Yağmur yağıyordu şapkamı çıkardım.
Sokaktaki herkes hızlı adımlarla koşturuyordu.
Yağmurdan kaçan insanların her biri bir suçlu gibiydi.
Hepsi onları yakalamaya çalışan yağmur taneciklerimden kaçıyordu.
Toprakla karışan yağmur tanelerini derin derin içime çektim.
Huzurdu.
Sokak her bir suçludan yavaş yavaş kurtuluyordu.
Ara sokaklardaki kediler kuru yerlere geçmeye çalışıyordu.
Elinde kemanı olan birisini gördüm.
Bir şarkıyı çalıp söylüyor yağmur tanecikleri ile dans ediyordu.
Years ago, when I was younger
I kinda liked a girl I knew
She was mine and we were sweethearts
That was then, but then it's true
I'm in love with a fairytale
Even though it hurts
'Cause I don't care if I lose my mind
I'm already cursed
Every day, we started fighting
Every night, we fell in love
No one else could make me sadder
But no one else could lift me high above
I don't know what I was doin'
When suddenly, we fell apart
Nowadays, I cannot find her
But when I do
We'll get a brand new start
I'm in love with a fairytale
Even though it hurts
'Cause I don't care if I lose my mind
I'm already cursed
She's a fairytale
Yeah
Even though it hurts
'Cause I don't care if I lose my mind
I'm already cursed
Sesi ayrı bir güzeldi.
Keman çalması ise daha ayrıydı.
Bir evin merdivenlerine oturmuş onu izliyordum.
Gözleri gözlerimle buluştuğu an beni yanına çağırdı.
Sokak bizim için sahne olmuştu.
Birlikte dans ediyorduk.
Siyah gözleri içinde boğuldum.
Sesi huzurdu.
Şarkıyı bitirmiş önümde sanatçıların yaptığı gibi bir eğilme yapmıştı.
Bende alkışlamıştım.
Gözleri gözlerimi bulduğunda iyice ona baktım siyah gözleri, siyah saçları, minik gamzeleri, gülünce kısılan gözleri...
Mükemmel ötesiydi.
