10.

313 26 5
                                    

Sabah Jisung ve Jeong dersleri olduğu için kahvaltıyı beklemeden gittiler. Ben de bir şeyler hazırlayıp babamı uyandırdım. Birlikte kahvaltı yapıyorduk, birden onu huzur evine götürmemi istedi. Nedenini sorduğumda ise alaycı bir tavırla "Jisungla arkadaşlık etmekten bıktım ben de manita istiyorum" dedi ve kıkırdadık. Ben bırakmak istemiyordum, ama kahvaltı boyu ısrar edince onu ziyarete götürdüm. Gerçekten beğenmişti. Babamı bırakmak istemiyordum ama sanırım öyle olması gerekiyordu, hem ben yorulmuştum hem de o artık yanlız olmak istemiyordu doğal olarak. Babamla vedalaştıktan sonra Minho'ya gittim. Görünce şaşırmıştı ama hızlıca içeri aldı.

M- İyi misin? Bir sorun var mı?

F- Evet. Evet kocaman bir sorun var.

M- Suga bir sey mi yaptı? Ne oldu?

F- Seni özledim.

M- Ne?

F- Seninke vakit geçirmeyi özledim.

Kıkırdadı ve "vakit geçiriyor muyduk ki?" Diye sordu, ben de açıkça ona flört etmek istediğimi söyledim. Sırıttı ve bana onu odasında beklememi söyleyip mutfağa gitti, ben de odasına gidip bekledim. Filtre kahve? Sütlü? Bana sütlü filtre kahve getirdi ve yanıma oturdu.

F- Ben sütlü kahve sevmem.

M- Hiç denedin mi ki?

F- Hayır tabi ki, çok kötü. Kahvey kahve yapan acımsı sert tadıdır zaten.

M- Bir kere denesen?

F- Mm mmm.

M- İnatçı keçi!

F- İyi ver.

"Beğendin mi bari?" Beğendim. Çok beğendim, ama Minho'ya çaktırmamam lazımdı çünkü kötü. Aslında güzel ama kötü işte. Banane ya "içilicek gibi degil ama içilir." Garip garip baktı, ben de ona garip garip baktım. " Bana öyle bakma yakışıklı polis." Tamamen bana döndü "yakışıklı mıyım?"  Evet manasında kafamı salladım ve kahve bardağını kenara koyup onu kucağıma yatırdım. Yüzü çok güzeldi. Eskiden kötü ya da psikopat kişilerden hoşlanırdım, şimdi Minho'yu sevmemi garipsiyorum. Şimdi kötü çocuk ben oldum. O gerçekten kusursuzdu, yüzü çok güzeldi, saçları, vucudu, burnu, parmakları, gözleri... Hayal edemeyeceğim kadar güzeldi. Beni uyuşturucu bağımlısı olmana rağmen yargılamak yerine destek olmaya çalıştı ya tamam bunu Jisung'ta yapıyor ama işte Minho iyi biri o kadar. Gerçekten bilmiyorum. Bana ve herkese iyi davranıyor. Kibar, gerektiğinde sert, nerde nasıl davranacağını biliyor ve beni seviyor. Yani sanırım. Neyimi seviyor ki? Ben onun neyini seviyorum? Senden neden hoşlanıyorum Lee Minho?

M- Hey iyi misin? Daldın

F- Çok iyiyimm. İyi ki yanımdasın... Minho! Sen de benim hissettiğim gibi hissediyor musun?

M- Nasıl hissediyorsun?

F- Bilmiyorum ki ben de.

M- Ben güvende ve huzurlu hissediyorum.

F- Huzur bu mu?

M- Değil mi? Evinde huzurlu hissetmeyeceksin de nerede hissedeceksin?

F- Yani benim evimde olsak kotü mü hissedeceksin?

M- Benim evim sensin Lix. Sen yanımdaysan huzurluyum.

F- Teşekkür ederim.

M- Kalas.

Birden yanımdan kalıp gitti. Ne yaptım ki ben? Oda da onu bekledim ve beş dakika sonra geldi.

M- Ciddi misin?

F- Ne?

M- Peşimden gelmedin?

F- İşin var geliceksin sandım

M- Ya trip attım!

F- Ha? Özür dilerim ama ne yaptım?

M- Ya bir şey yapmadın. Odunsun sadece odun.

F- Öyle olsun?

Kıkırdayıp yanıma oturdu ve yanağımı öptü, aşırı utandım. Yanağımı okşamaya başladı "Yıldızların var!" Ne? Çillerimi mi gördü sabah makyaj yapmıştım ama "Hey! Makyajımı mı sildin sen?" Özür diler gibi bakıp "bilerek yapmadım. Çok güzellermiş" dedi. Güzel mi? Gözüm doldu, teşekkür ettim. "Hey! Neden böyle oldun daha önce kimse söylemedi mi yani?" Çillerimin güzel olduğunu söylemek mi? Ailem bile dalga gećiyordu. Hatta ilkokuldan beri bana leke derler, tabii artık bundan daha aşağılayıcı şeyler buldular o yüzden unutuldu. Minho'ya sarıldım ve tekrar teşekkür ettim. Bana bir anda heyecanla baktı ve "Seni bir yere götüreyim mi bu akşam? Tüm şehiri ve yıldızları izleyebileceğin bir yere. Hava kararmadan biraz gezeriz sonra yemek ve içki alıp oraya dediğim yere çıkarız, tatlı da alırız, çok hoş bir yer sonra sahile ineriz istersen Jisung ve Chan da gelir?" Şaşırmıştım. Bu planı bir kaç dakikada mı kurdu? "Jeongin ve Seungmin de gelebilir mi?" Evet anlamında kafasını salladı. Vay be! Suga'dan sonra garip geliyor. O beni her zaman barlara ya da evine götürürdü. Ben yemek yapardım yerdik ve her zamanki şeyler. Bu güne kadar sadece Jisung ile piknik gibi şirin aktiviteler yapmıştık.

M- Hey! Neden moralin bozuldu? İstemiyorsan başka bir şey yapabiliriz

F- Hayır ya! Çok düşüncelisin saol.

M- Ne demek Lix bey!

F- O zaman ben eve gidip hazırlanıyım?

M- Git bakalım.

F- Gidiyorum bak.

M- Hm hm.

F- Görüşürüzz!

M- Seni seviyorum.

Eve gittim ve hemen Jisung'u aradım ama açmadı. Ben de Jeongin'i aradım, ama ağlıyordu.

 Ben de Jeongin'i aradım, ama ağlıyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Birazcık şirinli bölüm yapiyim dedim

Küçük Suçlu | MinlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin