Elimdeki anahtarı kapı deliğine sokup çevirdim. İçeri girerken ayakkabılarımı aldım ve dolaba yerleştirdim.
Dershaneden geldiğim için saat 19.26 idi ve ben yorgunluktan ölüyordum.
Hemen üst kata odama çıktım ve üstümdekilerden kurtulup rahat pijamalarimi giydim. Odadan çıkarken duvarlarimda asılı olan posterlerime bakmayi da ihmal etmedim.
Aşağı indiğinde kettle'a bir miktar su koyup dolaptaki hazır ramenlerden birini açtım. Suyun kaynamasını beklerken sandalyeye oturdum. Zaten birkaç dakika sonra gelen sesle ramenimi demledim ve alıp üst kata geri odama çıktım.
Aslında tek yaşamıyorum fakat ev arkadaşım Jisung şuan sevgilisinde kaldığı için evde tektim. Ve bence bu ders çalışmak için harika bir fırsattı!
Ramenimde olduğu için onu yemeye başladım, bir taraftanda ders çalışmaya.
.
.
.
Saat 21.42 idi. Ve benim artık uyanık kalmaya gücüm kalmamıştı. Aslında bu kadar erken yatan biri değilim fakat bugün dershane olduğu için üstümde fazladan bir yorgunluk oluyordu. Buda benim yaklaşık iki saat daha erken yatmama neden oluyordu.
Aslında ders çalıştığım fakat sanki savaşmış gibi gözüken masamın üzerini topladım ve kendimi bitkin bir şekilde sandalyeme bıraktım.
Masamın hemen yanında olan Stray Kids grubundan Lee Felix'in olduğu postere aşkla bakıyordum. Oppaci değilim, olamam da. Felix ile aramda birkaç ay var sadece. Fakat önemli olan bu değildi. Resmen bur idole sırıl sıklam aşıktım . Pekâlâ bu kesinlikle cringe olan fanların aşkları gibi değil. Onda beni çeken bir şey var. Onsuz yaşayamıyorum...
Postere dokundum. Çillerine, dudaklarına, saçlarına... Ama en çok çillerine dokundum, çünkü çok güzellerdi.
Gözündeki yıldızlar sığmayıp yüzüne dağılmış gibi... Benim için çok farklı bir boyutta o. Keşke ona gerçekten dokunabilsem.
Postere dokunmaya devam ederken garip bir şey oldu. Hemde nasıl garip bir şey. Elim posterin içinden geçip sanki bambaşka bir yere gitti. Onun şaşkınlığını yaşarken birden posterin içine çekildiğimi hissettim. O kadar güçlü bir şey beni çekiyordu ki bir süre sonra karşı koymayıp kendimi bıraktım ve gözlerimi kapadım.
.
.
.
Gözlerimi açtığımda üzerimde örtü yanımda Jisung vardı. Fakat nasıl? Jisung sevgilisinin yanına gitmişti.
-Hyunjin, iyi misin?
Bu Jisung'un sesi değildi. Bu sesi nerde duysam tanırım. Ama... Nasıl?
Düşündüğüm seylerden yanımda yatan Jisung'un beni sarması ile ayrıldım.
-Hyunjin! Alo! Yok, delirmiş bu resmen.
Bir yanındaki Jisung'a bir de karşıdaki tekli koltukta oturan Felix'e bakıyordum.
Yok kesinlikle hayal falan görüyordum ben.
Felix birden oturduğu yerden kalkıp bana doğru gelmeye başladı. Ama benim kalbim bunu kaldıramadı.
Gelmesene çocuğum ya!
Yanına gelip koluma dokunduğunda bu son damlaydi artık. Gözlerim heyecandan yavaş yavaş karardı.FELİX'TEN
Ne!? Hyunjin daha demin resmen ona dokunduğumda bayılmıştı. Ona bir şey olucak diye çok korkuyorum.
-Jisung bir şey söyle yanlış bir şey mi yaptım ya!
-Hayir, hayır yanlış bir şey yapmadin.
Niye böyle olduğunu anlamaya çalışıyordum sadece. Neden birden bayıldı ki?
Of niye böyle oldu ya. Umarım ben yapmamisimdir.- Doktora falan mi gitsek? Ya da dur! Hareket ettirmeyelim ben doktor cagiriyim.
Elime hemen telefonumu aldım fakat korkudan ellerim titedigi için numarayi tuslayamadim bile.
-Felix dur. Ben ararım doktoru. Sen Hyunjin'in yanında dur. Uyanirsa haber verirsin.
Bu daha mantikliydi. Kafamı sallayıp Hyunjin'in yanına oturdum. Jisung ise dışarı doktorla konuşmaya gitti. Hem Hyunjin bayıldığı için hemde üçümüz evde tek olduğu için korkuyordum. Chan hyung olsa bu kadar telaş yapmazdim belki.
Hyunjin baygin bir şekilde yatarken bende fırsattan istifade yüzünün mükemmelliğini inceledim. Evet bu çocuğa resmen aşıktım. Görünüşü için değil, her şeyine bitiyordum ben onun. Şuan ona bir şey olucak diye ödüm kopuyordu bu yüzden.
Jisung içeri gelip doktorun yola çıktığını diyince içim rahatladı. Ona kafamı sallayıp Hyunjin'e bakmaya devam ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Another Universe-Hyunlix
FanfictionSıradan bir k-pop fanı olan Hyunjin duvarında asılı olan bir k-pop posterine dokunmasın sonucunda kendini başka bir evrende bulur.