(Yazar: Yazım yanlışı varsa üzgünüm.)
-_-
-Önce ki bölümden kesit-
Via: Bende aptal gibi sana soru soruyorum şuan ya hadi gel revire gidelim. dedim kolunu alıp omuzuma attım;
Chul: O kadarına gerek yoktu-
Via: O kadar tekme yedin saçmalamayı kes ve benden destek alarak yürü. dedim revire gitmek için yürümeye başladık. Thyme ile çoğu kişi neler olduğunu anlamamıştı.
-_-
•••
-Via'nın gözünden-
Revire vardığımızda Chul'un kanayan kaşına ve dudağına pansuman yapıldı. Karın bölgesine ağrı kesici krem de sürülecek iken revirde çalışan hemşire kadın;
H: Bu morluklar ne? Yani hemen bir anda morarmaz. Önceden darbeler falan mı aldın karnına?
Via: Morluklar mı?
Chul: Ha, şey siz boşverin nasıl olduğunu. dedi hemşire bir an durup ona bakıp göz devirdi;
H: Peki. dedi kremi sürmeye devam etti;
Via: 1dk. dedim morluklar baktım ah, hayır;
Via: Hala mı?
Chul: Ne?
Via: Neyden bahsettiğimi iyi biliyorsun Chul.
H: Kremi de sürdüm, üzerini düzeltip çıkabilirsin.
Chul: Tamamdır. dedi tişörtünü düzeltip sakince ayağa kalktı;
Via: Gel benimle derslere girmiyoruz, çantalarımızı alalım.
Chul: Niye k-
Via: Çantaları bi alalım söyleyeceğim. dedim ilk Chul'un sınıfına gidip çantasını alıp sonra benim sınıfıma gidip çantamı alıp, yalnız olabileceğimiz tek yer olan çatıya doğru giderken;
Eleanor: Via nereye? Ve bu kim?
Via: Her şeyi size sonra anlatacağım merak etmeyin. dedim Chul ile çatıya gittik;
Chul: Neden buraya geldik? dedi örtünün altında ki iki sandalyeyi de çıkartıp birine ben oturdum ve çantamı yere koydum;
Via: Otur. dedim gözlerimle karşımdaki sandalyeyi işaret ederek. Chul iç çekip sandalyeye oturdu;
Chul: Ee? Bak, benim dersleri aksatmamam gerek biliyorsun yani-
Via: Bende bundan bahsediyorum ya. Baban hala değişmedi mi? dedim Chul bana bakıp sustu;
Chul: Hala aynı.
Via: Peki. Annen yani Eunha teyze, nasıl?
Chul: O... Öldü. dedi gözleri dolmaya başlamıştı;
Via: Ne!? Nasıl? Yani... Bunu sormamalıydım değil mi? Üzülmeni istemiyorum.
Chul: Sorun değil. Yaşadığı onca şeye bedeni dayanamadı ve hastalandı. Herşey o... dedi gözyaşları yanaklarına dökülmeye başlayınca oturduğum sandalyeden kalkıp yanına gittim. Onun oturduğu sandalyenin yanına çömelip kafasını eğerek sakladığı yüzüne baktım. Sağ elimle gözyaşlarını silip elimi yüzünden uzaklaştırdım. Ona sıkıca sarıldım;
Via: Bak ee... Eskisi gibi yanındayım. dedim sarılmayı bırakıp yüzüne baktım;
Via: Hala yakın arkadaşız ve hep birbirimizi koruyup kolladık dimi? Yine böyleyiz. Sana o zamanlar yardım edemezdim fakat şimdi yardım edebilirim. Eğer istiyorsan yani buna hazırsan babanın alması gerektiği cezayı almasını sağlayabilirim.