0.5

186 13 4
                                    


   Hyunjin sabah kalktığında alarmını kaçırmış olduğunu gördü. Alarmın 8'de çalması gerekiyordu fakat saat 8.35'ti.
Bir an biraz daha yatmayı düşündü. Zaten ilk dersleri edebiyattı. O adamın dersleri asla çekilmezdi. Hyunjin hep uyurdu derslerde 'en azından yatağımda daha rahat yatarım' diye geçirdi içinden. Bunu düşünmesiyle dış kapının çalındığını ve annesinin 'geliyorum' diyişini  duydu.
 
   Büyük ihtimalle Minho gelmişti. Bazen Minho'nun karşı dairede oturmasını sevmiyordu. Çünkü Minho her ne kadar fırlama bir tip de olsa inanilmaz dakikti. Ayrıca gerekmedikçe evde oturmayı da sevmezdi.
  
   Hyunjin yatağından kalkıp salona gitti. Mutfak salonla birleşik olduğu için masada oturmuş annesiyle konuşan Minho, Hyunjin'e bakarak "Günaydın paşam hiç uyanmasaydın" dedi.
Bunun üzerine Hyunjin yavaşça gülümsedi.
Annesi Hyunjin'i görünce "Hadi oğlum bir şeyler ye sonra ben sizi okula bırakırım." dedi. Hyunjin omuzlarını silkerek aç olmadığını ifade etti. Minho ise Hyunjin'in ne demek istediğini anlamıştı. Bu yüzden "Gerek yok Mina teyze biz yolda bir şeyler yeriz." dedi. Hyunjin, Minho'ya bir işaret yaparak odasına gitti ve üstünü giyinmeye başladı.

   Fakat o sırada annesiyle Minho hala bir konuşma içerisindeydi. Annesi sırtını tezgaha yaslamış, kollarını birleştirmiş bir şekilde iç çekti "Minho bu aralar Hyunjin daha da huysuz. Geçen gün hastaneye gitmiş. Eczanede benim kartımı kullanmasa hiç söylemiyecekti." Minho masanın altından elleriyle oynayarak cevap verdi. "Mina teyze biliyorsun artık terapiye gitmiyor. Doktoru ısrar etmiş sanırım ona biraz canı sıkkın." dedi. Sonra da koca bir nefes alarak devam etti "Doktora gitmesinin sebebi de genel kontrol değildi. Aynı şeyleri yeniden yaşamaktan korkuyor" dedi. Aslında bunları söylememesi için Hyunjin ona söz verdirmişti.

   Minho ile birlikte çekilmiş beşik fotoğrafları bile vardı. Ayrıca Minho, Hyunjin için hep endişelenmişti ama şimdiki endişesi daha da fazlaydı. Nedeni de Hyunjin'in doktor kontrollerinin sürekli artmasıydı.

   Hep yanındaydı Hyunjin'in ama ondan bir yaş büyük olduğu için ne kadar isteselerde hep farklı sınıflarda  olmuşlardı. Şimdi de Minho'nun korkusu lisede Hyunjin'i yalnız bırakmaktı. Tabii Jisung ve Felix hep yanında olacaktı fakat lise katı bir yerdi. Yanınızda sözü geçen biri olmadıkça sadece sizi ezmeye çalışırlardı. Minho voleybol takımındaydı, iyi bir konuma sahipti. Bunlar onu 'sözü geçen' öğrencilerden biri yapıyordu.

   Hyunjin'in yanına gelip omzunu dürtmesiyle düşüncelerinden ayrıldı. Hyunjin okul üniformasının üzerine gri bir sweat giyip yandan asmalı kahverengi çantasını almıştı. Minho ile çantaları aynıydı. Bir donem ikisi de ikiz gibi giyiniyordu. Herkesin onları ikiz sanmaları da hoşlarına gidiyordu.

   Hyunjin'le beraber evden çıkarken "Görüşürüz Mina teyze!" diye seslendi. Hyunjin'in annesi de mutfak kapısından başını çıkararak "Dikkatli gidin ve bir şeyler yemeyi unutmayın." dedi. Hyunjin'in tepki vermeden ayakkabılarını giyinmesi ve annesinin de üzgünce arkasından bakması da Minho'nun dikkatini çekti.

   Minho ve Hyunjin okula yaklaştıklarında saat 9'u 8 dakika kadar geçmişti. Minho her ne kadar geç kalmayı sevmese de Hyunjin'in bugün keyfi pek yerinde değildi. Bu yüzden ikisi de sınıflarına  ayrılırken Hyunjin ile sarıldılar ve "Teneffüste yanınıza gelirim." dedi. Hyunjin onaylarcasına başını salladı ve iki arkadaş sınıflarına gittiler.

   Minho içeri girdiğinde ingilizce hocasının çoktan öğretmen masasına kurulduğunu gördü. Özür dileyerek cam kenarındaki sırasına geçti. Sonrasında öğretmen konularda ilerde oldukları için ders işlemeyeceğini söyledi.

