Bölüm 1

3 1 0
                                    


Ben Su. Su Gündoğdu. Babasının gururu, annesinin göz bebeği Su. Demek isterdim tabi ki ama... Diyemem. Annemin beni kucağına almadığı, babamın ise umurunda bile olmadığı o kızım. Hep sormuşumdur kendime. Biz bu dünyaya sınanmak için mi geldik? Belki de sadece ben sınanmak için gelmişimdir çünkü defalarca kez sınandım defalarca kez hakarete, zorbalığa maruz kaldım. Ben bunlara maruz kalırken yani sınanırken bana zorbalık edenler ne ile sınanıyordu?

Ulu kolejini arkamda bırakırken dalgındım. Bu okul bana asla unutamayacağım anılar vücudumda da yaralar bırakmıştı. Bir an için direnmenin faydasız olduğunu, hayatımın sadece aldığım birkaç nefesten ibaret olduğunu düşündüm. Belki de böyle olmadığını bildiğim halde böyle olmasını istedim. Pes etmek o kadar güzel o kadar benimseyebileceğim bir şey gibi gözüktü ki gözüme. Pes etmek istiyordum. Artık daha fazla güçlü rolü yapmak istemiyordum. Bir şekilde bitsin ve kurtuluşuma adım atayım istiyordum. Hiç yoktan içimdekileri anlatabileceğim birileri olsaydı bari. Yoktu. Birkaç yıldır yalnızdım ve henüz bir arkadaşa, gerçek bir anneye veya babaya sahip olamamıştım. Tek sahip olduğum koca bir okul ve içindeki düşmanlarımdı. Birazdan düşmanlarımdan çok uzak bir yerde olacaktım. Bir kütüphanede.

Uzun bir yürüyüşten sonra kütüphaneye geldiğimi fark ettiğimde düşüncelerimden ayrılmıştım. Bu kütüphaneyi çok seviyordum. Önünde durduğum kütüphane benim farklı hayatlar yaşamamı, kaderimden birazda olsa uzaklaşmamı sağlayan tek yerdi. Özellikle buradan kitaplar alıp okur ve geri bırakırdım. Üvey annem ve üvey babam zengindi. Herhangi bir kitapçıya gidip bir sürü kitap da satın alabilirdim fakat burasının yeri ayrıydı. Burada her bir kitabın yazılarının solukluğu, sayfalarının yıpranışı benim birçok kişiyle aynı iyi hisleri paylaştığımı gösteriyordu. Bana benim tek olmadığımı gösteriyordu.

Kütüphaneye adım attığımda içerisi her zamanki gibi çok sessizdi. Tek tük insan vardı. Birazdan kalabalık olurdu burası çünkü okul çıkışıydı. Elimdeki iade edeceğim kitabı kolumla sıkıca sardım bedenime. Güzel bir kitaptı ve bana çok keyif vermişti. Kitabı iade etmek bile istemiyordum ama veda edip yenisine başlama vakti gelmişti. Sıradaki kitabımı seçmek için rafların arasında gezinmeye başladım. Yavaş adımlarla bütün rafları inceliyordum. Birkaç kitabın arka kısmını da okuduktan sonra elimde iki kitap vardı. Kararsız kalıp düşünmek için durmuştum. Hangi kitabı alacağımı düşünürken arkadan adım sesleri geldi. Hafif sayılabilecek adımlar hemen yanımda durdu. Bende merakıma yenilip yanımda kim var diye bakındım. Genç bir kadın yanımda raflara bakıyordu. Gözlerim yüzünde gezindi. Yüzü çok güzeldi. Boyu benden bir karış kadar uzundu. Saçları siyah ve beline kadar geliyordu. Eğer perilere inansaydım kesinlikle bir peri derdim onun için.

Elini yavaşça raflarda gezdirdi. Kitaplara büyü yaptığını düşündüğüm saçma fikirlerimin beni bir an önce terk etseler iyi olurdu. Hala kadını izliyordum. Bir anda durdu. Ben baştan aşağı onu süzerken bana baktı. Kadınla göz göze geldiğim için ürküp önüme döndüm. Ne diye kadına yiyecek gibi bakıyorsun salak. Önüme dönüp elimdeki iki kitaptan hangisini alacağıma karar verirken yanımdaki kadının sesini duydum.

"İçindeki negatif enerji beni bile mutsuz edebilir. Neden burada olduğunu anlıyorum sanırım."

Şaşırdım. Benim olduğum dünyayı terk edip başka dünyalarda mutlu olmak için kitap okuduğumu anlıyor muydu şimdi? Daha da önemlisi içimdeki negatif enerjiyi herkese yayıyor muydum böyle. Kadın bir çiçek gibiydi. Benim saçma negatifliğimden etkilenip solsun istemezdim doğrusu.

