"Son zamanlarda ne kadar sorumsuz bir öğrenci olduğunun farkında mısın?"
Bayan Seon'nun söylediğiyle dolan gözlerimle başımı daha da aşağı eğerek dudaklarımı birbirine bastırdım.
"Efendim ben gerçekten verdiğiniz ödevi hatırlamıyorum."
"Bahanen de bu oldu. Her zaman aynı şeyi söyleyip duruyorsun. Ödev vermiyorsam arkadaşların ne yazıp getiriyor? Hem her seferinde dikkat ediyorum verdiklerimi not alıyorsun. Son bir ay da verdiğin ödev sayısı sayılı. Ayrıca sözlülerde bile doğru düzgün cevap veremiyorsun."
Dediğinde, bir kaç üzgün bakışın ve bir kaç tane de gülüş nefesleri duyabiliyordum. Özellikle de her zaman okul birinciliği için beni geçmeye çalışan Sooyeon'un sesi kısık olmasına rağmen kulaklarımda yankılanıyordu.
"Çok özür dilerim hocam, daha dikkatli olacağıma söz veriyorum."
Söylediğimle birlikte derin nefesler alırken ben öylece durdum. Daha fazla inkar edemedim çünkü bana inanmıyordu. Ancak yalan söylemiyordum, ödev veridiğini asla hatırlamıyorum.
"Bak Lavin, iyi bir öğrenci olduğun için bir anda böyle düşüş yaşamanı kabul edemiyorum. Lise sondasın ve her zamankinden daha çok çalışmak yerine sanki sınıfta kalmak için çabalıyorsun."
"Hocam ben gerçekten geçmeyi çok istiyorum."
"O zaman ona göre çalış!"
Başımı bir kez daha salladığımda bakışlarımı yine yere dikmiştim.
"Üzgünüm, ancak ailene haber vermek zorundayım."
Bulanık bakışlarım anında yüzüne çıkarken söylememesi için dilime getirmesem de gözlerimle adeta yalvardım. Başka bir şey demeden arkasını dönüp tahtaya doğru ilerlediğinde zilin çalmasıyla çıkabileceğimizi söylemişti.
Son ders olduğu için herkes bir-bir çıkarken çantamda not defterimi aradım. Bulamayınca oflayarak çantamı kapatıp omuzuma asarak sınıftan çıktım.
...
"Elbette Bayan Seon, anlıyorum. Merak etmeyin babasıyla ben kendisiyle konuşacağız."
Kapıyı açıp eve girdiğimde annemin sesini duymamla gözlerimi kapattım. Bayan Seon aramış bile.
"Haber verdiğiniz için çok teşekkür ederim, iyi günler."
Kapıyı kapattığımda annem sesini duymuş olacak ki salondan çıkıp bana bakıp telefonu kulağından çektiğinde bakışlarımı kaçırdım.
"Artık sen gelmeden eve haberin geliyor."
Annemin ciddi sesini duyduğumda istemsizce yutkunurken başparmağımın tırnağıyla ellerimde tuttuğum anahtarı kazıdım.
"Ne yapmaya çalışıyorsun sen, Lavin?"
"Anne ben gerçekten unuttum."
"İnsan bir kere, bilemedin iki kere falan unutur. Senin bu ay verdiğin ödev sayısı sayılıymış. Sözlünde yine aynı şekilde."
Gözlerim dolarken annemin anlamaması için direnerek sesimin normal çıkmasına özen gösterdim. Sözlü sınavda da kafam karışıyordu sanki, bildiklerimi de unutuyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Live You | Kim Taehyung
FanfictionKimseye söylemeyeceğime yemin edersem bana cevap yazar mısın, Taehyung? 'görüldü' ...