gezdirdi. Arkadaşına sarılıp eşyalarını topladıktan sonra ayağa kalkarak kendine doğru koşan beden ile gülümseyerek söylediği gibi kollarını iki yana açtı. Siyah saçlı iki yana açılmış kolları ile gelmesini bekleyen sevgilisinin boynuna atlayıp sıkıca sarıldı. "Çok özledim seni!" karşısından cevap gelmediği için kaşlarını çatsa da saçlarına konan minik öpücükle gülümsedi. "Ben de seni özledim güzelim. Hadi gidelim önce oradaki köpeklerle oynarsın sonra istediğini alırız."

Kollarını boynundan çekip elini sıkıca tutarak siyah arabaya ilerlerken heyecanla başını olumlu anlamda salladı. "Olur! Of Changbin ben nasıl seçeceğim ki? Seçemem, benim yerime sen seç olmaz mı?"

"Güzelim eminim bir tanesi ile bağ kurarsın. Yine de seçemezsen beraber seçeriz ama söz." diyip kapıyı açarak sevgilisini arabaya bindirdi. Kendisi de bindikten sonra kemerini takıp arabayı çalıştırarak dedesinden aldığı adrese doğru sürdü. Chris sanki yeni algılamış gibi asla bitmeyen heyecanı ile sevgilisine döndü. "Şimdi cidden hem kedim hem köpeğim mi olacak yani? İkisi aynı anda olacak öyle mi?"

Changbin onun bu haline gülüp başını olumlu anlamda sallarken ara sokaktan caddeye çıktı. "Evet güzelim ikisini de istiyorsan ikisini de alacağız. Sadece kedi ya da sadece köpek istiyorsan birini alırız bana fark etmez ne istiyorsan onu yapacağım." siyah saçlı gülümseyerek sevgilisine uzanıp yanağını öptü. "Teşekkür ederim!"

"Rica ederim bebeğim." dedikten sonra barınağın olduğu yere gitmek için caddeden çıktı.

Yaklaşık yarım saatin ardından bahçeli büyük bir binanın önüne geldiklerinde Chris parlayan gözlerle bahçeye bakarak arabadan indi. Changbin de indiğinde elini tutup çekiştirerek kapıya ilerledi. Hâlâ heyecanla bahçede oynayan köpeklere bakarken Changbin'in içeri girmek için kapıdaki adamla konuşmasını dinlemek yerine bütün odağını köpeklere vermişti. "Güzelim giriyoruz gel."

"Yaşasın!" dedikten sonra sevgilisinin elini bırakmadan içinde tutamadığı heyecanı ile içeri girdi. Görevli bahçeye girmeleri için çıkış kapısının biraz ilerisindeki bahçe kapısını açtığında bahçeye girip gülümsedi. "Çok tatlılar!"

"Eh senin kadar olmasalar da öyleler evet." duyduğu iltifat ile gözlerini devirip gülerek köpeklere doğru bir ıslık çaldı. Dikkatlerini çekebilmenin verdiği mutluluk ile yanlarına doğru koşup tek dizinden destek alarak yere çömeldi.

Changbin, yüzündeki samimi bir gülüş ile onu izlerken yanına gelen adam ile ona döndü. "Teşekkürler kabul ettiğiniz için." dedi hâlâ tebessümünü korurken. Orta yaşlı adam omzumu patpatladıktan sonra "Hiç önemli değil. O arkadaşın mı bu arada?" diye sordu Chris'i göstererek. Changbin başını sağa sola salladı. "Hayır o benim ruh eşim, sevgilim."

Adam samimi bir tebessüm daha sunduktan sonra "Yakışıyorsunuz. Sen biraz düz bir adamsın Changbin, böyle enerjik ve tatlı bir eşin olduğu için şanslısın." dedi. Changbin başıyla onu onayladı. "Bana yaşam enerjisi veriyor, onu çok seviyorum."

İkili kendi arasında konuşurken Chris üzerindeki köpeklerle yere uzanmış hepsini sevmeye çalışıyordu. Kahkaha da attığı için büyük bahçede bir tek onun gülüşü ve köpeklerin havlama sesleri vardı. Bir süre boyunca köpeklerle eğlenen Chris yorulduğu için kendini yere bıraktı. O sırada da adam dolu mama kapları bıraktı ve köpekler koşa koşa yanına geldi. Chris, nefes nefese bir şekilde çimenlerde uzanırken karnında hissettiği baskı ve bir anda yüzünün yalanması ile hayret dolu bir kahkaha attı.