Hayatım kısa bir an gözümün önünden geçince sitem eder gibi "Evet, evet haklısınız çünkü çok mutsuzum. Burada olmamda tıpkı sizin düşündüğünüz gibi kaybolmak için." Kadın bu ani çıkışımın nedenini anlıyor gibi bakıyordu yüzüme.

"Bir şeyi merak ettim şimdi." dedi ukala bir tavırla. "Eğer bu sitem ettiğin hayattan kurtulup başka bir hayat yaşasaydın o hayattan da nefret eder miydin?"

Şimdi niye böyle bir soru sormuştu anlamamıştım. Üstelik kadını tanımıyordum bile ve hayatımın ne kadar saçma olduğunu ona anlatıyordum. Sorusuna cevap vermemeyi düşündüm fakat vazgeçtim. İçimden geçenleri tanımadığım birine de olsa söyleyecektim artık.

"Böyle bir şeyin olması imkânsız ama diyelim ki oldu." Güldüm. "En azından mutlu olmayı denerdim." diye yanıtladım kadını.

Kadın hafif bir tebessüm edip "Mutlu olmanı dileyelim o halde." dedi. Bu sözlerin ardından laf arasında nereden çıkardığını bilmediğim bir kitabı, öylesine rafa koyup aceleci bir tavırla arkasını dönüp gitti. Ben elimdeki kitapları rafa bırakıp onun peşinden gitmek için iki adım attım ki bıraktığı kitap yere düştü. Hemen kitabı yerden alıp kadının gittiği yöne baktım. Ama kimseyi göremedim. Koridor bomboştu. Birkaç saniyede koca koridoru nasıl geçip gitmiş olabilirdi ki? Öylece olduğum yerde durup olanları algılamaya çalıştım. Hayal mi görmüştüm? Hayır sanmıyorum henüz o kadar delirmedim. E o zaman bu kadın nasıl yok oldu iki saniyede? Bu tür olayları kitaplarda okuyunca bu kadar korkmuyordum ama şu an gerçekten yaşayınca verdiği his-

"Kızım beş dakikadır orda dikiliyorsun. Bir sorun mu var?"

Arkamdan bir anda gelen sesle yerimden sıçrarken korkudan dilim tutulmuştu. Bir anda yanımda beliren amcanın dediklerini es geçip hemen kadını sordum.

"A-amca az önce giden k-kadını gördün mü? Bu koridordan geçti." Korkuyla adamın yüzüne baktım. Sadece gördüm demesini bekliyordum.

"Yok evladım. Kimse geçmedi buradan. Ben sesli konuşan kim diye bakınırken seni gördüm biriyle konuşuyor gibiydin. Sizi uyarmak için gelmiştim ki senden başka kimseyi göremedim. Sen kendi kendine konuşuyordun. İyi misin?" dedi. Ay yok ben kesin delirdim. Artık olmayan insanları görmeye başladım. Aksiyonlu hayatımda bir delirmediğim kalmıştı. O da oldu tam oldu. Vatana millete hayırlı olsun.

Hâlâ benzi atmış yüzüme bakıp benden bir cevap bekleyen amcaya "İyiyim amca. Bir şeyim yok." deyip kayıt ve iade işlemleri için danışmaya doğru yürüdüm. Umarım o da kiminle konuştuğumu sormazdı. Yoksa adama ben deliyim diye nasıl diyecektim ki?

Gözüm elimde tuttuğum kitaba gitti. Kadın bunu giderken bırakmıştı. Giderken ödümü de patlatmıştı ya neyse. Belki de elimde tuttuğum kitap öylesine inceleyip bıraktığı bir kitaptı. Bilmiyordum ama içimdeki hisler bu kitabı almamı söylüyordu. Hem tırsıyorsun hem de kitabı alıyorsun evet Su aynen böyle devam et. Bu konuşan mantığımın sesi olsa gerek. Kesinlikle mantığımın sesini dinlemeliyim.

"Bu kitap iade bu kitapta kayıt mı olacak?"

"Evet." ve mantığımın sesini dinlemediğime pişman olacağım bir hata daha yaptım. Kitabı aldım.

Öncelikle daha önceleri kitap yazma girişimlerim olmuştu fakat 1-2 bölüm ötesine geçememiştim hiçbirinin. Anladığınız üzere yeniyim. Kendimi geliştirmem ve umutlanmam için desteğinize ihtiyacım var. Şuanlık bu hikayeyi de kendimi denemek ve bu hayatın neresinde olduğumu görmek için yazıyorum. Sizleri seviyorum. Mutlu kalın. 

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 02, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

YAŞAM ÇIKMAZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin