...73,74,75.Dışarıda yağmur yağıyor.Ortadaki su birikintisine yetmiş beş damla yağmur düştü.Düşen her damla birikintiye karışırken düştüğü yerde gitgide genişleyen halkalar bırakıyordu.Halka genişledikçe görünmez olmaya başlıyor,sonunda yok oluyordu.Tıpkı kafamın içindekiler gibi.Benim de kafama yağmur damlası gibi bir fikir düşerdi,fikri irdeledikçe yağmur damlasının bıraktığı halkalar gibi büyür ve sonunda yok olurdu.Düşüncelerimin yok olmasını ben de istiyordum.Çünkü eğer yok etmezsem düşüncelerimi,güzel şeyler getirmezlerdi bana.Zihnim cehennemimdi.Ben de dünyanın en güzel resmini çizdikten beş dakika sonra yakan bir ressam gibi düşünce dünyamı yok ediyordum düşündükten sonra.Ama asla bitmezdi düşünmem.Yağmur damlaları tamamen yok olmadıktan sonra düşünemem imkansızdı.Her ne kadar zarar verseler de bana düşüncelerim,bunu seviyordum.Çünkü düşündükçe buluyordum istediklerimi.Aptal gibi her şeyi gerçeklikte aramaktansa,kafamın içindeki cehennemin alevlerinin arasından bir şeyler bulmayı daha çok seviyordum.Ama bazıları bunu anlamaktan çok uzak bir şekilde buna hastalık diyorlardı.Ama bu hastalık değildi.Bu;varlığını kabul edebilmenin,asıl gerçeği görebilmenin en sağlıklı yoluydu.Bunu anlayacak kabiliyet ve potansiyele sahip olmayanlarsa benim gibileri hastaneye tıkarak çare bulduklarını düşünüyorlardı.Ama benim adım da Pera'ysa buradan kaçacağım.Kaçacağım ve insanlara asıl hakikati göstereceğim.Ve bu yolda en büyük yardımcım tanrı olacak.
Bazılarının aksine tanrının varlığını kabul ediyorum.Bana göre her şeyin bir başlangıcı var.İnsanlar da kendilerini doğadaki en yüksek varlık olarak kabul ediyorsa başlangıçta her şeyi insanın yaratması gerekir.Şu an insanlar doğadaki çoğu şeyin tıpa tıp aynısını yapamıyorsa,ilk insanların günümüzdeki teknolojiden yoksun bunu yapabilmesi imkansız denilebilecek bir şeydi.Eğer yaptılarsa da bizden daha üstün olarak ilahi güçlerinin var olması gerekirdi ki bu da bizlerin ilahi bir güç tarafından yaratıldığını ispat ederdi.Aynı zamanda insan kendiliğinden var olamıyor ve bir anne-babaya ihtiyaç duyuyorsa ilk insan nasıl var olmuştu?İşte bunlar içimdeki bir şeylere inanabilmek adına boş bıraktığım tarafımı doldururken bana yol gösteren kanıtlardı.Belki saçmaydılar veya gerçek değildiler.Ya da günümüzde var olan tanrı anlayışıyla çelişiyorlardı ama bunların doğruluğu hakkında bana yardım edecek kimsem yoktu.Ancak bana şu an lazım olan tanrının özelliklerinden çok buradan kaçabilmem için kusursuz bir plandı.
Buradan kaçtığım zaman iç dünyamı dünya tuvaline işleyeceğim.İşlediğim takdirde tozu dumana katacağım,şu an için doğru zamanı bekliyorum diyelim.
Bu kadar şeyden bahsetmeme rağmen kendimi tanıtmadım.Adım Pera,19 yaşındayım.Ayrışmamış şizofreni,obsesif kompülsif bozukluk gibi söylerken bile zorlandığım hastalıklardan(!) dolayı ruh sağlığı ve hastalıkları hastanesinde yatıyorum.Daha hastalık dedikleri-ki ben bunu bana bahşedilmiş bir yetenek olduğuna inanıyorum-şizofreninin belirtilerini kavrayamayıp ayrışmamış şizofreni diye adlandırdıkları bu şey benim değil onların aptal olduğunu gösterir.Kusur diye adlandırdıkları şeyden bile emin olamayanların da sağlıklı diye adlandırılması da asıl ironi sanırım.
Bu ironi yüzünden nice insanlar canlarına kıydı,niceleri kaybedildi.Biraz da bu yüzdendi çırpınışlarım.Belki de bu yüzdendi nefretim.
Ama artık zamanı geldi.Artık acı zamanı.Şiddetin şiiri duyulmalı.Kargaşa başlamalı.İnsanlar ağlamalı.Artık göz kapaklarının jiletle kesilme zamanı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇOBAN YILDIZI
Teen FictionYüzme bilmeden daha,deniz görmeden,hiç güneşte yanmadan...Şimdi ölmek istemem bir kalbi sarmadan. Aşkı tatmadan daha,onla sarhoş olmadan,hiç sevişmeden daha...Şimdi ölmek istemem daha hiç gülmeden. Çoban yıldızı sen benle kal,çoban yıldız...