   Minho sırada uyuklama planı yapmışken arkasında oturanın omzunu dürtmesiyle uyandı.
"Kusura bakma Minho. Dün kalemini vermiştin."diyince kalemi aldı ve önüne dönecekken tekrar bir soru sordu çocuk " Şey okulun girişindeyken gördüm de yanındaki sevgilin Jisung muydu ?" Diyince Minho cevap verdi "Yok o arkadaşım Hyunjin. Chan sen Jisung'la tanışmamış mıydın?". " Yok. Sanırım maçta bir kere gördüm ama tam hatırlayamayınca sorayım dedim."

Aslında Hyunjin'i nasıl da iyi tanıyordu...

   Minho kilit ekranındaki Jisung ile olan fotoğrafını gösterdi Chan'a. Biraz daha sohbet ederlerken Minho'nun telefonuna mesaj geldi. Mesajda "Sonuçlarım çıkmış. Kötü." yazıyordu. Şaşırtıcı olan ise mesajın Hyunjin'den olmasıydı. Chan mahcup olarak " Pardon okumuş bulundum. Bir sıkıntı yoktur umarım."dedi. Minho ise " Sorun değil de ben teneffüste gideyim yanlarına."diye cevap verdi.

   Chan ile sohbetleri biraz daha devam etti. Hatta çalan zili de duymadılar. Zil çaldıktan 2-3 dakika kadar sonra Felix, Jisung ve Hyunjin sınıfın kapısından Minho'ya seslendiler. Minho yerinden kalkarken Chan'a "sen de gel tanıştırayım sizi Jisung'la" dedi. Sınıftan çıkıp diğerlerinin yanına ilerlerlediler ve koridorda ayaküstü sohbet etmeye başladılar. Ve Chan kalbini attıran kişiyi yani Hyunjin'i gördü. Keyifsiz olduğu her halinden belliydi. Kapşonlusunu kafasına kapatmış , sol eli cebinde diğer eliyle de telefonundan bir şeyler yaparken gizlice onu izledi.

Sol eli hep cebinde olurdu. Bileğinin içini gizlemek için...

   Minho, Jisung ile Chan'ı tanıştırırken Hyunjin hep geride durdu ve telefonuna bakmaya devam etti. Minho, Jisung'u hayatımın anlamı diye tanıttı. Jisung bu söz üzerine kızarırken Chan, Felix ile tanıştı. Hyunjin'le de konuşmak istiyordu. Zilin çalmasıyla herkes sınıflara dağılmaya başladı. Jisung , Minho'yu yanağından öpüp giderken diğerleri de onu takip etti. Hyunjin tam gidicekken Minho kolundan tuttu ve 'telefonuna bak' dedi. Hyunjin başını sallayarak sınıfına yürümeye başladı.

   Chan ile Minho ikinci derste de sohbetlerine devam ettiler. Chan'ın aklı Hyunjin'deydi. Minho bir ara telefonunu eline aldı ve harıl harıl bir şeyler yazdı. Chan rahatsız etmek istemediği için sıraya kafasını koydu ve günün bir an önce bitmesini diledi.


[Gizli Numara - Hwang Hyunjin]

Gizli Numara:
Bugün mutsuzdun.
Rahatsız etmek istemedim
Eve gelince yazmak istedim.
Nasılsın
?

Hwang Hyunjin:
Evet
Her zaman ki gibi kötü haberler peşimi bırakmıyor
Eğer bir yerlerde bir Tanrı varsa beni sevmediği kesin

Gizli Numara:
Hyunjin
Eğer Tanrı varsa
Seni sevdiğine eminim
Melek gibisin

Hwang Hyunjin:
Hayır
Bunu düşünen sadece sensin
Bak benim seni sevmemi bekliyorsun
Ama yapamam

Gizli Numara:
Sürekli yanında olacağım derken şaka yapmıyordum.
Hyunjin.
Seni seviyorum.
Ve senin de beni sevebileceğini biliyorum
Birbirimizin yaralarında çicek açtıralım.

Hwang Hyunjin:
Yara bandı değil miydi o sözün aslı

Gizli Numara:
Yara bantları sadece yaralar dışardan gözükmesinler diye varlar.
Bense yaralarında çiçek açtırmak için varım.
Çünkü doğanın kanunudur
Eğer o çiçekler solsa da elbet bir gün tekrar açarlar.

Hwang Hyunjin:
Teşekkür ederim
Bunu söyleyeceğimi bilmezdim ama
İyi ki varsın
Umarım bir gün karşılaşırız
Ama inan bana karşılaştıktan sonra bana olan duyguların değişecek

Gizli Numara:
Hayır seni her daim ne olursa olsun seveceğim
Lütfen sen de kendini sevmeyi dene
Çünkü bunu hakediyorsun ♡





Merhaba !
Sonunda düzyazı bir bölümle karşınızdayım. Sizden küçük bir ricam var. Beğendiğiniz ya da hoşunuza gitmeyen yerleri yorumlarda belirtirseniz sevinirim. Böylelikle kendimi daha da geliştirebilirim. 🫶

Raven kaçar 🫡

Söylenmedi Hiç // HyunchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin