Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Titreyen ellerin kapının zilinin önünde donakalmıştı. Ne zile basabiliyordun ne de geri dönüp gidebiliyordun. Ağır nefes seslerin seni iyice strese sokmuştu. Sırtından düşmek üzere olan sırt çantanı düzelttin ve güçsüzce kapıyı tıklattın. Bu Atsumu'nun evine ilk gelişindi ve ne yazık ki pek de hoş bir ziyaret olmayacağı kesindi.
"Korkunun ecele faydası yok kızım bas gitsin." Kendi kendine homurdanarak zile bastın ve ellerini önünde birleştirdin. Ne yapman gerektiğini gerçekten bilmiyordun ve bu seni endişelendiriyordu. Bu olayı en kısa sürede kapatmak istiyordun ama ya işler istediğin gibi gitmezse? Korkuyla irkildin. Atsumu'nun insafına kalmıştın.
"Y/N? Hoşgeldin diyorum." Atsumu elini gözünün önünde şıklatınca afalladın.
"Ha?"
"İki dakikadır dikiliyorsun, gel içeri." Şaşkın bakışlar eşliğinde eve girdin ve kısaca etrafı inceledin. Oldukça geniş ve iç ferahlatıcı bir dizayna sahipti. Büyük koridoru geçip salon olduğunu düşündüğün odaya girdin. Koltuklar beyaz renkti ve karşısında kocaman bir televizyon vardı. Televizyonun üstündeki raflarda çeşitli ödüllerin olması seni ister istemez gülümsetmişti. Konsolun üstünde duran ufak bir çerçeve dikkatini çekmişti. Gözlerini kısarak fotoğrafa baktığında kendini görmek seni afallatmıştı. Kocaman gülümsediğin fotoğrafın ne ara çekildiğini bilmiyordun bile. Yanaklarının kızarıklığını gizlemeye çalışarak koltuğa oturdun.
"İçecek bir şey ister misin?" Atsumu sesini mesafeli tutmaya özen gösteriyordu. Başını salladın sessizce.
"Direkt konuya girmek istiyorum." Derin bir nefes aldın. "Seni asla aldatmam Atsumu. Oikawa beni kendisi çekip öptü ve onu ittirdiğimde artık her şey için çok geçti."
Atsumu'nun dizleri sallanmaya başlamıştı ama sakin yüz ifadesini korumayı başardı genç adam. "Neden seni öptü? Neden onun yanındaydın?" Sorularını sıralarken genç adamın kalbi ağrıyordu resmen.
"Bunu sana en başında söylemediğim için çok pişman olduğumu en başta belirtmek istiyorum," iç çektin. "Hani sana yazmıştım ya ben."
"Ee?"
"Ve birisi bana yanlış numara vermişti." Atsumu'nun çenesi kasıldı.
"Eee Y/N?" Gergince dudağını dişledin.
"O gün aslında son haneyi yanlış tuşlamasaydım yazacağım kişi Oikawa idi ama onun yerine sana yazdım." Atsumu sessiz kalma hakkını kullandı. Düşünceli bakışları hafiften ısınıyor gibi olsa da dizlerini gergince sallamaya devam ediyordu. Onun cevap vermeyeceğini anladığında konuşmana devam ettin.
"İşte sonra Oikawa bana yazdı fakat o zaman artık çok geçti çünkü zaten senden hoşlanıyordum. Bu yüzden onu engelledim." Atsumu sırıtacak gibi oldu ama hemen kaşlarını çatmayı başardı. "Otelde onu gördüğünü ve üstüne bizi tanıştırmak istediğini söyleyince çok panikledim." Utanarak başını eğdin. Hatalı olduğun noktayı kabul ediyordun ve bu yüzden pişmandın.