"Ya! Ah! Çok tatlısın sen yerim seni!" Üzerindeki küçük köpekle oynarken Changbin yanlarına gelip yere çöktü ve uzanıp köpeği sevmeye başladı. Turunculu, kahveli ve çoğunlukla beyaz renkli tüyleri, sevimli suratı ile Chris'i çoktan kendine çekmişti bile.

"Changbin, bunu alalım olur mu sevgilim?" diye sordu kucağındaki minik bebeği severken. Changbin başıyla onu onayladıktan eğilip alnını öptü. "Alalım sevgilim sen nasıl istersen. Kedilere de bakacak mısın?" diye sordu yumuşak çıkan sesiyle bir eli de saçlarındaydı. Chris parlayan gözleri ile hemen başını salladı. "Olur!" dedi biraz yüksek çıkan heyecan dolu sesiyle. Changbin ufak bir kıkırtı bırakıp etrafı kontrol etti ve köpeklerle uğraşan adama baktıktan sonra hızlıca eğilip sevgilisinin dudağına büyük bir öpücük bıraktı. "Ihmm bal bal!"

"Changbin, ne yapıyorsun adam görecek!" Uzanıp koluna vurduktan tekrar söylenecekken Changbin yeniden eğilip öptü. "Oh şeker şeker!" Chris ciddi kalamayıp gülmeye başladı ve gülüşünün arasında konuştu. "Deli misin nesin ya!?"

"Eh senin yanında aklım başımdan gidiyor güzelim." derken yerde oturan sevgilisinin kucağında duran küçük köpeği kucağına aldıktan sonra elini uzatarak sevgilisini de yerden kaldırdı. "Changbin! Gıcıklık yapmasana tanrı aşkına!"

"Ben hiçbir şey yapmıyorum sevgilim doğruları söylemek de mi suç oldu?" kıvırcık saçlı gözlerini devirerek kedilerin bulunduğu kafeslerin yanına doğru heyecanla giderken Changbin ise  kucağındaki adını bilmediği köpek ile sevgilisini takip ediyordu. "Adı ne olacak hiç düşündün mü sevgilim?"

Chris beklemediği soruyla duraksayıp bir süre düşündükten sonra omzunu silkti. "Belki de bir adı vardır sevgilim. Yoksa da beraber karar veririz." derken görevli adamın açtığı kapıdan geçerek kafeslerin bulunduğu alana ilerledi. Changbin de içeri girmeden önce köpeği görevliye verip mırıldandı. "Lütfen onu hazırlayın, aşı karnesini de almak istiyorum sahipleneceğiz." adam gülümseyerek küçük köpeği kucağına aldıktan sonra başını olumlu anlamda sallayıp kafeslerin yanından ayrıldı.

Chris çoktan küçük kedilerin dikkatini çekmişken sevgilisi de içeri girip arkasından sarıldı. "Ya Changbin dışarıdayız yapmasana!" diye kızsa da sözlerine tezat olacak şekilde bir elini karnında birleşmiş kolların üstüne koyarak bedenini arkasındaki bedene yasladı. "Pek de şikayetçi değilsiniz gibi Bay Bang." diyip gülerken güzelinin ilgilendiği kedide gözlerini gezdirdi. Neredeyse koyu kahve tüyleri bütün bedenini kaplıyordu. Çenesini altında ve partilerinin uçlarında beyaz tüyleri vardı.

Kıvırcık saçlı elini kafese uzattığında minik kedinin kafesin tellerine tırmanmaya çalışması ile ikisi de kıkırdayıp kedi ile ilgilenmeye devam etti. Chris parlayan gözlerle sevgilisine dönüp bir şey söylemek için dudaklarını aralayacakken dudaklarına kapanan dudaklar ile gülümsedi. Changbin güzeline minik bir öpücük verip geri çekilirken mırıldandı. "Evet sevgilim onu da alabiliriz."

Chris gülümseyerek kafesi açtı ve kendini sevdirmek için türlü hareketler yapan kedinin burnunu öptü. "Artık bir köpeğimiz ve bir kedimiz var!"

"Eh tek eksiğimiz var, çocuk. Ne zaman yaparız?"

"Changbin!"

"Sustum tamam."

______________________________________

Bu ikiliyi yemek serbesttir

dahlia (chanchang) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin