Seni tanıdığım ilk zamanlar

248 35 93
                                    

Bu kurguyu yazarken kendimden o kadar şey ekledim ki Kendi hislerim kendi düşüncelerim.Baya bı ben var bu ficde o yüzden çok özel.Umarim sizin için de kendinizden birseyler bulduğunuz bir fic olur.Bu fic için bir playlist hazırladım onu da eklerim.
Ekledigim şarkılarla dinlerseniz çok iyi olur ne demek istediğimi de daha iyi anlarsiniz.Küçücük bir ricam var lutfen yorumlarınızı eksik etmeyin,ne düşündüğünüzü çok merak ediyorum.Yorum yazarak belirtin lütfennn.Çok uzattım iyi okumalar hepinize‎♡

Bu bölümün şarkısı Devuélvete/Carla Morrison

***

Uzun yıllar önce var olmuş bir kasabaydı burası.Tarihte birçok krallık görmüş birçok kez işgal edilmiş ve birçok zaferler kazanılmış köklü bir kasabaydı.
Şuan hakimiyet Min ailesindeydi.Kral Yoongi kanunlarına itaat edilmesine çok önem verirdi karşı gelen halka hiç acımaz meydanda ibret olsun diye isyan edenleri,kanuna uymayanları astırırdı.

Kral Yoongi hiçbir zaman merhamet etmezdi, lügatında yoktu.Sevgiye dair hiçbir şey bulunmazdı.Zalimliğiyle nam salmış çevre krallıkların korktuğu güçlü bir imparatordu.Halk ise bu durumdan şikayetçi değildi.Çünkü kral kanunlarına itaat edilmesi sonucunda onlara istediği herşeyi veriyordu.Bol toprağı ve altını vardı tek isteği kendisine itaat ve saygıydı.

Kralın en önemli kanunu ise eşcinsellik ile ilgiliydi.Halk her ne kadar kral Yoongi'nin bu durumla ilgili bu kadar katı yaptırımlar uygulamasına bir anlam veremese bu konuyu hiç tartismamislardı.Kral kanun olarak sunmuştu onlar da kabul etmek zorundalardı.Zaten sık karşılaşılan bir durum değildi bu Min krallığında.
Halk kralın zalimliğini bildiği için iki erkek yada iki kadın olarak hiçbir eylemde bulunamazlardı.Kralın halk içinde de birçok ajanı vardı.Küçük bir etkileşimde hemen kralın haberi olurdu.Halk da zaten bu durumu sevmezdi.

Cok eski zamanlarda birbirini çok seven iki adamı meydanda astırmıştı kral tüm halk karşısında.Sonra meydana çıkıp

"Şu zavallıların halini görüyorsunuz!
Bana karşı gelmenin cezası budur.Birbirleriyle aşk sandıklari yalanın peşinden koşmanın cezası bu.Böyle iğrenç davranışlar halkımın ahlakını da bozar.Ben sizin için koyuyorum bu kanunlari siz ve gelecek nesillerimizin daha güvenli daha ahlaklı bir halk olmanız için yapıyorum ve biliyorsunuz size istediğiniz tüm imkanları sunuyorum bu yaptığınız nankörlüğün bedeli budur."

Buna şahit olmuş büyükler de çocuklarınına bu hikakeyi anlatır asla böyle birşey yapmamaları konusunda birçok nasihatte bulunurlardı.

Daha yirmilerinde olan bir gençti Taehyung. Kasabanın çok uzağında olan bir kulübe yapmıştı kendine.Bu küçük kulubeyi kaçış yeri belirlemişti kendine.Kendinden kaçıp dansa sığınıyordu.Kafasındaki sesten,kendiyle çelişen düşüncelerinden kaçıp buraya sığınıyor saatlerce ayakları şişene kadar dans ediyordu eski radyosundan çıkan cızırtılı ses eşliğinde.
Burası kasabaya uzak olduğundan rahattı, halkın kafasında olan basmakalıp düşünceler yüzünden uzaktaydı kasabaya.

Evi ise...
Evi yoktu.En azından evim diye tabir edebileceği bir yer yoktu.Evet dört duvar bir çatısı olan bir mekanı vardı ama ona ev demek gelmiyordu içinden.

Küçük yaşlarda savaşta kaybettiği babası ve 9 yaşındayken hastalıktan kaybettiği annesi hayattaki tek varlığıydı.Annesinin vefatından sonra evlat edinilmişti.Sonra bir terzinin yanında çıraklık yapmış şimdi ise genç yaşına rağmen kasabanın bilindik terzilerinden biri olmuştu.Biliniyordu ama kimseyle bir samimiyeti yoktu.Halk sadece adını bildiği bu genci yaptığı tasarımlarla tanıyordu sadece.
Taehyung'un bebek gibi yüzü güzel gözleri uzun boyu ile kasabadaki tüm genç kızların kalbini kazanmıştı.Ama hoş taehyung daha içerisindeki seslerle başedemezken dışarıdaki seslerle de uğraşmak istemiyordu.Bu yüzden soğuk ve hissiz duruyordu yüzü.

Cygne intrépideHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin